Yaşar Kemal yörüklerin, yerleşik düzene geçemeyenlerin ruhunda aslında toprak mülkiyeti bağlamında insanlığın acımasızlığını ve açgözlülüğünü anlatıyor. Ki her eserinde cesurca iktidarları karşısına aldığı o muhtesem destansı dili ile.
Kitap beni insanlığın ilk zamanlarına götürdü. Habil ve Kabil kıssasında ne ilginçtir ama Kabil'in sunduğu
Bambaşka bir Dostoyevski..
Sanki Zweig yazmış gibi :)
4 öyküden oluşuyor; Ev Sahibesi, Bay Proharçin, Dokuz Mektupluk Roman, Polzunkov.
Çok sade, olaysız, tek kişiden oluşan karakter üzerine kurulmuş ters köşe yapan, hayal mi gerçek mi kararsız kaldığınız absürt kurgulu öyküler...
İnsancıklar ve Öteki romanından sonra Ev Sahibesi hayal kırıklığı yaratmış ve çoğu kişi dalga geçmiş, O dönemin ünlü eleştirmeni Byelinski bu eseri beğenmemiş ... diye söylenir.
Bana da gelecek romanların bir işareti gibi geldi bu eser, hayaller, gerçekler, nöbetler, savruluş, gidip gelmeler ve sara hastalığının geçtiği ilk kitap olmuş. Bundan sonraki kitaplarında hep sara hastası bir karakter vardır. Bir “kırılma” anı gibi, bir “eşik” gibi geldi bu kitap bana. Bu yüzden anlamlı kıldım kendimce.
Ev SahibesiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210,6bin okunma
Neden diye sormaktan kendimi geri alamasamda, asla cevap bulamadığım bir belirsizliğin içerisinde oradan oraya savruluyorum. Sahi biter miydi bu savruluş? Ya da nasıl biterdi? Ve ne zaman?