Said Bin Cubeyr (r.anhu)'ya şöyle dendi: "İnsanların en abidi kimdir?" Şöyle dedi:
"Günahlar işlemiş ve günahını her hatırladı ğında amelini küçük gören adam."
Sayfa 223 - Minber Yayınları
Bukeyr B.Atik bildiriyor:
Saîd bin Cübeyr'e, bardakta biraz bal ikram ettim. Balı içtikten sonra:
"Vallahi! Bunun hesabı bana sorulacak" dedi. Ben:
"Neden?" diye sorunca, "Lezzet alarak içtim" karşılığını verdi.
(Cilt 3. 4/281 (5795)
Sayfa 281
Abdula'Iâ bin Vâsıl el-Esedî bana, Useyd bin Zeyd el-Cessâs, Şerîk, Sâlim ve Saîd bin Cubeyr'den, "Biz seni aramızda zayıf bir kişi olarak görüyoruz” Hûd, 91 ayeti hakkında şöyle dediğini bize rivayet etti:
Şuayb aleyhisselam, âmâ idi.
Abbâs bin Ebî Tâlib bana, İbrahim bin Mehdi el-Missîsî, Halef bin Halife, Sufyan, Sâlim ve Saîd bin Cubeyr'den "Biz seni içimizde zayıf bir kişi olarak görüyoruz" Hûd, 91 ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti:
Şuayb aleyhisselam görme engelliydi.
lmran bin Musa el-Kazzaz bana şöyle anlattı: Abdulvaris bin Said bize, Kulsum bin Cebr, Said bin Cubeyr ve İbn Abbas'tan, '"Hani, kıyamet gününde, 'Biz bundan habersizdik,' demeyesiniz diye, Rabbin âdemoğullarının sulbünden zürriyetlerini çıkardı ve onları kendilerine şahid tutarak dedi ki: 'Ben sizin Rabbiniz değil mi
yim?' Onlar da, 'Evet,' dediler,'" ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti:
"Rabbimiz burada, Arafat'ta Adem'in sırtını mesh etti ve sulbünden kıyamet gününe kadar yaratacağı zürriyeti çıktı ve 'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' diye buyurdu. Onlar da, 'Evet,' diye ikrar etmek suretiyle, onlardan söz aldı ve onları kendilerine karşı şahid tuttu."
Said bin Cübeyr der ki: Arafatta, İbn Abbas ile beraberken: "Neden insanların telbiye getirdiğini duymuyorum?" diye sordu. Ben: "Muaviye'den çekiniyorlar" cevabını verince, İbn Abbas çardağından çıkıp: "Lebbeyk, Allahumme lebbeyk! Bunlar, Ali'ye olan kinlerinden sünneti terk ettiler" dedi.
Said bin Cübeyr'den rivayet edildiğine göre İbn Abbas, ''(Ey Muhammed) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu toplamak da oku(t)mak da BİZE aittir'' [Kıyamet, 16, 17] ayeti hakkında der ki: "ALLAH'ın Resulü vahyin inişi hakkında zorluk çeker ve dudaklarını kımıldatırdı. Bunun üzerine YÜCE ALLAH şöyle buyurdu: ''(Ey Muhammed) Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini kımıldatma. Şüphesiz onu toplamak da oku(t)mak da BİZE aittir''
İbn Abbas der ki: "Bunun manası "Bu Kur'an'ı kalbine yerleştiririz ve sonra sen onu okursun" demektir. ''O halde, biz onu okuduğumuz zaman, onun okuyuşuna uy'' [Kıyamet, 18] Bunun manası "Onu dinle ve ona kulak ver" demektir. Resulullah'a Cibril-i Emin geldiğinde sükut edip onu dinlerdi. Cibril-i Emin gidince ona okuttuğu gibi ayeti okurdu.
Abdullah Bin mübarek anlatıyor
kur'an-ı Kerim'i iki rekatta hatim eden 4 kişi biliyorum "Osman bin Affan Temim ed-darî said Bin cübeyr ve Ebu Hanife..
Sayfa 38Kitabı okudu
Hz. Zeynel Abidin'in İmâmeti
İmam Zeynel Abidin'in Stratejisi
Kerbela olayından sonra dünya üzerinde İmam Zeynel Abidin'den başka dört veya beş Şia kalmıştı. İmam'ın yeni siyasal olaylara girmesi demek Şialığın tarih sahnesinden kesin olarak silinmesi demekti. Bundan dolayı İmam Zeynel Abidin, dönemin siyasal olaylarına karışmayarak eğitim ve örgütlenme işlerine ağırlık verdi. Öncü kadrolar
Sayfa 83 - KRİPTOKitabı okudu
Tabiîn denen ve sahâbeyi görenlerin meydana getirdiği faziletli büyük âlimler topluluğunun ileri gelenlerinden Hasen Basri, İbn Sirin, Atâ bin Ebi Rebâh, Mücâhid, Said bin Cübeyr, Mekhul,
Tâvus, Nâfi, Mâlik bin Dinar, Eyyüb Sahtiyani, Hammad, A'meş, Ibn Ishak hep köle menşelidir.
Sayfa 306Kitabı okudu
HZ. ALİ'NİN SEVGİSİ HAKKINDA KIRK HADİS
38. Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: "Kıyamet Günü'nde Ali bin Ebu Talib, Cennet'in yüksekliklerinde olan Firdevs Dağı'nın üzerinde bulunacak, o dağın üstünde Âlemlerin Rabbinin arşı ve altında kol kol akan Cennet'in içine akan nehirler vardır, kendisi nurdan bir kürsüye oturup elinde tesnim (içecek) olacak, onun ve
Sayfa 219 - KriptoKitabı okudu
"Allah'a tevekkül etmek imanın toplamıdır."
Said bin Cübeyr
Sayfa 130Kitabı okudu
“Yiyeceği daha temiz”
“Baksın hangisi”: Şehir halkından hangisi, demektir. “Yiyeceği daha temiz”: Müfessirlerin bunun manasında altı görüşleri vardır:
Birincisi: Kesimi helal olan, bunu İbn Abbas ile Ata, demişlerdir Şöyle ki onların şehir halkının çoğunluğu kafir idiler, putları için kurban keserlerdi. İçlerinde imanlarını gizleyen bir topluluk da vardı İkincisi: Yiyeceği helal, demektir. Bunu da Said bin Cübeyr, demiştir Dahhak da şöyle demiştir: Onların mallarının çoğu gasb idi. Mücahit de şöyle demiştir: Arkadaşlarına: İçinde ne zulüm ne de gasp olan yiyeceği satın alma, dediler. Üçüncüsü: Ezkâ, daha çok demektir bunu da lkrime, demiştir. Dördüncüsü: Daha hayırlı, yani daha kaliteli, demektir. Bunu da Katade, demiştir. Beşincisi: Daha temiz, demektir. Bunu da İbn Saib ile Mukatil, demişlerdir. Altıncısı: Daha ucuz, bunu da Yeman bin Reyyab, demiştir. Ibn Kuteybe: Aslında zekâ artma ve çoğalma manasınadır, demiştir.
Sayfa 22 - Cilt 4. 18-KEHF SURESİ 19-20.Kitabı okuyacak
Said bin Cubeyr den rivayet olunmuştur ki, insan Rabbini zikrettgii zaman şeytan hunus eder, geri kaçar, gaflet edince de döner vesveseye başlar. Der
Ragıp da der ki Hannas, hunus eden, yani Allah anıldığı zaman geri kalan şeytandır
Sayfa 188 - Nas SuresiKitabı okudu
