"Ve yine günlerden sen...
Aslında hep sensin günlerden, senden başkası olmadı ki hiç..
706 gün oldu sen gideli...
Yine soğuk aldın değil mi? Hep dediğim gibi, dikkat etmiyorsun kendine...
Biliyor musun, senden sonrası hiç olmadı. Aslına bakarsan ben senden sonrasını da unuttum senden öncesini de. Evet, sen gittin benden ama ben seni hiç
Aişe (Allah ondan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre bir gün peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)'e Ey Allahın peygamberi Uhud gününden daha şiddetli bir gün yaşadın mı? diye sordum. Şöyle cevap verdi.
"Evet senin kavminden çok kötülük gördüm. Onlardan gördüğüm sıkıntının en şiddetlisi Akabe gününde idi. O gün ben Taifli Abdü Külalin oğlu İbni Abdu Ya'lile sığınmak istemiştim de beni kabul etmemişti. Bende geri dönmüş, derin üzüntüler içinde dalgın dalgın yürüyüp gidiyordum. Karn'üs Sealîbe varıncaya kadar kendime gelemedim. Orada başımı kaldırıp baktığımda bir bulutun beni gölgelediğini gördüm. Dikkatlice bakınca bulutun içinde Cebrail'i gördüm. Cebrail bana seslenerek Allah kavminin sana ne söylediğini ve seni himayeyi nasıl reddettiğini duymuştur. Onlara dilediğini yapabilmem için sana dağlar meleğini göndermiştir.
Bunun üzerine dağlar meleği bana seslenerek selam verdi. Sonra da: "Ey Muhammed kavminin sana ne dediğini Allah işitti. Ben dağlar meleğiyim ne emredersen yapmam için Allah beni sana gönderdi. Ne yapmamı istiyorsun? Dilersen Ahşabeyn denilen şu iki dağı onların başına kapatıvereyim dedi. o zaman ben "Hayır Allah'ın onların soylarından sadece Allah'a ibadet edecek ve ona hiçbir şey ortak koşmayacak kimseler çıkaracağını ümit ederim dedim." (Buhâri Bed'ul halk 7, Müslim cihad 111)
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
Batsın bu dünya, bitsin bu rüya
Ağlatıp da gülene, yazıklar olsun
Dolmamış çileler, yaşanmamış dertler
Hasret çeken gönül, benim mi olsun.
Ben ne yaptım, kader sana
Mahkum etti, beni bana
Her nefeste, bin sitem var
Şikayetim yaradana, şikayetim yaradana.
Şaşıran sen mi yoksa benmiyim bilemedim
Öyle bir dert verdin ki, kendime gelemedim
Çıkmaz bir
7 yıl öncesi bugünden 3 gün önceydi seni en son görüşüm.. Bu fotoğrafida ozaman çekmiştim hatıra kalması için..Artık hastalık tüm vücudunda hüküm sürüp yatağa hapsedince seni bütün evlatların kardeşlerin herkes yanında ve yani başındaydı..Zoraki olarak evime döndüğüm bir zamandı her gün, her saat, her dakika arardım annemi belkide her saniye ve
Elini tutarak uyurken bazen sicak oluyor tabi sana da. Ama scorp bride gibi düsün. Hikayenin tersini yaziyorum ben her gece. Sen ölü ben diri. Arada da kaldim galiba,emin degilim. O tarafa gelemedim, gelsem her konusmama cevap alirdim. Ben seni her zaman duyamiyorum. Demek ki ayni yerde degiliz. Ama ben bu taraftakileri de duyamiyorum. Konusuyorum saniyorum ama onlar da beni duymuyorlar. Bir karisiklik var kafamin icinde ve o karisiklik hicbir yere ait olmak istemiyor. Hic susmazdin sen. Anlatacaklarin hic bitmezdi. Kulaklarimda sorun mu var acaba? Kalbim de mi ahraz? Allah Allah ya.