Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
30.03.24 / saat 13.47
Bu şiiri ders çalışırken yazmıştım. Aklımdan çıkmayan gözlerin, Gözümden geçmeyen gamzen ve kulağımdan dinmeyen sesin.. Öyle sendeydim öyle sendim öyle sana ait Bir an düşünmekten alamıyordum kendimi. Bakma hala alamıyorum hala düşünmeden edemiyorum sadece güçlü durmaya çalışıyorum.. İçimden varlığın, yanımda yokluğun, ızdırap içinde ruhum ama gıkım çıkmıyor sana verdiğim söz ağlamamı bile gizliyor kimse bilmiyor kimse duymuyor yan oda da yatan bedenim bile içime akan yağmurları gizliyor...
Reklam
Yatağı düşlerimle kirletiyordum, Betonarmenin üstünde gergin bir biçimde yatmakta olan ruhum bedeni terk edip küçük bir el arabasıyla gezintiye çıkıyordu. İdeolojik değişiklikler ve gezintiler yaptım; aklın ülkesinde bir aylaktım. Her şey tamamıyla kesindi benim için çünkü kuvarstan yapılmıştı; bütün çıkış kapılarının üstünde büyük harlerle İMHA yazıyordu, Yok olma korkusu beni sağlamlaştırdı; bedenim bir betonarme parçasına dönüştü . Gayet zevkli olanından kalıcı bir sertlikle süslenmişti. Bazı ezoterik tarikatların arzuladığı o hiçlik durumuna ulaşmıştım, Yoktum artık ben. Kişisel bir sertlik bile değildim.
Kendimi kabullenmekte zorlanmadım ama başka da hiçbir şeyi, hiç kimseyi kabullenmedim. Başka bir şeye ait en ufak kabulüm kendi reddim olacaktı. Hesabı buna devirmedim. Kendimi de hesaplayamadım. Sıkıntımı engin ve derin zannederdim. Bir zaman sonra baktım ki sıkıntım dünyayı kuşatacak ve başka herkesi de sıkacak genişlikte değil. Dünya o zaman başıma yıkıldı. Çünkü bazı başka sıkılanların sıkıntısı ve bunu dile getirişleri benim sıkıntımı tanımlıyor onu anlamlı ve önemli hâle getiriyordu. O zaman benimkinin sıkıntıdan çok bir darlık, benim hâlimin de bu darlıkta sıkışma olduğunu anladım. Dünya diye dar bir yere girdiğimi düşündüm. Bunu anlamak beni o kadar daralttı ki bu darlıkta artık ne bedenim ne varsa ruhum soluk alıp kıpırdayacak bir yer bulamadı. Soluksuz kaldım.
Göz kapaklarım, kurşun ağırlığında, kapanmak için sabırsızlanıyor. Albayım, ruhum yorgun, bedenim bitkin. Bir uykuya dalmak istiyorum, belki yüzyıllar sürecek bir uykuya... Uykunun kollarında, belki unuturum bu anlamsız varoluşu. Belki kaybolurum sisli bir rüyada, belki de hiç uyanmam. Uyku, bir sığınak gibi, karanlık ve sessiz bir sığınak. Düşüncelerden, kederden, pişmanlıklardan uzak bir sığınak. Uyku, bir nehir gibi, beni bilinmeyene taşıyacak bir nehir. Belki de o bilinmeyen de aradığım huzuru bulacağım. Uyku, bir ölüm gibi, soğuk ve karanlık bir ölüm. Belki de o ölümde, sonsuza dek dinlenebileceğim. Albayım, uyumak istiyorum, bir yüzyıl belki de daha fazla. Belki de uyandığımda, dünya bambaşka bir yer olacak. Belki de ben bambaşka bir insan olacağım. Canım uyumak istiyor albayım. Bi uyusam... Yüzyıllar sürse... Kalktığımda huzur bulsam...
Rabbim, Ruhum çok acıyor. Bedenim ise yorgun Dertler kalbimde ağırlaştı. Bana senden başka yardım edecek yoktur. Allah'ım bana güç ve çokça sabır ver. Acımı hafiflet..
Reklam
Ne badireler atlattık. Defalarca kopmaya çalıştık. Ancak çok ihtişamlı bağlar ile bağlanmıştık. Yüzlerce kez düşünülüp yüzlerce kez olamayacağını anladık. Yılmadık etmedik olur dedik… Ben bu raddeye kendim gelemezdim. Binlerce defa şükrettim; sen sayesinde olur dedim. Yanımda yürü dedim. Yanında olmak için her şeyimi seferber ettim. Aklım ruhum duygum bedenim senindi çünkü. Ben kimin yanındaydım? Kiminle geçirmek için uğraşıyordum en efsunlu anlarımı? Neden böyle yaptın? Neden en ihtiyacım olduğu anda “siktirolup gidelim hayatlarımızdan” dedin? Razıyım her halinden. Razıyım bana öğrettiklerinden. Ve ben en yalnız kaldığım anda güçlü durabilmek için tüm enerjimi harcasam da içimden gelmiyor kimseyle tek kelam etmek. Geçecek derdin bu günler hep böyle huzursuz hissetmeyeceksin. Geçecektir elbette… Lakin kim bilecekse benim bu halimi neye yarayacaksa ne hikmeti varsa hepsinin anasını sikeyim… !
Sizler, tüm umutları kesilmiş insanlarsınız! Sizler, dört duvar arasına mahkûm olmuş insanlarsınız! Sizler... sizler, dışarıda ve içeride hiçbir işe yaramaz, dünyaya yalnızca gün saymaya gelmiş zavallı insanlarsınız! İşte buraya bir silah koyuyorum, işte umutlarınız ve yaşamınızı kısıtlayacak, birinizi daha hayattan silebilecek gerçeklik; bunu
Kalbimi bedensel yorgunlukla öldürmeliyim. Ruhum gibi, bedenim de ölmeli..
Sayfa 385Kitabı okudu
Bedenim meydan okuyamaz zamana Ruhum istese de çıkamaz cenk meydanlarına Umudum küllerinden doğsa da her seferinde Prangalar saklı düşlerimde ve gülüşlerimde
Reklam
En güzel alıntı
Ölüm, Aklıma gelecek günü sayıklıyor bedenim, Sözlerin kızgın, masmavinin en kapalı tonunda. Ve bir bir parmaklarım gezdirdiğim saçlarına dolanıyor ruhum. Dizlerim taşıyamıyor kapının eşiğindeki ayrılığı. Ve hiç durmadan sana, bilmediğin günahlar işliyorum. Affet sevgilim, bu gece ölmek istiyorum...
Sayfa 113Kitabı okudu
Günlüğümden kısa bir kesit
"Bedenim sadece bana eşlik eden bir madde. Hatta öyle değerli bir madde ki ruh olmadan kendi kendini yok edebiliyor. Ama ruhum ebediyen var olacak ve içinde her zaman sevgiyi ve merhameti taşıyacaktır..."
Ruhum, bedenimden tamamen farklıdır ve bedenim olmaksızın da var olabilir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.