Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Batının iki yüzlülüğü..
Rusya ,Ukrayna'yı vurunca her türlü yaptırımı uyguladılar.. İngiltere'de kulüp sahibi Rus milyarderlere bile yapmadıkları kalmadı .. Söz konusu Filistin olunca .. İsrail'e hiçbir şey yapmadılar. Eurovision şarkı yarışmasında dahi temsil edildi,halk oylaması ile 5. bile oldular .. Ahh sizin timsah gözyaşlarınız yok mu ? Bu iki yüzlülük göz ardı edilmemeli..
...Ne Çin, ne Amerika, ne Rusya, ne Hindistan, ne İngiltere, ne Almanya, ne Fransa hatta ne de birleşmiş bir Avrupa bu kadar ezici bir konumda bulunmayı hak etmiyor. İstisnasız hepsi, ne kadar soylu ilkeler sahip olursa olsunlar, kendilerini kadir-i mutlak bir konumda bulurlarsa, kibirli, yırtıcı, zorba, nefretlik bir çehre takınacaklardır...
Reklam
Çok güzel bir yazı buldum
“olağanüstü durumlar olağanüstü tedbirler gerektirir.” hitler kime karşı savaşı kaybetti ? tüm dünyayı hegemonyası altına almaya meraklı, savaşı kaybettiği belli olan japonya'ya durduk yere iki tane atom bombası atan amerika, orayı burayı işgal edip insanları zorla komünizm zincirine vuran sovyetler birliği, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sömürge imparatorluklarını kuran ingiltere ve fransa. hitler, tam olarak bugün dünyayı esaret altına alan zihniyete karşı savaşı kaybetti. amerika'nın israil'in rusya'nın zulümleri ortada, dünyanın geldiği durum ortada. feminizmin eşcinselliğin sapıklığın pisliğin tavan yaptığı bir zamandayız. bunların sorumlusu başta hitlere karşı “zafer” kazanan siyonistler ve diğerleri. ha, bir de şöyle bir durum var. yahudileri insanlığın tüm tarihi boyunca hiçbir millet yanında yöresinde istememiş. roma birinci yüzyılda bir milyon yahudi öldürdü ! kıyaslama yapabilmeniz için o zaman dünya nüfusu 200-250 milyon olarak tahmin ediliyor. orta çağda avrupa'da istenmediler kovuldular, nefret edildiler. yahu alman işgal altındaki polonya'da bile polonya direniş örgütleri yahudi ve komünistleri direniş örgütlerine almıyorlardı. ilginç değil mi. edit: yahudilerin kendi kutsal kitapları oradan oraya sürülme hikayeleriyle dolu. babil'e gidiyorlar sürülüyorlar, mısıra git sürül, filistin'e git sürül, asura git sürül…yok mu bir enteresanlık? -Alıntı
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in harbin askeri yöntemlerle çözüme kavuşturulmasına daha fazla ağırlık vermesine karşın Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Xi Jinping'in Suriye'de askeri çözümden daha çok ülkesinin diplomatik çözüme destek vereceğine işaret etmesi Moskova ve Pekin arasında mevcut durumda bir menfaat mücadelesi olmadığını ortaya koymaktadır. Çünkü Pekin'in Orta Doğu'da askeri menfaatlerden daha çok iktisadi menfaatlerinin bulunduğu ve bundan ötürü harp ertesinde Suriye'nin yeniden imarı hususunda daha çok girişimde bulunmak niyetinde olduğu yönünde beklentileri söz konusudur. Gerçekleştirilen araştırmalara bakıldığında harp ertesinde Suriye'nin tekrardan imarı için ihtiyaç duyulan tahmini bütçenin takriben 1 trilyon dolardır. Suriye'nin tekrardan imarı Pekin'in politik ve iktisadi hedefleri bakımından çok önemli olarak kıymetlendirilmektedir.
Sayfa 69 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okuyor
1875 senesinde Azerbaycanlı bir zat, Melikzade Hasan Bey Zerdabi, bütün Rusya'da ilk Türkçe gazete olan haftalık Ekinci gazetesini, Bakü'de yayımlamaya başlamıştır.
Sayfa 70
Tolstoy başqadır,Tolstoy Rusiyanın özüdüü
Sizin Tolstoy'cu olduğunuzu biliyorum.Peki neden hocam?Neden Tolstoy? Tolstoy'u sevmemin esasen iki nedeji olduğunu söyleyeyim.Birincisi,doğrudan edebiyyatla ilgili; Tolstoy okumadan roman okumuş olunmaz.İkinci sebepse,bir bakıma benim kendi uğraşlarımla ilgili.Tolstoy okumadan Rusya anlaşılmaz.
Reklam
Suriye'nin Lazkiye'den sonraki 2. büyük limanı olan Tartus Limanı, Şam'ın kuzeybatısında 220 km uzaklıkta stratejik bir bölgede 1971'den beri Sovyet/Rus deniz üssüne ev sahipliği yapmaktadır. Sovyetler Birliği döneminde limandan daha çok Sovyet donanmasına maddi-teknik ikmal/donanım ve gemi onarımı ba kımından faydalanılmış ve üsse olan yatırım kısıtlı olsa da 2008'deki Rusya-Gürcistan Savaşı ertesinde üsteki Rus donanmasının durumu iyileştirilmiş ve Akdeniz'deki tek Rus askeri deniz üssü olarak önemini artırmıştır.
Sayfa 64 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okuyor
Rusya'nın Suriye'ye ihraç ettiği S-300 füzeleri ile MIG 31 askeri uçakları Tel-Aviv ve Washington'un ciddi şekilde rahatsızlık duymasına yol açmaktadır. Fakat Moskova, beynelmilel yasaların Şam'a silah satmasına olanak sağladığını ve bu satışların süreceğini ifade etmiştir. Şam'a satışı yapılan füzeler, 200 kilogram savaşa başlığı taşıma kapasitesine sahip olup 300 kilometre menzile sahip bulunmaktadır ve ülkenin tüm kıyılarını koruyabilecek özelliktedir. Karadan, havadan, denizden ve denizaltılardan ateşlenebilme kabiliyetine haizdir.
Sayfa 64 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okuyor
Ümumən bu Ruslar sənətə dəyər verən insanlardı
Rusya'da,maaşının yarısını oyuncuya takdim edeceği çiçeğe yatıran seyirciler bulunur.Bu seyirciler,oyunun sonunda öne geçmek,bu çiçekleri vermek için yarışırlar...
Rusya-Suriye ilişkilerinin tarihsel bir derinliği bulunmaktadır. Bu münasebetler iki tarafın karşılıklı çıkarları bakımından süreklilik göstermektedir. Kremlin'in Putin yönetiminde gücünü tekrar kazanmasının ertesinde Orta Doğu'da ilk adım attığı yer Şam olmuştur. Bu bağlamda Moskova'nın Şam söz konusu olduğu zaman sert bir tutum takınması ve Batı'ya silah göstermesi doğal bir durumdur. Çünkü Suriye, SB döneminden itibaren Moskova'nın bölgedeki en kayda değer müttefiki olmuştur. İki başkent arasındaki münasebetler, Suriye'nin bir önceki devlet başkanı olan ve mevcut devlet başkanı Beşar Esad'ın babası Hafız Esad zamanında en üst seviyede olmuştur. Şam'ın Rus silah endüstrisi bakımından kayda değer bir pazar olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Moskova, Şam'ın askeri silahla- rım halen temin eden tek devlet olma özelliğini uzun yıllardır boyunca devam ettirmiştir. Gerçekten de, beynelmilel kamuoyunun tüm endişelerine karşın Moskova, Şam'ın biricik silah sağlayıcısı olmayı sürdürmektedir. Öte yandan Şam'ın ABD ve Avrupalı ülkeler tarafından artan bir biçimde izole edilmesi durumu Moskova'ya daha geniş bir hareket sahası sağlamıştır.
Sayfa 63 - POLİS AKADEMİSİ YAYINLARIKitabı okuyor
Reklam
Rusya-Avusturya ittifakı ve Grek Projesi:
Yedi Yıl Savaşları sırasında İngiltere, Prusya ve Hollanda; Avusturya ve Fransa'ya karşı ittifak yapmı şlar ve galip gelmişlerdi. Ö zellikle Avusturya'nın Prusya'ya yenilm esi, b u devleti kuvvetli bir müttefik aramaya sevketti. Avusturya Başbakanı (Şansölye) Kaımitz bu müttefiki Rusya' da bulmuştu. Bunun sonucu ola­rak, 1781
Kırım'ın kaybedilmesi:
1774 Kaynarca Antlaşması ile Kırım Hanlığı'nın ba­ğımsızlığı kabul edilmişti. Bu, Rusya'nın Kırım Hanlığı'nı yıkmak ve kendi ege­ menliği altına almak için aulmış bir adımdı. Nitekim, antlaşmanın imzasından sonra, Ruslar, Kırım'da iç anlaşmazlıklar çıkarmaya, halkı Kırım Hanlarına karşı ayaklanmak için kışkırtmaya ve nihayet Kırım'a asker sevkederek, istediklerini Han seçtirmeye başladılar. 1777'de, evvelce Petersburg'da bulunmuş ve Katerina'nın sempatisini kazanmış olan Şahin Giray'ı, askeri baskı altında, Han seçtirdiler. Rusların bu müdahalesi Kırım Tatarlarının hoşuna gitmediği gibi, Osmanlı Devleti'ni de kızdırdı. Babıali, bu işe müdahaleye karar Yerdi ve o da İstanbul' da bulunan Selim Giray'ı Kırım Hanı tayin ederek, başkent Bahçesaray'a gönderdi. Bu iki Han arasında mücadeleler oldu ve Selim Giray mücadeleyi kaybedince İstanbul'a döndü. Osmanlı Devleti Rusya ile yeni bir savaşa başvurmak istediyse de, Fransa'nın araya girmesiyle bundan vazgeçti. Ve 10 Mart 1779'da Rusya ile yaptığı Aynalıkavak Antlaşması ile , Şahin Giray'ın Hanlığını tanıdı. Fakat Ruslar da asker­lerini geri çekeceklerdi. Ne var ki, Ruslar Şahin Giray vasıtasiyle Kırım'a nüfuz et­meye devam ettiler ve nihayet 1783'te Kırım'ı işgal ve Rusya'ya ilhak ettiler.
Küçük Kaynarca:
Kaynarca Antlaşması'nın en önemli maddeleri, 2., 7. ve 14. maddelerdir. 2. madde ile Kırım Hanlığı'nın bağımsızlığı, yani Osmanlı Devletine olan bağlılığına son verilmesi kabul ediliyordu. 7. ve 14. maddeler ile de, Rus elçisinin Ortodoks uyruklar hakkında Osmanlı Devleti nezdinde yapacağı başvurular nazarı itibare alınacaktı ki, bu 7. madde, bundan sonra Rusya'ya, Ortodoks uyrukları bahane ederek Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasına ve Ortodoks'ların "koruyucusu" rolünü oynamasına imkan sağlayacakur. 14. madde ile de, Rusya, İstanbul'da, bü­ tün Ortodoksların yararlanacağı bir bir kilise yapurma hakkını da elde ediyordu ki, bu yetki, adeta, 7. madde ile aldığı yetkinin bir tamamlayıcısı olmaktaydı. Antlaşmanın 11. maddesi ile de, Rus ticaret gemileri Boğazlar' dan serbestçe gelip geçecekler ve Ruslar bu amaçla münasip görecekleri Osmanlı kıyılarında konsolosluk açabileceklerdi.
"Ben hızlı okuma kursuna devam ettim ve Savaş ve barışı 20 dk da okumayı başardım. Anladım ki kitap Rusya'yla ilgiliymiş." Woody Allen
160 syf.
8/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Döşeğimde Öldükten Sonra
Savaşın gölgesinde yaşayan, her yerin ölülerle kaplı, insanların kimlik tespiti bile yapılmadan toplu mezarlara gömüldüğü, taziye merasimlerinin anlamının olmadığı, ölüm karşısında herkesin eşit olduğu, daha da vahim olanı ölümün öfkeye yol açmadığı ve hayatta kalanların kıskandığı bir kurtuluş yolu haline geldiği bir ülkede ölmek mi zordur yoksa
Ölmek Zor İş
Ölmek Zor İşHalid Halife · Delidolu Yayınları · 202320 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.