Ece Ayhan yıllar önce yazmıştı, "sizin yaşam standardınızı, yaşadığınız ülkedeki hayat vasatisi belirler" diye...
Ortalama hayat sefil bir düzeye inmişse, evinizin çevresine çelik duvarlar da örseniz nafiledir... Bir sabah, yalınızın önüne komşu gecekonduların kanalizasyon artıklarını buluverirsiniz. Altın kaplama musluk takımlarınızdan su akmaz. Milyarlık otoyollarınızda sol şeritte seyreden bir at arabasını sollamak için yırtınırsınız. Avustralya'dan modem aracılığıyla geçmeye çalıştığınız "Çağ Atladık" başlıklı yazı, kenardan akan derenin taşması sonucu elektrikler kesildiği için gazeteye ulaşmaz.
Toplumsal ortalama çağı yakalayamamışsa, siz tek başınıza çağ atlayamazsınız.
Çünkü refah da aşk gibidir; Paylaştıkça güzelleşir.
Ben seni severim sevmesine de toplum buna hazır değil
Nükleer denemeler kyoto sözleşmesi küresel ısınma falan.
Belki sen çok küçüksün belki benim ruhum ölü
Biraz Nietzsche biraz Kant kafan karışmış belki
Parlıamanet’i de bozdular tutunacak dalımız mı kaldı?
Pavyonda tanıdığım bilge bir pezevenk vardı!
Kötü kitaplar okumak kötü yaşamak gibidir derdi.
İyi kitaplar okudum bir boka yaramadı..
Siz hepiniz delicesine çalışmayı ve hızlı, yeni, yabancı olanı sevenler kendinize katlanamıyorsunuz. Sizin çalışkanlığınız bir kaçıştır ve kendi kendini unutma istemidir.
Mükemmel bir eser, sözel bir beyin olarak algılarımı iyi yönlendirmemi sağladı, kesinlikle okunmalı, yaşam döngüsü bambaşka bir üslup ile alımlanmış...
Bugünkü algımızla mahrem olarak değerlendirdiğimiz birçok özel görüntü, bugün televizyon başında çocuklarımıza izletmeyeceğimiz cinsel birleşme sahneleri medyanın her seferinde daha fazla ve daha açık olarak enjekte ettiği çıplaklıkla 30 sene sonra farklı noktalara ulaşacaktır.
Kapitalizmin bitmek tükenmek bilmeyen sömürüsünün bilimsel adıdır. Tam deniz bitti derken yeni bir dünya keşfeden Kızılderili katillerinin kukla oyunudur.
Doymamak üzere yaratılmış bir türün son bilimsel çıkışıdır nöropazarlama.