Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
yırtarak geçiyor kalbimizden hayatı da törpüleyen zaman şuramızda bir şey var acıya benzer umuda benzer böyle günlerde hayat hem acıya, hem acıya benzer gün ölümle başlatıyor hayatı her şafak taze bir ölünün üstünde doğuyor her sabah ölümü anlatıyor gazeteler sol köşede ölümü kutsallaştıran bir fotoğraf yeni bir cinayetin röntgenini çıkartıyor
Yüce Dosta
ayrılış günü yüklemediler bir şey alaca tüylü develere en son o ayrıldı haykırdım tutamadım kendimi uzaklara gitme diye ey benim iki gözüm, canım kesib’e mutlaka uğra yönel lâ’lâ tepesine doğru
Reklam
Mete Yüzbaşı.
vatan sana canım feda derken dışım; içim, vatan sensin be aşkım diye haykırdı toprağın olmaya çalışmak varken, mezarın oldum nehir olup akmak varken, deren olup taştım güneş olmak varken, gölgen oldum beni affet. aşkım, neden dinlemedim yüreğini neden gözlerimle duyup kalbimle bakamadım sana neden elini uzattığında kalbimi arkaya sakladım keşke gözyaşlarımı utanmadan yanağımda gezdirebilseydim aşkım, seni de yanımda götürüyorum ne kadar acı yüreğinde bulut olarak dolaşmak bütün sabahların ışığında yüzündeki aydınlığı alıyorum içime rüzgarlar yardım edin bana umarım güneşli bir gün başka bir nefes daha güçlü üfler aşkını yüreğine ve ben çıkıp giderim. o gittiğim yerde binlerce kez haykıracağım, seni seviyorum çiçeğim…
345 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Okurken Mendile İhtiyacınız Olacak...
𝐆𝐈𝐑𝐈𝐒 Bu eseri yazan ve Boşnak Müslümanlarının çektiği zulmü, okurken vücudumuzdaki tüyleri diken diken edecek bir esere imza atan
Sinan Akyüz
Sinan Akyüz
'e teşekkürlerimi sunarım. Kitabı okurken, elimden geldiğince ince bir titizlikle ve objektif bakış açısı ile okumaya çalıştım, incelememi bu titiz çalışmam ile gerçekleştirdim. Yeri geldiğinde duygularımın
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 201726,3bin okunma
Ben, Seni ﴾ﷺ﴿ Sevdiğimi iddiâ etmekten utanıyorum!
Söze nasıl başlanır bilmiyorum, nasıl sevilir bilmediğim gibi. Bunca sene seni sevdiğimi iddiâ ederek dolanıp durmuşum, meğer ben seni sevenler kervanında hiç yokmuşum. Kalbim bir kütükten daha katıymış meğer. Bir kütük ki senden bir lahza ayrı düştü diye feryadı 1400 yıldır dillerde dolaşan. O kütük bir hutbe kadar ayrı düştü diye nâlan iken,
Naklederler ki, İsmail aleyhisselâm kurban edileceği esnâda babasına dedi ki: «Ey babam sen mi cömertsin, yoksa ben mi?» İbrahim aleyhisselâm: «Ey gözümün nıru doğrusu budur ki ben daha comerdim. Zira senin gibi sevgili bir evlâdı kurban ederim» dedi. İsmail aleyhisselâm: «Ey babam! Senin bir daha oğlun var. Onunla teselli olursun, lakin benim bir canım var, onu fedâ ediyorum» dedi. İbrahim aleyhisselâm: «Ey ciğer pârem! Ben senden daha cömerdim. Zira sen bir anda rûhunu teslim edip kurtulursun. Ama benim acım kıyamete kadar gitmez. Kendi evladımı kendi elimle boğazlayıp, ciğerimi hasret ateşi ile yakmış olurum.» Baba ile oğul böyle söyleşirlerken Hak teâlâ buyurur ki: «Ey benim dostlarım. Her biriniz cömertlik dâvası edersiniz. Ben ikinizden de fazla cömerdim. Size Cennetten melek ile kurban gönderdim. Oğlunu sana verdim. Oğluna da canını bağışladım.»
Sayfa 182 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
Reklam
"...Yıllardır neden İngilizce çalışıyordum ben. Evren insanı olmak için mi? Burayı seviyor muyum? Burayı derken. Vatan filan yani. İstiklal marşı okunurken duygulanmışlığım var. Milli takımı da destekledik hep. Vatan filan yani, iyi bir şey. Ama "vatan sana canım feda" mı mesela. Lafta öyle tabii de... Peki, insanlar dersek. Bak işte orada duramayız."
Sayfa 101 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Kim ister ki ruhunun yakılmasını, bilinmez. Belki birisi bile isteye atar ruhunu kor alevler içine, izler yanışını içten içe... uğruna canını feda edeceği kadın yeri gelmiş bakmamış yüzüne Sabırlı mısın arsız mı Şefkat kardeş mi olmuş nefretle Sol yanın kaynar sular gibi fokurdarken Sağ tarafım boş kaldı, sarılalım ne olur diyorsun. . . Ben bilmez miyim bırakıp gitmeyi ben bilmez miyim şehvete ulaşıp terketmeyi Sen ne sanıyorsun beni, ben muhacir miyim. Gittiğin her yere gideyim. Anlama beni istemiyorum anlamanı, saygı duy yeter. Karşılık bekledim onca zaman belki sana vermedim bir sebep. Doğru ya neden seveceksin beni neyim var. Henüz seni aldatmadım. Sana yalan söylemedim. Seni seviyorum deyip başkalarına gülmedim değil mi sende haklısın. Sen yalancı bir korkaksin belki ne bileyim. Kendini anlat bana korkma anlat ki dökülsün tüm dertlerin yıkılsın için. Okyanuslar kadar ağla omzumda. Bir kere Ağla ki bir daha ağlayacak zaman vermeyelim birbirimize. Neşelen artık somurtma yüzünü, bunlar kötü şeyler değil. Sadece geçmeyen ağrılarımın yüz görümlüğü. Gülüm dedim sana güldün bana kaç kere yıllar geçse de gitmez aklımdan canım çıksa da 40 senede. Sayıklarım adını, gözlerin de ki nefreti gördüğüm de anladım beni sevdiğini ama yüz vermek gurursuzluk olur dedin içinden, en iyisi biraz bekleyeyim. A.P
"Birbirimizi bir daha hiç görmeyeceğimize kesinlikle inanarak yazıyorum sana. Yıllarca önce senden ayrılırken yine aynı şeyi düşünmüştüm; ama kader beni ikinci bir kere denemek istedi. Bu sınavı başarıyla atlatamadım: Zayıf yüreğim alıştığı sese boyun eğdi yine. Beni bu yüzden küçümsemezsin, değil mi? Bu mektup hem bir ayrılış mektubu olacak
Öz yaşamımdan ve bütünsel hayatta dair izlenimler Sizinde bu konuda pek hakim olduğunuz hiç şüphesiz nitekim en baskıcı ve etkileyici günümüz sorunların sancağını taşıyan ekonomik dalgalanmalardır bu dalgalar öyle şiddetli ki önüne çıkan her şeyi katıp ilerliyor bu sorunu bütünleği olarak hükümetin üstüne atmak hiçte adil olmayacaktır deprem
Reklam
Ayşeli Polatın Yazısı: Filistinlilere Acımıyorum
“Hocam, Filistin’de yaşananlara çok üzülüyorum. Gördüklerim, duyduklarım karşısında kanım donuyor, canım yanıyor. Siz üzülmüyor musunuz? Yaşananlar sizi ağlatmıyor mu? Neden Filistin’de yaşananlara dair hiçbir şey yazmıyorsunuz?” mesajıyla serzenişte bulunmuş biri. Ah be güzel kardeşim, ne diyeyim şimdi ben sana? Üzülüyorum elbet. Hem de kalbim
250 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.