"Modern" insan duygusallik diye nitelendiriyor bunu; nesneleri, en kutsal mülkü olan arabasını bile sevmiyor, bir an önce onu elinden çıkarıp yerine daha üstün bir modelini geçirebilmeyi umuyor. Bu modern insan çakı gibidir, elinden kuş uçmaz, sağlıklı, serinkanlı ve sırım gibi insandır, üzerine toz kondurulamayacak bir tiptir, bir sonraki savaşta ne yaman kişi olduğunu kanıtlayacaktır. Bense ne modern, ne de modası geçmiş biriydim; zamanın dışına düşmüş, sürüklenip gidiyordum, ölüme yakın, ölüme istekli. Duygusallıklara karşı değildim hiç, yanıp kavrulmuş yüreğimde hâlâ biraz duygu gibi bir şey hissedebildiğim için seviniyor, Tanrıya şükrediyordum.