"Besteciler, heykeltıraşlar, ressamlar, şairler, ruhani liderler, bilgeler... Dünya, onlar yaşamış oldukları için güzeldir. Onlar olmasa insanlarda çalışma ruhu yok olurdu..."
Sürrealist Şair Manifestosu
Biz ki şairler olarak kustuk boyaları tablolara, biz ki ressamlar olarak darbelerimizle fırçaladık dizeleri. Kaç fark yuttu bu sanat -şiirle resim arasında. Bak kemikleri sayılıyor! Bir şiir ve sürreal bir tablo arasında bir harf soluklanır, söyle bana bir şair kaç ressamı öpmüştür çıplak dudakla? Hangisi daha çok yalan söyler, anlat! Gördüklerim mi yoksa hislerini resmeden mi? Tükürürüz gerçekliğe ve aklın yonttuğu her türlü nesnelliğe. Anlaşılır her sanata küskünüz. Her kelime ki kendi anlamında... Küskünüz doğrudan anlatıma. Küskünüz süslenmemiş o şiire ve hiperrealistik resimlere! Realiteden sıyrıl ey us! Realiteden sıyrıl... Yaz, çiz, karala hatta... sonra boya renk renk! Ama mutlaka öldür sonunda, dizeler arasındaki resmini. Kanat sanatını ve mutlaka öldür sonunda resmindeki ahengi. 18.06.2023
Reklam
Hoşgeldin Eylül sonbaharın ilk günü. Artık dökersin yapraklarını Yaz yavaş yavaş toparlanır gitmeye Yağmurlar başlar artık camlara vurmaya Kış hazırlıkları da başlar yavaştan yavaşa Yazarlar, şairler, ressamlar dile getirir güzelliğini hep derler eylül başka güzel Hoş geldin yeniden Eylül🍁🍁🍁🍂☕📚
Niçin insanlık küresel intihar yolunda yürümek için çok istekli görünüyor? Sebep çok açıktır. İnsanlar hayatlarının hiçbir anlamı olmadığını, mutsuzluk dışında bir şey olmadığını; kaygı dışında, acı dışında, hayatın sunduğu hiçbir şey olmadığını fark etmiştir. Bireyler her zaman intihar etmiştir. Ve şaşıracaksın: İntihar etmiş insanlar her zaman normal insanlardan biraz daha akıllıdır. Psikologlar tüm diğer mesleklere nazaran iki kat daha çok intihar eder. Ressamlar, şairler, felsefeciler ya delirirler ya intihar ederler. Aptalların ne intihar ettikleri ne de delirdikleri görülmüş bir şey değildir. Aptallar hiçbir zaman intihar etmemiştir çünkü onlar anlam, önem, amaç hakkında düşünemezler bile. Onlar pek de düşünmezler; onlar basitçe yaşarlar, onlar bitkisel hayattadırlar. Zekâ ne kadar yüksekse tehlike o kadar çoktur. Çünkü o seni ne kadar yüzeysel, tamamıyla boş bir hayat yaşadığının farkına vardırır. Tutunacak hiçbir şey yok. Biliyorsun ki yarın bugünün bir tekrarı olacak o yüzden devam etmenin ne anlamı var?
Sayfa 156Kitabı okudu
112 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Başarı bir yolculuktur, varış noktası değil!
İnsan bir şeyler başarmak istiyorsa bahanelerin arkasına saklanmamalı.
Sokrates
Sokrates
'in de dediği gibi "Başarılı insanın gücü içindedir" eyleme geçmek başarının anahtarıdır.
Geleceğe Yön Veren Başarı Öyküleri
Geleceğe Yön Veren Başarı Öyküleri
bizlere kısa kısa başarılı insanların öyküleri anlatılıyor. Neler yok ki öykülerde; zor şartlarda var olan insanlar, bunlar bedensel engelliler, olumsuz çevre şartların da dünyaya gelen yaşayan insanlar, daha neler neler... Ve kitabı okurken insanları azmine hayran olmamak elde değil. Bu azim bazen bir anne eli, bazen bir dost eli bazen de insanın kendisi... Kitap öyküleri kısa olsa da bizlere verdiği mesajlar anlamlı ve özel. Kısacık hayatlardan bize yön veren cümlelerle dolu. Adlarını duyduğumuz başarılı yazarlar, şairler, ressamlar, iş adamları, devlet adamları, bilim adamlarının öykülerini de içeren eseri ben beğenerek okudum. Sizler de bahanelerin arkasına saklanmaktan vazgeçip kendi motivasyonunuzu oluşturarak hayallerinizin başarı öyküsünü yazmak istiyorsanız keyifle okuyabileceğiniz bir kitap. "En mutlu insanlar her şeyin en iyisine sahip değildirler. Sadece her şeyin en iyi şekilde tadını çıkartırlar. Basit yaşayın. Birbirinize derinden Özen gösterin. Saygılı ve nazik olun. Cömerci Sevin." Hayatı basit yaşayarak saygılı ve cömertçe seven, mutlu olabileceğiniz güzel bir hayat diliyorum. Keyifli okumalar.
Geleceğe Yön Veren Başarı Öyküleri
Geleceğe Yön Veren Başarı ÖyküleriYasin Şeref Asil · Liya Yayınları · 2013382 okunma
"Mimarlar, sanatçılar, ressamlar, filozoflar, şairler, retorikçiler yeteneklerini saraya kadar taşıyabilirlerdi: ancak iktidar yolu o kadar açık değildi onlara. III. yüzyılda, bazı hukuk tanımlamalarının gösterdiği gibi, toplumsal kurallar şehirli ve köylü ayrımı getiriyordu. Nüfusun yüzde 70-80’ini oluşturan köylü dünyasının kaba, barbar, cahil ve ne yapacağı kestirilemeyen insanlardan oluştuğu düşünülüyordu."
Sayfa 77 - Dost Kitabevi
Reklam
Düşünen insan düşmanları:((
Türkiye'de darbe oldu, ilk önce şairler, yazarlar, ressamlar hapse tıkıldı. Var mı daha ötesi.
Aziz Zekeriya Zahara bu dünyadan sessizce ayrılmıştı... Defin günü Ella'nın tahmin etmediği kadar çok insan çıkageldi. Tâ Cape Town'dan, St. Petersburg'dan, Mürşidabad'dan, Sao Paolo'dan gelen mistikler oldu. Onların yanı sıra fotoğrafçılar, akademisyenler, gazeteciler, yazarlar, dansçılar, heykeltıraşlar, bankacılar, iş adamları, çiftçiler, şairler, ressamlar, yoga hocaları da vardı. Ve bir de Aziz'in evlat edindiği iki genç. Onlar da oradaydı. Böylece birbirinden tamamen farklı diller konuşan, başka başka inançlardan hercai bir cenaze alayı Aziz'i son yolculuğuna uğurladı.
Sayfa 413Kitabı okudu
yazarlar, şairler, filozoflar, müzisyenler, ressamlar arasında başkasını öldürene çok az rastlanır ama kendini öldürene daha sık... ... kendi yaşamına son veren sanatçı düşünür sayısı, bu konuda bir alfabetik fihrist düzenlenecek kadar fazladır. ... toplum canavarı, kendisine sanat eserleri sunan değerli beyinleri sürekli olarak cezalandırıyor. bazen farkında olarak, bazen de bir aldırmazlık girdabına gömerek.
Ahlak felsefemizin ve sistemlerimizin erdemli, yüce ve ermiş insanlar yaratacağını sanmak; estetik üzerine yazılmış kitapların şairler, ressamlar, heykeltıraşlar yaratacağını sanmak kadar saçmadır.
644 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.