Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün bir çok senelerinden daha dolu,daha ehemmiyetli olduğunu fark edinde insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yedi içinde kalırdım.
Sabahhattin Ali
"Niçin ölmemeli Ayşe, niçin hayat dedikderi bu korkulu rüyayı görmekte bu kadar ısrar etmeli...
Hayatın bazen çok tatlı olduğunu itiraf ederim. Fakat herkes için değil. Mesela ben hayatının bir bilançosunu yapsam, bütün ömrümdeki zevkli anlar ihtimal bir hafta bile tutmazlar.
(....)
Benim gibi ölünceye kadar her gününü kendine zehir edecek yaradılışta olanlar ne diye yaşasınlar?"
Sabahhattin Alinin Kuyucaklı Yusuf romanında dediği gibi ;
“İki insanın birbiriyle karşılaşması kadere, tanıştıktan sonra yan yana kalmaları ise onların gayretine bağlıdır.”
Hiçbir ölüm beni bu kadar etkilemedi. Çünkü, “Güneşte kurudu petek / Bütün bal arıda kaldı.” On yıl, on yılcık daha yaşasaydı, onun ne yapabileceğini, yaptıklarını görürdük.