Kapitalistler sınıfının çıkarları nüfusun ezici çoğunluğunun çıkarlarıyla şiddetli bir karşıtlık içinde bulunduğundan, burjuvazi, akla gelebilecek her suretle devletinin sınıf karakterini gizlemeye çalışır. Burjuvazi, bu devleti sınıflar üzerinde duran bir devlet, bir halk devleti, bir "saf demokrasi" devleti olarak göstermeye çabalar. Ama gerçekte burjuva "özgürlük", sermayenin yabancı emek sömürme özgürlüğüdür; burjuva "eşitlik", ardında sömürenlerle sömürülenler, toklarla açlar, üretim araçlarının sahipleriyle yalnızca işgüçlerine sahip olan proleter kitleleri arasındaki gerçek eşitsizliği gizleyen bir sahtekarlıktır.
Sayfa 167
Unutmayalım ki hiçbir fiyakalı kıyafet, pahalı şirket tatili ya da kiralık lüks araba, üretim araçlarına sahip olmayanların proleter olduğu gerçeğini değiştiremez. Akciğerlerinizde is, işliklerinizde leke, alnınızda ter olmaması işçi olmadığınız anlamına gelmiyor ne yazık ki.
Reklam
Ülkemizde edebiyatın ideolojiye katkısı 1960-1970'li yıllarda görmez den gelinmiştir. Hâkim çevreler bilinçleriyle edebiyatın ideolojiye katkısınin önemini unutmamışlardır. Kendi yazarlarına imkânlar sağlayıp ürünlerinin yayılmasını sağlamışlardır. Bazı çevrelerse aksine edebiyatla ilgilenmemek hatta edebiyatçıları hor görüp burun kıvırmak yöntemini seçmişler ve kendi sanatçılarının yetişmesinin önünü tıkamışlardır. Tek başına siyasi ajitasyon ve propagandanın yeterli olabileceğini zannetmişlerdir. Ideolojik eylemi si yasî eylemle kısıtlayarak sınırlayıp daraltmışlardır. Dönemde çıkan Ant, Emek, Partizan, Proleter Aydınlık, Sosyal Ada let. Sosyalist Aydınlık, Türk Solu, Yön gibi sol dergiler edebiyata çok az veya hiç yer ayırmamışlardır. Edebiyata bilinçle ve inançla yer verenlerin sayısı oldukça azdır. Bunların dışındakiler genellikle ya sayfa doldurmak ya alışkanlıklarından veya kişisel ilişkilerden dolayı yer ayırmayı uygun görmüşlerdir. Siyasî dergilerde edebiyat bir sığıntı görüntüsü altında boş uğraş gibi görünür hâle gelmiştir. Oysa geçmişimizin sol kültüründe yani 1910-1950 yılları arasında çıkmış İştirak, İnsaniyet, Sosyalist, Kurtuluş, Aydınlık, Çığ. Adımlar, Yurt ve Dünya, Ant, Gün, Yığın, Söz, Başdan, Barış, Gerçek gibi siyasi dergilerde edebiyatla siyaset yan yana omuz omuza yer almıştır.
"Bana gelince: Ben ki, herhangi bir proleter şairiyim, Marksisto-Leninist şuur, 30 kilo kemik 7 litre kan, bir iki kilometre kadar, damar, adale, et, sinir ve deriyim.."
Muallim Ahmet Halit Kitaphanesi
"1 - Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği amele ve köylülerin sosyalist devletidir. 2 - SSCB Birliğinin siyasi temeli pomeşçik ve kapitalist devletinin devrilmesi ve proleter diktaturasının mavaffakiyeti neticesinde yükselen ve sağlamlaşan emekçi mensupları sovyetleridir. 3 - Sovyetlerde bütün iktidar, emekçi mensupları sovyetlerinin şahsında, şehir ve köylü emekçilerine aittir. 4 - SSCB Birliğinin iktisadi temeli; kapitalist ekonomi sisteminin ilgası, istihsal alet ve vasıtalarından şahsi mülkiyetin kaldırılması ve insanın insanı istismarının yok edilmesi neticesinde teessüs etmiş olan sosyalist ekonomi ve istihsal alet ve vasıtaları üzerindeki sosyalist mülkiyetdir."
Tıpkı Basım
Lenin'e göre “kendi kaderini tayin hakkı” Rusya'dan ayrılmak anlamına gelmemektedir. Rusya'dan ayrılabilmek için zorunlu ön koşul, proleter sınıfın uluslararası mücadelesini bölmemekti. Bunun pratikte nasıl olabileceğini ise kimse bilmiyordu. Sonuç olarak Lenin, Rus dışı milletlere iki seçenek sunmaktaydı. Birincisi, uygulamada mümkün olmayan ve kendisinin de öngörmediği “Rusya'dan ayrılıp bağımsız bir devlet kurmak” seçeneği, ikincisi ise “Rus milleti içerisinde eriyip yok olmak” seçeneğiydi.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.