Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
15 Temmuz Haşhaşiler
Dailerin hedef seçtikleri sahalara nüfuz etmeleri, gizlilik prensibi, bir tür piramidi anımsatan yapıları, takiye yöntemini benimsemeleri, adam yetiştirme teknikleri, tepedeki kişinin kutsallaştırılması, sözünün nass kabul edilmesi, aradaki bağlantıların yetkilendirilen kişilerce sağlanması, propaganda yöntemini benimsemeleri, yoksul insanları
“Taraftarların kulüpleri yoktur, kulüplerin taraftarları vardır. Sokaktaki adamın boş hayatında bir yeri doldururlar. Onlara çalışmadan, emek vermeden, hazırdan şan, şöhret, gurur kazandırırlar. Karşılığında sadakat, aidiyet ve menfaat elde ederler.”
Partici ve Kulüpçü
Reklam
Taraftarların kulüpleri yoktur, kulüplerin taraftarları vardır. Sokaktaki adamın boş hayatında bir yeri doldururlar. Onlara çalışmadan, emek vermeden, hazırdan şan, şöhret, gurur kazandırırlar. Karşılığında sadakat, aidiyet ve menfaat elde ederler. - Savaş Ş. Barkçin
(Y) EZİDİ …!
İNANÇLARI VE TARİHLERİ: Özet Ezidiler Kürttür ve anavatanları ile politik ve sosyal anlamda aynı kaderi paylaşmaktadır. Etnik veya dil yönünden değil, inanç kimliği üzerinden tanımlanan küçük bir Kürt topluluğudur. Türkiye, Suriye, Irak ve eski Soyyetler Birliği’ne dağılmış olan bu topluluk, genellikle çiftçilik ile hayvancılıkla uğraşır. Kürt
Geleneksel Çin dini, özel bir rahipler sını­fına sahip değildir. Önemli seremonileri, kralların kendisi gerçekleştirmiş ve daha sonra Konfüçyüs'ün çok eleştirdiği bir tarzda feodal beyler bunları kendilerine mal etmiştir. Konfüçyüsçü hareketinin taraftarları, özelleşmiş bir tür rahipliğin başlangıcı aşamasındadır; feodal beylere seremoni ko­nusunda danışmanlık hizmeti sunmuşlardır. Mohistler, ölümüne sadakat yeminleri edilerek girilen bir askeri-dini tarikat oluşturarak onların karşı­sındaki yerini almıştır. Mohistlerin örgütlenmesi, Hristiyan Avrupa'daki Haçlı şövalyelerinin tarikatlarını andırır. Mohist pratik strateji, Savaşan Devletler'in kötülüklerine kendilerinin istihkimdaki uzmanlıklarına da­yalı savunma savaşıyla karşı koymaktır. Savaşın ölçeği Mohist birliklerin sayısının çok ötesine geçtiği için bu askeri örgütlenme birçok kuşak bo­yunca devam etmemiştir. Mencius ve Chuang Tzu'nun kuşağından iti­baren (yaklaşık olarak M.Ö. 320) Mohistler yalnızca entelektüel bir hizip olarak varlığını sürdürmüştür. Rakip hareketlerin kaderi de buna paralel olmuştur. Konfüçyüsçüler de politik-dini reformlarında başarısız olmuş­tur. Bunun yerine, entelektüelin arketipi - metinlerin muhafızı - haline gelmişlerdir. Her iki kampta da orijinal politika öğretileri, içsel bir dikkat alanı şekillendikçe, mantıksal olarak keskinleşmiştir
Sadakat Taraftarları
Âşık olanlar hep sadıktırlar, aldatma sorunu ancak aşk hâli ortadan kalktıktan sonra meydana gelir.
Sayfa 43 - İletişim YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
GUPTA ÜZERİNDE BAYRAK DALGALANINCA Göçebe gruplarının savaşları dur durak bilmezdi: Tatarlar ve Moğollar, Merkitler ve Keraitler, Naymanlar ve Uygurlar, Katay Çin Seddi’nden Batıdaki Orta Asya dağlarına kadar, yüksek çayırlar üzerinden geçiyor, geçiyorlardı. Fakat bu savaşlar bizi alakadar etmez. 12. yüzyıl sonuna geliyor ve Temuçin,
Temuçin’in büyükbabası Kabul Han ve babası Yesukai, zamanında, Moğol Yakkaları, Güney Gobi’de bir çeşit üstünlüğe sahip bulunuyorlardı. Moğol ırkından olmaktan faydalanarak Baykal Gölü’nün doğusuyla bugünkü Mançuri sınırı üzerinde Khingan diye anılan dağ sıralan arasındaki en iyi otlakları kendilerine mülk edinmişlerdi. Bu otlaklar Gobi’nin
"Bir reis için sözünde durmamak iğrenç bir şeydir" diyordu. Babasının ardından gitmiş savaşçıların dönüşü sayesinde önemi artan kabilesinde bile, nüfuzu, onun, düşmanlarından kaçınabilmek hüneri ve taraftarları için büyük bir öneme sahip olan otlakları korumadaki ustalığı gibi sağlam bir temele daya­nıyordu. Kabilelerin adeti üzere, hayvanlar ve silahlar, Han'a değil, kendilerine aitti. Yesukai'nin oğlu kabilesinden ancak on­ları koruyabildiği ölçüde sadakat bekleyebilirdi. Gelenek, kabilelerin kanunu, kabilenin adamlarına, eğer T emuçin, göçebe memleketlerin bitmek tükenmek bilmez ve amansız mücadele hayatında beceriksizlik gösterirse, kendileri­ne başka bir reis seçmeleri iznini veriyordu.Temuçin'i bu konu-. daki ustalığı kurtardı ve gittikçe kıvraklaşan zekası sayesinde, etrafında bir kabilenin özünü muhafaza edebildi. Maddi kudret ve canlılık. . . O, buna sahipti. Kerulen ile onun arasındaki bereketli havada yağmaya giri­şen reisler, çok defa onu tepelerden aşağıya, yaylaya atabili­yorlardı, fakat yine de onu yenmeyi başaramıyorlardı. "T emu­çin ve kardeşleri gittikçe kuwetleniyorlar" diyorlardı. Fakat T e­muçin'in ruhunda sarsılmaz bir kararın kıvılcımları parlıyordu. O, gerçek mirasının hakimi olmak istiyordu. 17 yaşında olduğu bu sıralarda Burta'yı aramaya gitti ve ilk karısını kaçırmaya kalktı.
Temuçin "Bir reis için sözünde durmamak iğrenç bir şeydir" diyordu. Babasının ardından gitmiş savaşçıların dönüşü sayesinde önemi artan kabilesinde bile, nüfuzu, onun, düşmanlarından kaçınabilmek hüneri ve taraftarları için büyük bir öneme sahip olan otlakları korumadaki ustalığı gibi sağlam bir temele daya­nıyordu. Kabilelerin adeti üzere, hayvanlar ve silahlar, Han'a değil, kendilerine aitti. Yesukai'nin oğlu kabilesinden ancak on­ları koruyabildiği ölçüde sadakat bekleyebilirdi. Gelenek, kabilelerin kanunu, kabilenin adamlarına, eğer T emuçin, göçebe memleketlerin bitmek tükenmek bilmez ve amansız mücadele hayatında beceriksizlik gösterirse, kendileri­ne başka bir reis seçmeleri iznini veriyordu.Temuçin'i bu konu-. daki ustalığı kurtardı ve gittikçe kıvraklaşan zekası sayesinde, etrafında bir kabilenin özünü muhafaza edebildi. Maddi kudret ve canlılık. . . O, buna sahipti. Kerulen ile onun arasındaki bereketli havada yağmaya giri­şen reisler, çok defa onu tepelerden aşağıya, yaylaya atabili­yorlardı, fakat yine de onu yenmeyi başaramıyorlardı. "T emu­çin ve kardeşleri gittikçe kuwetleniyorlar" diyorlardı. Fakat T e­muçin'in ruhunda sarsılmaz bir kararın kıvılcımları parlıyordu. O, gerçek mirasının hakimi olmak istiyordu. 17 yaşında olduğu bu sıralarda Burta'yı aramaya gitti ve ilk karısını kaçırmaya kalktı.
Reklam
- Kuran'ın ilk cümlesi "Oku!"dur. Kuran, Islamiyet'in kutsal kitabı olduğuna göre, kendisini Allah elçisi olarak tanıtan Muhammed'in 63 yaşına kadar okur-yazar olmaması nasıl açıklanabilir? Bu durumda karşımıza şöyle bir olumsuz tablo çıkmaktadır: (Bu mantık, Kuran'ın gerçekten kutsal bir kitap ve Muhammed'in de gerçekten Allah'ın-varsa
Fedailik Ruhu
Bütün kitle hareketleri, taraftarlarında ölümü göze almak ve birlikte eyleme geçmek duygusu yaratır: ortaya koydukları program ve telkin ettikleri öğreti ne olursa olsun, bütün kitle hareketleri aşırılığı, gayreti, parlak umudan, nefreti ve hoşgörüsüzlüğü körükler: bütün kitle hareketleri hayatın belirli bölünmelerinde güçlü bir faaliyet akışı
Sultan Süleyman, bunun üzerine, meşru Kral Ferdinand’ın, komutanı Thomas Nadasdy tarafından birkaç bin Alman askeriyle işgal edilen Budin’e kadar Kral Yanoş’a eşlik etmeyi görev saydı. 31 Ağustos’ta Veziriazam İbrahim Paşa, işgalci olarak Macaristan’a giren Almanlara karşı asıl şimdi başlayan savaşın seraskeri tayin edildi. Macarlar tarafından