Merhaba sevgili okurlar.
Veri sayım sistemimizde yapılan alt yapı güncellemesi nedeniyle, bazı okurların takipçi sayısı, alıntı sayısı ve benzeri bazı sayılar 0 gözükebilir çok kısa bir süreliğine.
Çok kısa bir sürede bütün sayılar güncel haliyle gözükecektir. Daha öncesinde yaşanan takipçi sayılarındaki tutarsızlıklar da bu güncelleme ile tamamen çözülmüş olacaktır.
Anlayışınız için çok teşekkür ederiz.
İyi okumalar dileriz. ❤️
l Paulo Coelho gençken anne ve babası tarafından üç kez akıl hastanesine gönderildi ve aylarca hastanede kaldı. Sakinleştiriciler ve elektroşok verilerek tedavi uygulanmaya çalışıldı. Yazarımızın bu deneyimleri üzerine kurulu bir kitap.
l Bir insan neden ölmek ister? Sevgisizlikten mi? Parasızlıktan mı? Yoksa toplumun belirlemiş olduğu güzellik
Bugün 500. kitabına kavuştu kitaplığım.
Bu da aklıma ne getirdi:
Birlikte bir hedefimiz olsun. Herkes kitaplığındaki kitap sayısını ve bu yılın sonuna kadar ulaşmak istediği hedefi yazsın, yıl sonunda aynı iletiyi yeniden açacağım, bakalım hedefimize ne oranda yaklaşabilmişiz.
İlk ben başlatayım:
Kitap sayım, 500.
Hedefim, 600.
Dipçe: Önemli olanın nicelik değil nitelik olduğunun, paylaşmanın değerinin farkındayım. Amacım çocuklarımıza kitap mirası bırakmak ve TV'nin yerini kitapların almasını sağlamak. Hoşuna gitmeyen görmezden gelebilir.
Altar Kaplan / Halifeler Köyü
Politik hiciv, aşk ve gizemin sorgulayıcı bir tarafını yansıtıyor #HalifelerKöyü. Romandaki her şeyin bir karşılığı olduğu gibi 1844 yılına gidip tarihte yolculuk yapacak, Kütahya’nın güneybatısında yer alan bugünkü ismi Kalfalar olan Halifeler Köyünde yaşanılanlara şaşıracaksınız.
Görev yaptığı küçük il ve ilçelerden sonra Kütahya iline tayin edilen Kadı, çok gezip görmüş ve erken olgunlaşmıştı. Dürüstlüğünden ödün vermeyen ve işini ciddiye alan Kadı, Temettüat Tahrir Defterlerini yazmak için katip ve askerlerle hayatını değiştirecek yola çıkmıştı.
Köy köy dolaşıp sayımları yaparken Kadı ile birlikte sayılarda boğuşacak, ödenen vergilere zaman zaman şaşıracaksınız. Sayım ve kayıt sırasında köylerde yaşayanların hayata ve olaylara bakış açısına tanık olacak hatta sayımda yer almadığı için içerleyen bazı hayvan ve ağaçların dile gelmesini ve şikayet etmelerini hayretler içinde gülümseyerek okuyacaksınız.
En son durağı olan Halifeler Köyünde muhtarın kızını görür görmez tutulmasına, gözleri gözlerine değsin diye yaptıklarına anlam veremeyecek ve aşkın insanı nasıl değiştirdiğine tanık olacaksınız.
“Dünyada her şeyin ilacı vardı ama gecikmişliğin yoktu” sözü bu kitabı okuyanlar için anlam kazanacak ve bazı şeyleri sorgulamaya itecektir. Hayatta bazı şeyleri kaybeder, bazı şeyleri kazanırız. Önemli olan kayıpların altında ezilmeden hayata devam edebilmektir.
Keyifli okumalar…
“Zaten insanın kaderini bilmesinden daha korkunç ne olabilir? Herkes öleceği günü saati bilseydi, geriye sayım ne kadar zor olurdu, düşünsenize. Geçen her dakikayı bir tabut çivisi gibi algılamaz mıydık? “