Öldü sanılıp gömülmüş, ancak toprağın altında tabutun içinde uyanıp bağırıp çağıran, kıyameti koparan ve duvarları yumruklayan biri gibi hissediyordu kendini
Kadın sadece ve sadece ağlamak istiyor; tüm yitirdikleri ve kazandıkları için.. Ya da hiçliği için ağlamak istiyor; bubu kabul edebildiği için.. Bundan vazgeçmek istemediği, asla vazgeçemeyeceği için ağlamak...
Onu her gün özlüyordum. Sanırım herkesten çok. Hayatımdaki, ruhumun ortasındaki en büyük boşluk oydu. Ya da belki de sadece bir başlangıçtı. Bilmiyordum. Tüm bunların ben ile ilgili olup olmadığından emin değildim. Ya da her şeyin ondan sonra ve ondan beri olanlarla ilgili olup olmadığını bilmiyordum. Bildiğim tek şey , bir an her şey yolunda gidiyor. Hayat güzelleşiyor ve hiçbir şeye ihtiyaç duymuyor ,sonra bir anda uzaklaşmak için can atıyor, allak bullak ,darmaduman oluyordum.
"Biliyorum, bir insana inanabilseydim, bir insanı sevebilseydim (bu insan kendim bile olsa) her şey değişecekti. Ama ya o insan yoktu ortalarda. Ya da o inanç—o günlerde."
Yeni bir düşünce keyfini iyice kaçırdı. Birdenbire tüm yaşamını yalnız geçirdiğini, ne kimsenin onu sevdiği ne de onun kimseyi sevebildiği aklına geldi.