Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir şeyin nasıl değil neden yapıldığını öğrenmek istiyordu. Bu utandırıcı olabilir. Birçok sey hakkında 'Neden' diye sorarsan ve bunu sürdürürsen, sonunda epey mutsuz olabilirsin. O zavallı kızın ölmesi onun açısından daha iyi oldu. Evet, ölmesi. Neyse ki onun gibi tuhaf insanlara sık rastlanmıyor. Çoğu yılanın başını küçükken nasıl ezeceğimizi biliyoruz. Çivi ve tahta olmadan ev inşa edemezsin. Bir evin inşa edilmesini istemiyorsan, çivilerle tahtaları sakla. Bir insanın siyasi açıdan mutsuz olmasını istemiyorsan, bir meseleyi iki farklı açıdan sunma ki kaygılara kapılmasın; tek bir açıdan sun. Daha da iyisi, hiçbir açıdan sunma. Bırak savaş diye bir şey olduğunu unutsun.Hükümet verimize, kadroları fazla şişkinse ve vergi manyağıysa, insanların onunla ilgili kaygı duymasındansa hükümetin bunların hepsi birden olması daha iyi Huzur, Montag. İnsanlara en popüler şarkıların sözlerini, eyalet başkentlerinin isimlerini veya lowa'da geçen sene ne kadar mısır yetiştiğini hatırlayarak kazanacakları yarışmalar vereceksin. Onları yanmaz verilerle dolduracaksın, gerçekleri boğazlarına tıkıştıracaksın, öyle ki kendilerin tıka basa doymuş ama onca veri sayesinde kesinlikle zeki hissedecekler. O zaman, düşündükleri hissine kapılırlar...hareket etmedikleri halde hareket ediyormuş gibi hissederler. Ve mutlu olurlar, çünkü o türden gerçekler değişmez. Onlara bir şeyleri yorumlamaları için felsefe veya sosyoloji gibi kaygan zeminli şeyler vermeyeceksin. O yol melankoliye çıkar
408 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
1944, Japonya, Fukuoka Hapishanesi… Hapishane’nin en gaddar gardiyanlarından biri olan Sugiyama öldürülür. Cinayeti araştırma görevi ise, henüz lise öğrencisiyken savaş sebebiyle askere alınıp sonrasında inzibat olarak hapishanede görevlendirilen, annesinin sahaf dükkanı sayesinde kitaplara tutkuyla bağlanmış olan Yuiçi Vatanabe’ye verilir. Vatanabe katili ararken tüm oklar hapishanedeki Kore’li siyasi suçluların olduğu 3. koğuşa çevrilir. Soruşturmanın başında ortaya çıkan bazı gerçekler dikkatleri Japon İmparatoru’na suikastten tutuklanan Çö Çisu’ya yöneltir ve kısa sürede suçu itiraf eden Çö Çisu ile olay kapanma noktasına gelir. Fakat Vatanabe için hala soru işaretleri vardır. Soruşturma kapansa da o araştırmaya devam eder ve bir başka Koreli hükümlü Yun Dongcu üzerinden Sugiyama’nın hikayesini ve ikisi arasındaki birlikteliği öğrenmeye başlar. Hikayenin derinine indikçe yeni detaylar ve sürprizlerle karşılaşır. İki şairin öyküsü üzerinden metaforlarla dolu, savaş, yaşam, özgürlük ve şiir üzerine şaşırtıcı ve çarpıcı bir roman ortaya çıkmış. 1945 yılında Fukuoka hapishanesinde ölen ve şiirleri ölümünden sonra yayınlanmış şair Yun Dongcu’nun son zamanlarına dair yürek burkan bir kurgu. Vatanlarını, özgürlüklerini, dillerini ve isimlerini kaybeden Kore’liler etrafında savaşın ve istilacı Japon İmparatorluğunun acımasızlığını anlatan bir eser.
Yıldızlara Değen Rüzgar
Yıldızlara Değen RüzgarJung-Myung Lee · Doğan Kitabevi · 202423 okunma
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
Sen toprağa tohum atarsan başak verir, buğday verir, ekmek verir, yaşam verir. Sen toprağa top güllesi atarsan da ölüm verir, acı verir, kan verir ve daha önce verdiği ne varsa onları senden bir bir geri alır... Şakası yoktur Toprak Ana'nın... 6. Sınıf öğrencimin elinde görüp okumaya talip olurken sonunda bu denli karmaşık duygular içerisinde olacağımı bilemezdim tabi.Hayatın gerçekleri deriz ya hani ,bu seferki gerçekler boğazınızda yumru olarak kalıyor.Yutamıyorsunuz… Tam İsrailin Gazzeye zulümler yaptığı bi zamanda okumam beni bi hayli etkiledi.Diğer kitaplarını okuduğumda ruhumun paramparça olacağını bilmeme rağmen kalemi bu kadar kuvvetli bi yazarla tanışmışken bırakmak istemem tabi.. Cengiz Aytmatov, Toprak Ana romanında erkekleri askere alınan bozkırın ortasındaki bir Kırgız köyünde geride kalanların çektiği sıkıntıları anlatıyor. Eldeki yetersiz yiyeceğin muhtaç olandan başlanarak dağıtılması, dört gözle beklenen hasat zamanları, umutların hasat zamanına ertelenmesi, savaş yüzünden ürünün hemen hepsinin merkezden istenmesi, boşa çıkan umutlar, yine açlık, sefalet, bir yandan cepheden gelen ölüm haberleri, umutsuz bekleyişler, savaşın uzun sürmesi üzerine aşağı çekilen cepheye çağrılma yaşı, anaların evlatlarını bir bir askere göndermesi, ayrılıklar, gözyaşları... Yani tek kelimeyle ve bütün zulmetiyle; savaş. Cengiz Aytmatov, o her zamanki berrak ve akıcı üslûbuyla bizleri, adeta insanları öğütür gibi harcayan savaş düzeneğinin yarattığı trajedilerle sarsıyor
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,5bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaplık Duvar İncelemeler Alıntılar İletiler Hedefler Yorumlar İncelemelerde Ara
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023172,1bin okunma
416 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
#cursed -MARİSSA MEYER “İyi bir hikaye, sonsuza kadar yaşayabilir..” Gilded ikilemesinin ikinci ve son kitabı Cursed yine soluksuz okunacak bir macerayla bizimle buluştu. Gerçekten fantastik romanlarının ustalarından biri
Lee Chae Rin
Lee Chae Rin
Yarattığı bu büyülü dünyada savaş, tanrılar, büyülü yaratıklarla hem duygusal bir bütünlük hem de gerilim dolu bir hikaye sunmuş bize. Bayıldım!! Keşke biraz daha okuyabilsek dedim bittiğinde. Birinci kitabın sonunda,hayalet kral Erlking Serilda’yı kaçırıp ruhunu hapsetmiş ve onunla evlenmişti. Fani bir insanla evlenip ondan bir çocuk yapacak ve kaybettiği kraliçesine kavuşunca ona bir bebek armağan edecek. Tabi bunun yanı sıra önce sevgilsiinini yer altından döndürmesi gerekiyor. Bunun içinde sonsuz dolunaydan önce yedi tanrıdan birini ele geçirip dilek dileyerek Perchta’sını geri getirmeyi hedefliyor. Serilda ve Gilg ise ruhlarının bağlandığı Adelheid’deki perili şatoda laneti bozmak için çalışıyor. Her av zamanı Erlking şatodan ruhları ile ayrıldığında şatonun gizli kalmış her yerini arıyor bedenlerini bulmaya çalışıyorlar. Fazla zamanları yok çünkü Serilda hamile. Bebek dünyaya gelmeden kurtulmaları gerek. Ve bebek Erlking’den değil bunu hayalet kralda biliyor fakat planı bozulmasın diye herkesten saklıyorlar. Ancak çok zaman geçmeden gerçekler birer birer ortaya çıkmaya başlıyor. Erlking’in asıl amacı sevgilisini geri getirirken aynı zamanda ölümlüler ile aralarında olan perdeyide ortadan kaldırıp tüm diyara hükmetmek. Serilda ve Ging, Erlking’in planlarını bozmaya çalışıp aynı zamanda hayal bile edemedikleri zorlu bir mücadelenin içine giriyorlar. Bakalım bu mücadelenin kazananı kim olacak..
Cursed
CursedMarissa Meyer · Ephesus Yayınları · 04 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Merhabalar Bugün sizlere kalemini keyifle okuduğum bir yazar ile geldim https://1000kitap.com/mayso__ #sis eserini sevmiş #sin eserini dört gözle beklemiştim ve beklediğime değdi bu fantastik yolculukta Meyra karakterimiz ailesinin başına gelenleri Tefken kralı Peder'den intikamını alarak sonlandırmıştı, sinde bu intikam sonucu Mayso'ya dönen Meyra
Sin
SinAyşe Gül · Otantik Kitap · 202414 okunma
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Selamlar fantastik severler bekleyenler toplaşsın buraya hemen.. Tazecik bitti, ve size hemen en kritik spoiyi vereyim.. ‘’Karımı bırak!’’ Lightlark’ı okuyanlar bilir ki her beşyüz yılda bir yapılan sadece yüz gün süren altı diyarın hükümdarlarının oynamaya davet edildiği ölümcül bir oyun olan Centennial düzenlenirdi. Isla Crown lanetlenmiş
Nightbane
NightbaneAlex Aster · Harry N. Abrams · 025 okunma
320 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Jack London / Demir Ökçe Distopya Edebiyatının ilk örneği olarak kabul edilen bir eser #DemirÖkçe. Emekçi sınıfı ve onların yanında olmak isteyenlerin yaşadıklarını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. İki karşıt düşüncenin savaşı, başka bir deyişle ezen ve ezilenin mücadelesini okuyoruz. Demir Ökçe, burada ezen sınıfa verilen isimdir.
Demir Ökçe
Demir ÖkçeJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,7bin okunma
Kosova Savaşı (1389) Osmanlı Balkan egemenliğine karşı ilk toplu ittifaktır ve savaşa Bosna kralı da katılmıştır. Savaş, Balkanların gelecek yüzyıllar için kaderini belirleyen kesin sonuçlu bir meydan savaşıdır.
Sözde İtibar Tapınakları Saraylar
Saray zihniyeti insanlık tarihinin her döneminde toplumsal çürümenin kaynağı olmuştur. Saray sömürgeci zihniyetlerin kültürüne ait bir dayatma aracıdır. Türk kültüründe Osmanlı imparatorluğu dışında saray yoktur. Sarayların içinde oturanların niteliği, çapı ve kapasitesi düştükçe oturulan sarayların büyüklüğü aynı paralelde artar. Ülkeye ve topluma hizmet amacıyla seçilenlerin o toplumun verdiği yetki ve olanaklar ile hizmet ederken tutunduğu tavır ve rul hali bütün toplumu olumlu ya da olumsuz etkiler. Saraylar genelde toplumdan gizli niyeti olan zihniyetleri iş başında tutan itibar tapınaklarıdır. Osmanlı imparatorluğu sultan Abdülhamid döneminde küresel tefecilerden savaş için aldığı borçlar ile yoğun bir saray yapma girişimi içinde devletin sonunu getirecek bir padişah olarak tarihe geçti. Vahdettin ise İngilizlere teslim olmak dışında hiçbir varlığı yoktu. Saray ile kendine hizmet edilmesini tercih edenlere ulusal egemenlik bilincinin yükseldiği bu günlerde tarihi gerçekler ile bazı hatırlatmalar yapma ihtiyacı duydum. Önder Karaçay
Reklam
... çılgınlıklar dünyasına dalıp kurtuldu gerçekler dünyasından.
4 Nisan 1949'da kurulan NATO'ya, CHP iktidarı, 11 Mayıs 1949 tarihinde başvurur. "Avrupa Paktı"dır diye alınmayız. Göz göre göre gerçekler ve anlaşmalar dikkate alınmaz. DP'nin epey ümitli olarak 11 Temmuz 1950'de başvurusu da reddedilir. Türk Tugayı savaş görevlerini övgüye değer başarınca, ABD'nin ısrarlı desteği üzerine, 18 Şubat 1952 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti NATO'ya alınır.
500 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
31 saatte okudu
KEŞKE-SEMA SOYKAN,500 sayfa -Bir Köy Enstitüsü Romanı- “Keşke,özlem ya da pişmanlık ifadesidir” Bir dönemi,aynı zamanda da muhteşem bir aşkı anlatan,yaşatan,gözyaşları içinde okunan,yarı kurgu ,çoğu gerçek olaylara dayanan muazzam bir roman. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ 1940-1980 yılları arası…Türkiye’nin yaşadığı karanlık dönemler,
Keşke
KeşkeSema Soykan · Alfa Yayınları · 2021770 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Çok iyidi! Uzun zamandır okuduğum en iyi nefret, aşk, tutku ve bol olaylı kitaptı. Bu seri tek kelimeyle muhteşem! İlk kitap zaten çok iyidi ama bu kitap iyinin de kat ve kat üstüydü. İlk kitap dehşet bir yerde bitmişti ve hemen bu kitaba başlayıp hızlıca okudum; çünkü her şeyiyle alıp götürüyor sizi. Bu kadar kapsamlı, alev alev aşkı, kızgınlığı ve o karmaşık olay cümbüşünü okumak aşırı keyifliydi. Gray karakteri tam aradığım erkek, arkadaşlar. Tam olarak bu yani. Willow ise yine harikaydı. Yaşadıklarından sonra kalbi ile intikamı arasında kaldı ama o güçlü duruşunu hiç bozmadı. Willow, ihanetin ağırlığıyla, yapması gerekenler ve kalbi arasında bocalarken; Gray ise sevgisine inandırmak, onu korumak ve geri kalan her şeyle uğraşmak için mücadele veriyor. Tam anlamıyla ateşle barut misali, her daim olay ve her daim tutkuyla alev alev. Kurulan planlar, ortaya çıkan gerçekler ve en sonunda inkâr edilemeyen aşk... Birisinin küçüklükten beri bir amaç için büyütülmesi, o amaç için kendinden bile vazgeçmeyi normal görecek hale getirilmesi kesinlikle berbat bir durum. Bunun getirilerinin üstünde bıraktığı yük, hayatına kendin için devam edebilmek cürretini kendinde bulabilme gayreti tam anlamıyla kendin ile bir savaş. Willow için tam olarak durum buydu ama Gray ona bu gerçeği gösterdi, yanında oldu ve ona yeni bir amaç verdi. O kadar dozunda bir ikiliydi ki... Kitabında sonu biraz karmaşıktı ama bunun sebebi yazarın, diğer karakterler için bir devam hikâyesi yazmasının söz konusunu olması. Gray ve Willow'dan sonra nasıl olur, bilmiyorum ama sabırsızlıkla da bekliyorum. Vee bu seriyi size deli gibi öneriyorum.
Lanetli
LanetliHarper L. Woods · Pukka Yayınları · 2024220 okunma
1.189 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.