Rızası Rabbin Rızasına Uydu
Ömer (r. a.)'den: Üç hususta görüşüm Rabbimin hükmüne uygun düştü: "Ya Rasulallah, İbrahim (a.s.)'in makamını namazgâh edinsek" dedim, "Ibrahim makamını namazgâh edinin." (el-Bakara, 125. ) ayeti nâzil oldu. "Ya Rasulullah, kadınlarına emretsen de örtünseler, zira onlarla iyi insan da, günahkâr insan da konuşuyor" dedim. "Hicâb Ayeti" nazil oldu. (el-Ahzab, 59. ) Rasûlullah (s.a.s.)'in zevceleri kıskançlık sebebiyle kendisine karşı birleşmişlerdi. Ben de kendilerine: Rasûlullah sizi boşarsa, belki de Rabbi Ona (sizin yerinize) sizden daha hayırlı, kendisini Allah'a veren, inanan, gönülden itaat eden, tevbe eden, seyahat eden dul ve bâkire eşler verir" dedim. Bunun üzerine bu meâldeki Ayet (et-Tahrim, 5) nâzil oldu.
Sayfa 81 - MADVE YAYINLARI
Peygamberimize ruhun ne olduğu sorulduğun­ da, Allah teâlâ şu âyeti indirmiştir: "De ki: Ruh Rabbimin bir emridir. Size (o konu­ da) ancak az bir bilgi verilmiştir." (-Nahl, 39)
Reklam
Hz. Peygamber İslam'ı tebliğ etmeye başladığı zaman Cahiliye Arapları onu sıkıştırmak için bu "hamme"yi sordukları rivayet edilmektedir. "Sana ruhtan sorarlar. De ki ruh rabbimin emrindedir. Size ondan çok az bir bilgi verilmiştir." şeklindeki İsra suresi 85. ayeti kerimesinin bununla ilgili nazil olduğu nakledilmektedir.
[1256] En tuhaf işlerden biri de Uyeyne b. Hısn, el- Abbâs b. Mirdâs, Âmir b. et-Tufeyl ve benzerleri gibi kendilerine tâbi olunan Câhiliye reisleri ve Arap ileri gelenlerinin Resûlullah’a (s.a.) şöyle demeleridir: “Biz seninle beraber oturmayı ve seni dinlemeyi seviyoruz. Biz insanların ileri gelenleriyiz. Fakat senin etrafındaki
1-Nefs-i Emmâre
Devamlı kötü işleri emreden nefis demektir. Bu nefsin sıfatı hep kötü işleri istemektir. Kötü işleri güzel görür, kalbi devamlı o tarafa çeker. Âhiret derdi, ölüm düşüncesi, hesap korkusu, azap kaygısı yoktur. Sadece keyfini, şehvetini, rahatını düşünür, buna ulaşmak için helal haram diye bir sınır tanımaz; her yolu kullanmak ister. Kur'an-ı Hakim'de: "Hiç şüphesiz nefis devamlı kötülüğü emreder. Rabbimin acayip korudukları müstesna" ayeti, bu sıfattaki nefsi tanıtmaktadır. Kâfirlerin, münafıkların ve devamlı günaha dalan kimselerin nefsi bu sıfattadır. Bunun tedavisi samimi tövbe ve terbiyedir.
Sayfa 90
Kehf/109
(Habîbim!) De ki: “Eğer denizler Rabbimin (sonsuz ilmini ifade eden) kelimeleri(ni yazmak) için birer mürekkep olsa, bir mislini de ilâve yardım olarak getirecek olsak, elbette Rabbimin (ilmi de, sınırsız ve sonsuz olan) kelimeleri (de) tükenmeksizin, o bütün denizler (bitip) tükenirdi.” Bu âyet, Yahudilerin Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e: “Sen bize kitaplarımızda hikmet öğretildiğini itiraf etmekteyken, senin kitabında da: ‘Kendisine hikmet verilene, gerçekten pek büyük bir hayır verilmiştir!’ buyrulmaktayken, ya peki: ‘Size pek az ilim verilmiştir!’ âyeti ne anlama gelmektedir?” demeleri üzerine nâzil olmuştur.
Reklam
22 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.