“Nice cevherler var ruhumda saklı,
Teşvik kazmasıyla bir dokunsanız,
Elimden tutsa yönlendirmeniz
Ve ben ortaya çıkarsam
Göz kamaştıran definemi,
Şaşıranların başında sizler olursunuz, inanın.
Büyümeye hazır bedenim, ruhum ve cevherim.
Ne zaman acımasız bir aşağılamayla yaklaşsanız bana,
Güçlü bir balta iner en sağlam dallarıma.
Dokunmayın güvenime,
Dokunmayın cesaretime,
Dokunmayın uçmaya hazır kanatlarıma,
Ve kırmayın onları ne olur,
Ben çok zarar görürüm sonra.
Ben keşfedilmemiş bir ülkeyim
Ve sınırları çizilmemiş…”
Yatağı düşlerimle kirletiyordum, Betonarmenin üstünde gergin bir biçimde yatmakta olan ruhum bedeni terk edip küçük bir el arabasıyla gezintiye çıkıyordu. İdeolojik değişiklikler ve gezintiler yaptım; aklın ülkesinde bir aylaktım. Her şey tamamıyla kesindi benim için çünkü kuvarstan yapılmıştı; bütün çıkış kapılarının üstünde büyük harlerle İMHA yazıyordu, Yok olma korkusu beni sağlamlaştırdı; bedenim bir betonarme parçasına dönüştü . Gayet zevkli olanından kalıcı bir sertlikle süslenmişti. Bazı ezoterik tarikatların arzuladığı o hiçlik durumuna ulaşmıştım, Yoktum artık ben. Kişisel bir sertlik bile değildim.