Sen toprağa tohum atarsan başak verir, buğday verir, ekmek verir, yaşam verir. Sen toprağa top güllesi atarsan da ölüm verir, acı verir, kan verir ve daha önce verdiği ne varsa onları senden bir bir geri alır... Şakası yoktur Toprak Ana'nın...
6. Sınıf öğrencimin elinde görüp okumaya talip olurken sonunda bu denli karmaşık duygular içerisinde olacağımı bilemezdim tabi.Hayatın gerçekleri deriz ya hani ,bu seferki gerçekler boğazınızda yumru olarak kalıyor.Yutamıyorsunuz…
Tam İsrailin Gazzeye zulümler yaptığı bi zamanda okumam beni bi hayli etkiledi.Diğer kitaplarını okuduğumda ruhumun paramparça olacağını bilmeme rağmen kalemi bu kadar kuvvetli bi yazarla tanışmışken bırakmak istemem tabi..
Cengiz Aytmatov, Toprak Ana romanında erkekleri askere alınan bozkırın ortasındaki bir Kırgız köyünde geride kalanların çektiği sıkıntıları anlatıyor. Eldeki yetersiz yiyeceğin muhtaç olandan başlanarak dağıtılması, dört gözle beklenen hasat zamanları, umutların hasat zamanına ertelenmesi, savaş yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi, boşa çıkan umutlar, yine açlık, sefalet, bir yandan cepheden gelen ölüm haberleri, umutsuz bekleyişler, savaşın uzun sürmesi üzerine aşağı çekilen cepheye çağrılma yaşı, anaların evlatlarını bir bir askere göndermesi, ayrılıklar, gözyaşları... Yani tek kelimeyle ve bütün zulmetiyle; savaş. Cengiz Aytmatov, o her zamanki berrak ve akıcı üslûbuyla bizleri, adeta insanları öğütür gibi harcayan savaş düzeneğinin yarattığı trajedilerle sarsıyor
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,7bin okunma
#cursed
-MARİSSA MEYER
“İyi bir hikaye, sonsuza kadar yaşayabilir..”
Gilded ikilemesinin ikinci ve son kitabı Cursed yine soluksuz okunacak bir macerayla bizimle buluştu. Gerçekten fantastik romanlarının ustalarından biri
Lee Chae Rin Yarattığı bu büyülü dünyada savaş, tanrılar, büyülü yaratıklarla hem duygusal bir bütünlük hem de gerilim dolu bir hikaye sunmuş bize. Bayıldım!! Keşke biraz daha okuyabilsek dedim bittiğinde.
Birinci kitabın sonunda,hayalet kral Erlking Serilda’yı kaçırıp ruhunu hapsetmiş ve onunla evlenmişti. Fani bir insanla evlenip ondan bir çocuk yapacak ve kaybettiği kraliçesine kavuşunca ona bir bebek armağan edecek. Tabi bunun yanı sıra önce sevgilsiinini yer altından döndürmesi gerekiyor. Bunun içinde sonsuz dolunaydan önce yedi tanrıdan birini ele geçirip dilek dileyerek Perchta’sını geri getirmeyi hedefliyor.
Serilda ve Gilg ise ruhlarının bağlandığı Adelheid’deki perili şatoda laneti bozmak için çalışıyor. Her av zamanı Erlking şatodan ruhları ile ayrıldığında şatonun gizli kalmış her yerini arıyor bedenlerini bulmaya çalışıyorlar. Fazla zamanları yok çünkü Serilda hamile. Bebek dünyaya gelmeden kurtulmaları gerek. Ve bebek Erlking’den değil bunu hayalet kralda biliyor fakat planı bozulmasın diye herkesten saklıyorlar. Ancak çok zaman geçmeden gerçekler birer birer ortaya çıkmaya başlıyor.
Erlking’in asıl amacı sevgilisini geri getirirken aynı zamanda ölümlüler ile aralarında olan perdeyide ortadan kaldırıp tüm diyara hükmetmek. Serilda ve Ging, Erlking’in planlarını bozmaya çalışıp aynı zamanda hayal bile edemedikleri zorlu bir mücadelenin içine giriyorlar. Bakalım bu mücadelenin kazananı kim olacak..
Merhabalar
Bugün sizlere kalemini keyifle okuduğum bir yazar ile geldim https://1000kitap.com/mayso__ #sis eserini sevmiş #sin eserini dört gözle beklemiştim ve beklediğime değdi bu fantastik yolculukta Meyra karakterimiz ailesinin başına gelenleri Tefken kralı Peder'den intikamını alarak sonlandırmıştı, sinde bu intikam sonucu Mayso'ya dönen Meyra
Selamlar fantastik severler bekleyenler toplaşsın buraya hemen.. Tazecik bitti, ve size hemen en kritik spoiyi vereyim..
‘’Karımı bırak!’’
Lightlark’ı okuyanlar bilir ki her beşyüz yılda bir yapılan sadece yüz gün süren altı diyarın hükümdarlarının oynamaya davet edildiği ölümcül bir oyun olan Centennial düzenlenirdi.
Isla Crown lanetlenmiş
Jack London / Demir Ökçe
Distopya Edebiyatının ilk örneği olarak kabul edilen bir eser #DemirÖkçe. Emekçi sınıfı ve onların yanında olmak isteyenlerin yaşadıklarını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. İki karşıt düşüncenin savaşı, başka bir deyişle ezen ve ezilenin mücadelesini okuyoruz. Demir Ökçe, burada ezen sınıfa verilen isimdir.
Kosova Savaşı (1389) Osmanlı Balkan egemenliğine karşı ilk toplu ittifaktır ve savaşa Bosna kralı da katılmıştır. Savaş, Balkanların gelecek yüzyıllar için kaderini belirleyen kesin sonuçlu bir meydan savaşıdır.
Saray zihniyeti insanlık tarihinin her döneminde toplumsal çürümenin kaynağı olmuştur.
Saray sömürgeci zihniyetlerin kültürüne ait bir dayatma aracıdır.
Türk kültüründe Osmanlı imparatorluğu dışında saray yoktur.
Sarayların içinde oturanların niteliği, çapı ve kapasitesi düştükçe oturulan sarayların büyüklüğü aynı paralelde artar.
Ülkeye ve topluma hizmet amacıyla seçilenlerin o toplumun verdiği yetki ve olanaklar ile hizmet ederken tutunduğu tavır ve rul hali bütün toplumu olumlu ya da olumsuz etkiler.
Saraylar genelde toplumdan gizli niyeti olan zihniyetleri iş başında tutan itibar tapınaklarıdır.
Osmanlı imparatorluğu sultan Abdülhamid döneminde küresel tefecilerden savaş için aldığı borçlar ile yoğun bir saray yapma girişimi içinde devletin sonunu getirecek bir padişah olarak tarihe geçti.
Vahdettin ise İngilizlere teslim olmak dışında hiçbir varlığı yoktu.
Saray ile kendine hizmet edilmesini tercih edenlere ulusal egemenlik bilincinin yükseldiği bu günlerde tarihi gerçekler ile bazı hatırlatmalar yapma ihtiyacı duydum.
Önder Karaçay