Kalk, iki gözüm, iskeleye geldik. Günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hâkim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim.
Ankara'daki en usta politikacı Mustafa Kemal idi. Bazı yerel politik sorunları çözümlemek için çıktığı birkaç kısa tren yolculuğu dışında sürekli kentte kalıyor, meclisi kendi istediği biçime getirmek için çabalıyor, vekilleriyle görüşüyor, ordularının başındaki komutanlara ve yerel yöneticilere telgraflar yağdırıyordu. Güç kaynağı henüz zayıf olduğundan işlerini çok dikkatli bir biçimde karşısındakileri ikna ve idare ederek yürütmesi gerekiyordu. Genellikle gizli oturumlarda toplanan meclis dışında, halka hitaben konuşmaktan kaçınıyordu. En iyi çalışma biçiminin özel toplantılar olduğunu fark etmişti ve bu toplantılar, çoğunlukla gecenin geç saatlerine kadar rakı kadehleri eşliğinde sürdürülüyordu.
Güzel şeyler hiç de az değil.Bostanlı sahilinde akşamüzeri yürümek, hatırlanmak,seçtiğin yalnızlık,seçtiğin kalabalık,yeni kesilmiş çim kokusu,yürümek sadece yürümek bir yere varmak zorunda olmadan yürümek,Haruki Murakami romanı,senfonik rock,çay,rakı,Zeki Müren şarkısı,keman sesi…
Biliyor musun? Az az yaşıyorsun içimde
Oysa ki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi, aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu? Bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o degil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.
Meclis 14 Eylülde alkol yasağı getiren yasayı onaylayarak İslamcı duygularını ifade etmiş oldu. Yine de, bu yasa Mustafa Kemal'i rakı içmekten alıkoymadı. 17 Eylülde meclis Misak-ı Milli'ye aykırı olan Sovyet koşullarını resmen reddetti. Mustafa Kemal son derece güçlü bir manevra sergiledi. 18 Ekimde Dahiliye Vekaleti, milliyetçi liderlerin ( İsmet, Fevzi, Ali Fuat, Refet) ve yakın sivil çevresinin büyük çoğunluğundan oluşan resmi Türkiye Komünist Fırkası'nı tescil etti. Ali Fuat'a "Batı Cephesi Komutanı, Sevgili yoldaş! " diye başlayan bir telgrafla haber verildi.
"Kalk, iki gözüm, iskeleye geldik. Günün birinde ya çıldıracağız ya dünyaya hâkim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim."