Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rusya'da yazar Korolenko'nun şu sözleri sık sık lekrarlanır: "Kuş uçmak için, insan mutlu olmak için doğar! " Bana kalırsa, insan varlığının özüne bundan daha aykırı bir görüş olamaz. Benim mutluluk kavramının ne an lama geleceği hakkında en ufak bir fikrim yok. Memnuniyet mi ? Huzur mu? İnsan hiçbir zaman memnun değildir ve daima somut, elde edilebilir görevlerin çözümüyle değil, aksine sonsuzluğa yönelir . . . Kilise bile insanın mutlak değerlere olan bu özlemini dindiremez, çünkü ne yazık ki kilise, kof bir dekordan, pratik hayatı örgütleyen toplumsal kurumların bir karikatüründen başka bir şey değildir. En azından günümüz kilisesi , maddeci-teknolojik üstünlüğü dinsel bir uyanış çağrısıyla yeniden dengelemeyi başaramadığını ispatlamıştır.
Sayfa 196 - Agora kitaplığı, 2007Kitabı okudu
Ne kadar da tanıdık!..
.....Yabancı şirketlerin bütün toprağımızı parça parça satın almaları, sonra da bu parçaları olabildiğince küçük, daha küçük, mümkün olduğu kadar küçük parçalara bölmeleri." -bu 'bölmek" kelimesini öyle bir ihtirasla söylüyordu ki- sonra da özel mülk olarak satmaları gerekir. Veya belki, satmaları değil ama kiraya vermeleri gerekir. Sonra tüm toprak bu yabancı şirketlerin eline geçtiğinde, kiraları istedikleri kadar yükseltebilirler. Böylece köylü ekmeğini kazanabilmek için şimdi çalıştığının üç katı çalışmak zorunda kalacak, üstelik istenildiği zaman işten çıkartılabilecek. Tabii, bu esnada para Rusya'ya gelmiş olacak, sermaye oluşacak burjuva sınıfı doğacak....
Reklam
Amiral HalilPașa’ nın Rusya hakkında anlattıklarını hatırlamıştı. Dedem, ezeli rakibimiz Rusya’nın nasıl olup da bu kadar ilerlediğini ve bizi geri bıraktığını anlamak için eniştesini Rusya'ya göndermişti. Halil Paşa , Rusya dönüșü Padisah'a bir rapor sunmuş ve en büyük farkın kadın meselesinde olduğunu açıkça anlatmıştı. "Avrupa'da, Rusya'dakadın bir kıymettir ve hayatın içindedir. Erkeklerle birlikte milleti olusturuyorlar. Bizde ise kadın kafes arkasındadır. Yani biz yarm bir nüfusa sahibiz. En önce halletmemiz gereken konu budur," diyordu.
330 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kardeşimin Hikayesi
Kitap çok akicı ve anlaşilir bir dille kaleme alınmış bir üstad eseri olup bir ara Ahmet Ümit'in cinayet romanları içinde esrarengiz cinayetleri ćözme çabasindayken, birden edebiyatın büyülü dünyadında geziniyor, sonrasinda pskiyatrinin dipsiz ve karanlik dünyasinda buluyorsunuz kendinizi. Hikaye her ne kadar bir karedeniz kasabasinda ki,
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019105,7bin okunma
Kayzer'in ilk diplomatik hamlelerinden biri kelimenin tam anlamıyla faciayla sonuçlandı : Alman İmparatoru, 1890 yılında zaman aşımına uğrayan 1887 tarihli Rus-Alman Antlaşması'nı yenilemedi. Bu, Rusları Avrupa'da dostsuz ve son derece riskli bir durumda bırakıyordu. Fakat Rusya için bu çıkmazın çözümü ziyadesiyle açıktı: Yüzünü Fransa'ya dönecekti. Almanya Kıta Avrupası'ndaki meselelere hükmeder görünürken, söz konusu iki mil­let de birer seyirci konumuna düşmüştü. Rusya ve Fransa, dostluktan ziya­ de savunmaya dayalı nedenlerden ötürü 1894 yılında İkili İttifak'ı imzaladı
Sayfa 10
Çerkez Ethem'in Yunan kuvvetleriyle birleştiği iddiası, bugün resmi tarihin parçasıdır, büyük bir tarih falsifikasyonudur. Burada, bir parantez açmak istiyorum: Doğrular da, yanlışlar türünden bir çorap söküğüdür. Bir ucu bulunur ve söküş başlarsa devam eder; Çerkez ile ilgili falsifikasyon, "Birinci İnönü Zaferi" falsifikasyonu ile devam etmek durumundadır. Çünkü o sırada Çerkez bir güçtür; Anadolu insanı ve köylüsü ise bir Kurtuluş Savaşı için inançsız ve kaçkın görünüyor. İstiklal Mahkemeleri'nin cepheden kaçan köylüleri yargılayıp idam etmek için kurulmuş olduğunu hatırlatmak gereği duyuyorum; inançsız sürülerle kurtuluş olmaz, bunlara moral vermek gerekiyor. Bu sırada Anadolu insanı Çerkez'in gerillalarına ve Sovyet Rusya'dan gelecek maddi yardıma güvenmek zorundadır; Triumvira, hem Çerkez'i ve hem de aynı tarihte, yardım yerine Moskova'dan gelen Mustafa Suphi ve arkadaşlarım tasfiye ediyor. Böyle bir zamanda Triumvira'nın bir "zafer" ihtiyacı var.
Sayfa 459Kitabı okudu
Reklam
301 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Turgenyev 1862'de büyük romanı Babalar ve Oğullar'ı yayımlar. Nihilizm akımının ilk romanı olarak kabul edilir. Bu akımın bir kurgu metinde kullanılması fikri edebiyat dünyası için büyük bir öneme sahiptir, ancak roman ağır eleştiriler alır. 1862 yılından sonra yayımladığı her kitabıyla eleştirmenlerin saldırılarına maruz kalan
Babalar ve Oğullar (Cep Boy)
Babalar ve Oğullar (Cep Boy)Ivan Turgenyev · Karbon Kitaplar · 201944,8bin okunma
“Hilafetle beraber Türkiye’de mevcut olan Ortodoks ve Ermeni kiliseleri, Patrikhaneleri ile Musevi Hahamhanelerinin ortadan kalkması lazımdır... Patrikhanelerin hiddetini tahrik etmeden usul-i tedrisimiz tebdil edilemezdi. Bunlar muavenet maksadıyla daima ecnebi hükümetlere müracaat ediyorlardı. Asırlardan beri Rusya, İstanbul Rum Patrikliği üzerindeki hegemonyası sayesinde işlerimiz üzerinde muzır bir nüfuz sahibi oldu. Rum Ortodoks ve Ermeni patrikhaneleri vasıtasıyla idare usulümüz, diğer kilise idareleri ihdasını elzem kıldı. O vakit Rum-Katolik Patrik’ini ve Yahudilerin hahambaşılarını tasdike mecbur olduk... Türkiye’de mektepler ve kiliseler tahrikatın ocağı idi...” Lozan’da hahamhane ve patrikhaneler kaldırılamamış ama hiç olmazsa Türkiye’deki azınlıklara tanınmış olan imtiyazlar kaldırılabilmiştir. Yine ırk ve din esasına göre yapılan düzenlemede, Müslümanlar gibi Müslüman olmayanlara, azınlıklara kamu hizmetlerinde kanun önünde tam eşitlik sağlanmıştır.
Bugün dahi, sizin kültürlü dediğiniz ülkelerden İtalya'da meselâ; Floransa'nın bir kilometrekaresini kaldırınız, ne kalır o Rönesans'tan acaba? Roma'nın iki kilometrekaresini yok ediniz, kendi haline terk ediniz. Ne kalır acaba o İtalya'nın Rönesans'ından Barok'undan? İki kilometrekareyi kendi haline bırakınız. Seine nehrinin iki yakasında Marais veya St. Michel'in arasına, Louvre'in arkasına Swiss Otel'i dikiniz. Fransa'nın o mutantan 14. Louis kültürü kalır mı? Moskova'da, Petersburg'da aynı şey olsun, ne kalır eski Rusya'dan? Maalesef bugünün Türkiye'si, Süleymaniye, Vefa, Zeyrek ve Fatih Çarşamba'dan oluşan iki kilometrekareyi kendi kaderine terk etmiştir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.