Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Asrın

Asrın
@prometheusxx
3 okur puanı
Mayıs 2023 tarihinde katıldı
Modern bilimin kuruluşu, hayat içerisindeki bir akışı gözlemlemeyi ilke olmaktan çıkarmıştır. Yani Aristo, okyanustayken canlı olan bir yumuşakçayı çıkarıp inceleyip yerine bırakabilirdi ya da karaya vurmuş, ölmekte olan bir yumuşakçanın ölümünü inceleyebilirdi. Ölüm orada hayatın bir vakası olarak vardı. O varlıkla ilişki, laboratuvar koşulları dediğimiz çerçevedeki ilişkiden çok farklıdır.
Sayfa 16
Reklam
218 syf.
·
Puan vermedi
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski
7.8/10 · 73,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Eğer dünyanın gerçekleri çok rahatsız ediciyse kendinizi yalanlara inandırırsınız ve sizin doğrularınız da o yalanlar olur. Eğer siz o yalanları kendi dünyanız yaparsanız, dünyaya ait gerçeklerin hiçbir önemi kalmaz.
Resepsiyonunda daima müşterilerini sikimsonik bir güleç yüz ifadesiyle karşılayan ve "Hizmetimizden memnun kaldınız mı" gibi nafile sorular sorarak beyefendicilik oynayan bir dallamanın bulunduğu oteller beni hep sinir etmiştir. Kibarlık ve lüks kisvesi altında size daima müşteri olduğunuzu hissettirir bu tür ortamlar, o yüzden zerre kadar hazzetmem. Bir de sanki "Memnun değilim" desem oteli yıkıp yeniden inşa edecek beyhude orospu evladı!
Reklam
Ama gençlik, hayvanlar gibi davranmaktır. Hayır, tam olarak hayvanlar gibi değil de, daha çok şu küçük oyuncaklar gibi davranmaktır. Hani sokaklarda satarlar ya, içinde mekanizması, dışında da anahtarı olan küçük teneke adamlar vardır, anahtarını grr grr grr kurarsın, bırakırsın yürür gider ya kardeşlerim. Ama düz çizgide gider ve tabii bir şeylere toslar, düz gider tos tos toslar, yaptığından vazgeçemez. İşte genç olmak, bu küçük makineler gibi olmaktır.
Sayfa 170Kitabı okudu
asla bakma
işin sırrı burada: bakma "insanlara asla doğrudan bakmıyorsun," derdi sevgililerimden biri. iyi bir nedenim vardı, aslında orada olan şeyi görmek istemezdim, o gerçek olmaksızın daha iyi hissediyorum kendimi.
Sen sevgiline ne verebilirsin sanki? Kalbini mi? Pekâlâ, ikincisine? Gene mi o? Üçüncü ve dördüncüye de mi o?.. Atma be adaşım, kaç tane kalbin var senin?..
Mutlaka ben de pek çok kez sözlerimle kırdım seni, ama ardından hep bilirdim bunu, acı çekerdim, ama o sözü bastırabilmeyi başaramazdım, daha ağzımdan çıkarken pişmanlık duyardım. Ama sen sözlerinle döverdin, kimseye acımazdın, ne söylerken ne de sonrasında, insan senin karşında tamamen savunmasız kalırdı.
Temelde hayatını yönlendiren inanç, belirli bir Yahudi toplumsal sınıfına özgü görüşlerin kayıtsız şartsız doğruluğuna ve aslında bu görüşler senin varlığının bir parçası olduğu için de, kendine inanmaktan ibaretti. Burada epeyce Yahudlilik vardı, ama bir çocuğa aktarmak için yetersizdi, sen bunu aktarırken tümüyle harcanıp gittiler. Kısmen aktarılamayacak gençlik izlenimleriydi bunlar, kısmen de senin korkulan varlığın. Ürkekliği yüzünden aşırı bir dikkatle gözlemleyen çocuğa, Yahudilik adına hiçliklerine yaraşır bir kayıtsızlıkla uyguladığın birkaç hiçliğin daha yüce bir anlamı olduğunu anlatmak imkânsızdı. Bunların senin için geçmiş zamanların küçük hatıraları olarak bir anlamı vardı ve bu yüzden benimle paylaşmak istiyordun, ama sana bile kendinde bir değer ifade etmedikleri için, bunu ancak kandırarak ve tehditle yapabiliyordun; bir yandan başarılı olması mümkün değildi bunun, diğer yandansa buradaki zayıf konumunu kesinlikle anlayamadığın için, görünüşteki inatçılığımdan ötürü bana öfkelenmene yol açıyordu.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.