Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
96 syf.
10/10 puan verdi
Sormalıyız kendimize. 10 yaşında naptın, peki 15 ya da 18 yaşında naptın? 20 yaşında ne yaptın? Soruyorum kendime böyle kitapları süslü süslü yazmadan direkt dolduracak olursam 100 sayfa kadar bir hayat hikayem yoktur belki de.
Kitap özeti ise şu sekilde; Sadoka, 2. dünya savaşı sırasında Hiroşima'ya atılan atom bombası yüzünden yıllar sonra lösemi hastalığını yakalana bir çocuğun hayata bağlılığını ve hayatta kalabilmek için "turna kuşu"nun Sadako'yu nasıl hayata, umutla bağlandığını görmekteyiz. 1000 turna kuşu yaptığı taktirde hayata tekrar güzel bir merhaba demeyi uman bir çocuktur Sadako. Ama ne yazık ki 644. turnayı yaptıktan sonra hayata gözlerini yumar.
Kitap bir kurgu değil, 1955 yılında hayata gözlerini yuman Sadako Sasaki'nin gerçek hayat hikayesidir. Kitap diline bakıldığında sade bir dille yazılmış, kolay ve akıcı şekilde okunabilen bir kitaptır. Kitap resimlerle desteklenmiş olmakla birlikte benim bu zaman kadar belki de en beğendiğim resimli kitap arasına girdi bile.
Okurken sorguluyorum, küçücük bir çocuğun hayata bağlılığı nasıl bu derece olabilir. Peki ben o küçük kızın yerinde olsam bu gayreti gösterebilir miydim, bilemiyorum. Hastalık konusunda pek de ilerigörüşlü olmayan bir insan olduğumdan bilemiyorumdur belki.
Kitabı bir tavsiye üzerine okumuştum, şimdi de ben şiddetle tavsiye ediyorum. 10/10 bir hayat hikayesi, 10/10 bir kitap. İyi okumalar.
Turnam, selam söyle çocuklara.
- Merhaba, ben hiç seçmediğim bir şehirde, hiç seçmediğim bir ırkta, hiç seçmediğim bir dinde, hiç seçmediğim bir dünyada savaşın ortasında hayatını kaybeden binlerce çocuğun ruhuyum. Ölümümde senin ve senin gibilerin etkisinin olduğunu söylediler ve genelde dürüst konuşmazmışsınız. Yalvarırım dürüstçe söyle. Sen kimsin?
- Merhaba ben politikacıyım. Benim topraklarım ve çıkarlarım senin hayatından daha önemli. Üzgünüm çocuk.
- İşte son cümlende yalan konuştun. Üzgün değilsin.
Merhaba ben Sadako Sasaki, 6 Ağustos 1945’te yaşadığım şehir olan Hiroşima’ya atom bombası atıldı. Atom bombası ne demekti? Atom karıncalarının ne olduğunu bilir çocuklar sadece. O gün öğrendim ne olduğunu. “Sanki milyonlarca güneş aynı anda parlıyordu. Üstelik bombanın sıcaklığı nedeniyle gözlerime dikenler batıyor gibiydi.”
Ben çok hızlı koşardım biliyor musunuz? Hem de takımdaydım. Örümcekleri severdim, şans böcüşü görürdüm. Hem ne varmış yani kitabı kapağına göre mi yargılasaydım. Bence insanlar da bunu yapsın. Belki daha güzel bir dünya olur. Belki seçimimiz olmayan bu atom karıncalı bombayla tanışmamış olurdu çocuklar. Belki daha uzun yaşardım. Belki binlerce Turna Kuşları yapan bir çocuk meclisi açardık olmaz mıydı? Adını da buldum: United States Of Children. Yaşasıııınnn(!)
Çocuklar yaşasın.
Nazım Hikmet’in atom bombasının etkisiyle olaydan 10 yıl sonra lösemi olup hayatını kaybeden Sadako Sasaki için yazdığı “Kız Çocuğu” şiiriyle veda ediyorum.
Çocuklar öldürülmesin. Şeker de yiyebilsinler.
http://1000kitap.com/gonderi/102845693o
Gerçek yaşam öyküsü !
Nedir bu Kağıttan Bin Turna Kuşu ?
Turna kuşu ,Japonya'da uzun ömrün ve iyi şansın sembolüdür .Rivayete göre bir Turna Kuşu katlamak bin yıllık mutluluğu bin Turna Kuşu da bir milyon yıllık mutluluğu temsil eder .
Gelelim kitabın konusuna :
Havanın sıcak ,açık ve berrak mı berrak olduğu bir yaz sabahında Hiroşima'ya atom bombası atıldı .İnsanlık kendi tarihinde ilk kez atom bombasının gazabıyla karşı karşıya geldi .Gazaptan payını alan ailelerden biri de Sasaki ailesiydi . Bomba atıldığında Sadako daha iki yaşındaydı .Sağ kurtulmasına kurtulmuştu ama onu bekleyen sondan habersizdi . Tüm yaşananların üstünden dokuz yıl geçtikten sonra Sadako birtakım rahatsızlıklardan şikayetçi olmaya başlamıştı. Ne yazık ki Sadako'nun radyasyona bağlı lösemisi vardı . Hastanede yattığı sıra iyileşmek ve yaşama tutunmak için savaştı . Kağıttan bin Turna Kuşu katlamayı başarırsa iyileseceğine inanıyordu maalesef iyi kalpli cesur Sadako hayata gözlerini yumdu.Ölümünden sonra sınıf arkadaşları atom bombası kurbanı olan Sadako ve diğer çocukları hatırlamak adına Çocuk Barış Anıtını inşa edebilmek için kampanya başlattılar .Nitekim başardılar da .Elinde bir Turna kuşu tutan Sadako Anıtı barışın sembolü haline gelmiştir.
Okurken yüreğimin acıdığı keşke gerçek hayat öyküsü olmasaydı dediğim bir kitap oldu .
Büyükten küçüğe herkes okumalı . Okumalı ki savaşın bir şey kazandırmıyacağını ama çokça kaybettireceğini görsün .
Çok sevdiğim bu dizelerle incelemeye son veriyorum .
" Ah mümkün olsa savaştan barış
Barıştan insan yapardım
Ve her sabah çocuklara kurşun yerine şiir atardım ."
sadako sasaki'nin anısına
göremedim göreceklerimi ben
yaşamadım
haksa ölüm yaşayanlara
kuşları dinleyemedim
koklayamadım çiçekleri
uyanamadım bayram sabahlarına
100 syf.
·
Puan vermedi
İnsanlığın icat ettiği ve kullandığı en yıkıcı silah: Atom bombası.
Albert Einstein II. Dünya Savaşı henüz başlamadan önce atomun parçalanmasının çok ciddi sorunlar doğuracak büyük ve yıkıcı bir etkiye sahip olduğunu konusunda tüm insanlığı uyarmıştı.
Ama insanlık Albert Einstein'ın bu uyarısına kulak asmadı.
7 Aralık 1941. II. Dünya Savaşı henüz devam
*Dünyada ilk atom bombası Hiroşima'ya atıldı ve ismi Little Boy'du.İkinci bomba ise, ilkinden üç gün sonra Nagazaki'ye atıldı.İlginç bir şekilde onun ismi ise Fat Man'di..
*Öncelikle yazara böyle bir hayat hikayesini kitaplaştırarak ölümsüzleştirdiği için teşekkür ederim.
-İnsanoğlunun insanoğluna yaptığı en büyük ayıplardan biri olarak gösterilen ve 6 Ağustos 1945 yılında dünyayı sarsan evrensel bir olaydan etkilenen ve o bölgede yaşamını süren Sasaki ailesini kitabın merkezinde buluyoruz.Henüz 2 yaşında atom bombasının radyasyonuna maruz kalan ama bundan yıllar sonra Pikaya maruz kalan Sadako'nun ilham veren yaşam hikayesi.(Pika:Japonyadaki insanlar atom bombasına ''Pikadon''adını vermişlerdir.'Pika' felç edici bir patlama, 'Don' ise sağır edici bir patlama anlamına gelir....)
*Japonyadaki bir inanışa göre bin tane turna kuşu katlarsan dileğin kabul olurmuş. Sadakonun da hastalıığının ciddiyetini fark ettikten sonra tutunduğu tek dal bu oluyor.Hastaneye yatırıldıktan sonra turna kuşları yapıp iyileşeceğine olan inancını arttırıyor.
*Şu anda Japonyada bulunan Genbaku no - Ko - no - Zoh(Atom Bombası Çocuk anıtı/Çoçuk Barış Anıtı)'nın simgesi olan ve anıtın yapılışında büyük bir ilham kaynağı olan Sadako'nun hikayesini okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum...
*Keyifli okumalar...
Hiroşimaya atılan atom bombası sonucunda lösemi hastası olmuş bir çocuğun hikayesi. Tahmin edersiniz ki ; Çok acı. Fakat bir o kadar da umut dolu.
İstanbul Oyuncak Müzesine gittiğimde orada atom bombası sonucu yıkılan bir okulun camlarının sergilendiğini gördüm, o camlar bile bu felaketi anlamaya yeter diye düşünüyorum, camlar adeta yanmış ve küle dönmek üzere taş gibi bir halde duruyordu. Atom bombası atıldığı sırada tenefüs vakti olduğu için öğretmenlerin öğretmenler odasında çay içtiği yazıyordu ve o bardakların geldiği durum, hatta bardakların üzerinde ki dudak izleri bile net bir şekilde görülüyordu.
Kitap incelemesi yaparken konuyu müzeye getirme sebebim ise, 2010 yılında müzenin kurucusu olan Sunay Akın'ın düzenlediği bir etkinlik. 646 adet turna kuşu yaptıktan sonra hayatını yitiren "Sadako Sasaki" adına bir etkinlik düzenleyip (her ne kadar sembolikte olsa) müzede yapılan turna kuşlarını 1000'e tamamlayarak Japonya'ya gönderme duyarlılığını gösterdiği için.
128 syf.
10/10 puan verdi
Kitabı okurken duygulanmadım desem yalan olur.Ama kitabın bu hali küçük çocuklarında okuyabilmesi adına daha sadeleştirilmiş.Sadako Sasaki'nin hayatını anlatıyor. 1000 turna kuşu efsanesinin umuduna tutunuyor, hayata bağlanmaya çalışıyor Sadako... Belki de o nükleer bomba atılmasaydı Sadako gibi binlerce, milyonlarca çocuk yaşamaya devam edecekti. Duygulara hakim olmak çok zor.Aşırı duygusal bir insan değilim ama benim bile gözümden yaş gelmesine sebep oldu. Eğer Sadako'nun hikayesini bilmiyorsanız öğrenmek adına hemen okumanız gerekiyor.Biliyorsanız daha detaylı öğrenmek için okumalısınız.
Keyifli okumalar demek isterdim ama bu olay ne kadar keyifli okunabilir bilemiyorum.
6 Ağustos 1945'da Hiroşima'ya atılan atom bombası, 2 yaşındaki Sadako Sasaki'nin evlerinin 2 kilometre uzağında patladı. Savaşlardan ve ülkeler arasında olan çatışmalardan daha çok çocuklar etkilenir çünkü onlar savunmasız, masum ve hep iyimser varlıklardır. Sadako 12 yaşında kan kanserine yakalanır ve hastaneye yatırılır. Bir gün onun ziyaretine gelen sınıf arkadaşı ona kağıttan , bir "Turna Kuşu" yaptı. Anadolu'da yaygın bir inanışa göre turnalar uğur,bereket,mutluluk ve refahın simgesi olan kutsal hayvanlar sayıldığı gibi, saflığın, temizliğin,dürüstlüğün, vefanın, sadakatın, sabrın, sevginin, onurun, özgürlüğün de simgesidirler. Sadakonun sınıf arkadaşı da ona eğer bunlardan bir sürü yaparsan sen de iyileşirsin demiş. Sadako da sürekli kağıttan turna kuşu yaparak bir gün gerçekten iyileseceğine inanıyordu. Umudu, inancı ve kararlılığı her daim taze kaldı lakin umudumuz da bir yere kadar bizi teselli eder.
Kararlı, cesaretli, umutlu olmayı en iyi şekilde bize anlatan bir savaş kurbanı Sadako' nun gerçek hayat hikayesi.
Keyifli okumalar...
Bu kitabı okurken Hiroşima'ya ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarından sonra Japonya'nın yaşadığı trajediyi Sadako Sasaki aracılığıyla derinden hissetmiş oluyoruz. Ben bile bu kitaptan sonra bu olaya sebebiyet verenlere bir kez daha nefret doldum ama Sadako ağabeyine sadece o ülkenin ismini unutması gerektiğini söyleyerek
Bu kitapta beni enn çok etkileyen hikayenin gerçek oluşu oldu. Ağlamayacağım diye başladığım hikayenin sonunda gözyaşlarımı tutamadım ️ Her ne kadar çocuk kitabı olarak geçse de bir çocuk kitabı değil “Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu”.
Sadako Sasaki... Hiroşimalı binlerce küçük kızdan biri. ABD’nin Hiroşima’ya attığı atom bombasının yaydığı radyasyondan etkilenir Sadako Sasaki. Japon geleneğine göre kağıttan bin turna kuşu yapanın dileği gerçek olur. Sadako da bunu öğrenir ve yapmaya başlar. Sadako’nun gösterdiği cesaret, onu Japon çocuklarının gözünde kahraman yapar. Kitap hakkında daha fazla detaya girmek istemiyorum. Bir saatten az sürede bitirebileceğiniz bu öykü okuyanı derinden etkileyen atrmosfere sahip. Okumanızı tavsiye ediyorum :)Kitapla ve sevgiyle kalın
#sadakovekağıttanbinturnakuşu
Hiroşimadan on yıl sonra bin turna kuşunu tamamlayamadan ölen Sadako Sasaki'ye.. cümlesiyle başlayarak sizi Berlin Duvarından Rusya ya oradan 1940-60 yıllarının Türkiyesi' ne savuran, okudukça üzerine makale yazmak isteyeceğiniz bir kitap. Tarih severlere şiddetle tavsiye edilir.
