Robinson Crusoe
Daha önceleri okuduğum Emile'de Rousseau okuyucularına Robinson Crusoe 'u okumayı tavsiye ediyordu. O yüzden ben de, okumak için bu kitabı bir köşeye not düşmüştüm.
Robinson' u emimim aranızda bilmeyen yoktur. Hani şu geçirdiği gemi kazasıyla ıssız adaya düşen Robinson..
Eser bildiğiniz üzere Dünya Edebiyatı
O Bir Lider
O Bir Kahraman
O Bir Deha
O ........
Kelimelerle anlatılamayacak kadar üstün vasıflara sahip bir insanötesi varlık. Ama ben bunlardan bahsetmeyeceğim.
İki üç yaşlarında tanıştım kendisiyle. Hangi özelliği anlatıldı bana, hangi yönüne hayran kalıp onu sevdim hatırlamıyorum ama hatırladığım tek şey büyüyünce ne olacaksın sorusuna
Edip Cansever kitabı oldu. Ve üçü arasında en çok bu kitapla heyecanlanıp okuduğum eserin coşkun büyüsüne kapılabildim. Gerçekten öyle. Büyük bir heyecan vardı okurken sanki edip Bey'in heyecanı geçmişi banada ya da hüzüç duyduğm cümlelr vard ama bu da aynı şekilde coşkulukla yapılıyordu. Acaba
“ Bir öğle vakti bağlanan telefonda karşıma Oğuz Atay çıktı. Söze derhal sen diye başladı:
-“Sen rakı içer misin?”
+“Arada evet...”
-“Peki şalgam suyuyla birlikte içtin mi ?”
+“Hayır”
-“Güzel. O halde bu akşamüstü saat altıda Atlas Sineması’nın girişinde ol. Seni bir yere götüreceğim. ”
Dediği saatte buluştuk. “bir yer” dediği, Ağa Camii’nden