- Maddi anlamda erkek kadından üstün olmalı
- Yaratılıştan ötürü kadın naif ve duygusal, zevklerine düşkün bir cinsiyet. Bu yüzden kumanda erkekte olmalı
Bunları yazan bir kadın. 2020 yılında yaşıyor. Muhtemelen tek amacı evlenip, çocuk yapıp, insta sıtorisinde mutlu aile fotoları paylaşmak, çocuğu 4 yaşına gelince namaz kılarkenki fotosunu instaya koyup like toplamak.
Ayrıca kendi kusurlarınızın suçunu cinsiyetinize atmayın boşuna. Siz böylesiniz. Sizin kaliteniz bu. Siz gidip hesap kitap yapmasını bilmeyen biriyle hayatınızı birleştirmişsiniz. Siz evlenmenin ortaklık olduğunu bilmiyormuşsunuz.
Bireysel eksikliklerinizin, yanlışlarınızın sonucunu cinsiyete yıkmaktan vazgeçin bence. Şu sitede çağ dışı yazanları gördükçe cidden dayanamıyorum. Buranın popülerleşmesi kötü oldu. "Herkes benim gibi düşünsün" istemiyorum. Farklılıklar olsun ama bizi geriye götüren farklılıklara tahammülüm kalmadı artık.
Albert Camus’a Nobel verilecekse, “Düşüş” adlı eserine verilmelidir bence! Jose Saramago’nun “Körlük”ü kadar can sıkıcı, eserin son düzlüğüne kadar ite kaka cümlelerle yazılmış bu kitabın neresi Nobel’i hak ediyor anlayamadım! Okuyucunun aklıyla alay etmektir bu...
Kupkuru bir lokmayı susuz yutmaya çalışmak gibi bir şeydi Yabancı’yı okumak! Katlanmaktı zihni bir kabızlık haliyle ıkınarak, zihni bir dışkılama haliyle ortaya bıraktığı saçma sapan anlatılara zaman harcamak... Kitabın son düzlüğündeki üç beş sayfa dışında bu kitap tam olarak çöptür açıkçası! Düşüş gibi bir eser ve bu çöp, “Yabancı” Camus’ya mı ait gerçekten diye düşündürüyor.
Kitap yazmış olmak için saçmaladığı bir eser bence! Okumaya asla değmez! Zaman kaybı oldu benim için! Nobel ödüllüymüş! Buna ancak gülünür! Puhahahaha!
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2019112bin okunma
20 sene önce bu hesabın fake olduğuna ve incelemenin de trollük amacıyla yazıldığına %100 emin olabilirdim ama daha önceki yazılarına ve "gazeteci-yazar" etiketine bakınca maalesef ülkemizde böyle insanlarla denk gelmek artık normal oldu. Gerçektir böyleleri, kesin vardır.
Aynı oksijeni tüketmiyor muyuz biz ablacım? Siz nasıl bir element yakıyorsunuz o beynin çalışması için a ve q.
Uzun zamandır güzel bir fantastik kitap okuma isteğim vardı.Araştırmalarım sonunda Kralların Yoluna başlama kararı aldım. Kitap biraz yavaş başlasada harika yazılmış dünyasıyla sizi yavaş yavaş içine çekiyor. Zaman zaman tempoyu yükseltip azaltıyor. Özellikle son 100 sayfaki temposu adeta sizi kitabın başına mıhlıyor ve gerçek dünyadan kopup kitabın roshar dünyasına geçiyorsunuz. Gerçekten çok başarılı bulduğum bir kitap oldu. Fantastik edebiyatı seven herkesin okuması, sevmeyenlerin ise bir şans vermesi gereken bir eser
Boyka, burası böyle derin mânâlı şeyler yazıp geyik yapabileceğin bir yer değil. Duvarına "Sahiden iyi mi geceler?" tarzı şeyler yazıp ilgi veya layk toplamaya çalışmanın getirisi de yok. Bak ben üye olduğumdan beri hep şiir kitaplarında geçen karizmatik sözlerin eş anlamlılarını duvarımda paylaşıyorum sanki kendi sözlerimmiş gibi ama hiç kız düşüremedim. Bu site bizim gibileri anlayacak kapasitede değil. Kıymetimizi bilmezler. O yüzden şarjımızın yüzde kaç olduğunu veya şeytan tırnağımızı tırnak makasıyla mı kesiyoruz yoksa dişimizle mi yoluyoruz diye merak etme sen hiç. Ben son sorduğumu çok merak ediyorum ama burada sorsam hiç kimse anlamaz altında yatan soyut ve derin anlamı.
Klasik bir Sanderson kitabı. Harika başlıyor ve öyle de bitiyor. Romanı okurken aklınızda oluşan bütün soru işaretleri cevabını buluyor. Ara ara durağanlaşma yaşanıyor hikayede ama bunun uzun sürmesine izin vermiyor yazar. Ayrıca Sanderson'ın eserleri arasında gördüğüm en iyi çeviriye sahip olan kitaptı.
Tek kötü olan şey, bizim bu kitabı fırtınaışığı serisinin 2. kitabından önce okumamız gerektiği gerçeği ama basım tarihi yüzünden maalesef bu mümkün olmadı.
Bu cümlemden sonra yazacağım fırtınaışığı'nın 2. kitabı hakkında çok belli etmeyeceğim bir sürprizbozan içerir. 2. kitabı okumayanlar devam etmesin okumaya.
Kitabı bitirenler eminim benim gibi kitaptaki bir karakterin diğer seride ne yaptığına bakacaktır. Ve bu kitabı "Parlayan Sözler"den önce okusaydık, o kitabın sonunda yaşanan bir olaya daha fazla şaşırıp, anlam verebilirdik. Bu yüzden kötü oldu.
Ben de 3. kitaptan önce okunması gerektiğini öğrenmiştim ama pek de öyle değilmiş. Can alıcı şeyler yok ama 2. kitapla bu kitap arasında bağlantılı yerler var. Zaten bir karakter direkt olarak bağlantılı, sonunda olan olay da acayip bağlantılı. O yüzden 2. kitaptan önce okunması daha hoş olurdu.
Kitabı okumadım. İncelemedim de.. Puan falan da vermiyorum zaten. Anlatacağım başka bir şey. Kütüphaneci olarak bu kitabı eklemek adına internette araştırma yaparken öğrendiklerim hakkında. Link:
Dinde iyi para olduğunu fark eden birdir kendisi. Böyle insanlara aptal ya da dolandırıcı gözüyle bakamıyorum. Aksine gayet akıllı olduklarını düşünüyorum. Bu yüzden ülkemizdeki akıllı insan sayısının söylenenin aksine gayet yüksek olduğunu düşünüyorum .)
Bunun gibi insanlar tarafından sömürülenlere yazık diyeceğim ama onlara da acımıyorum aslında.