304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
KİRPİ GİBİ OLACAKSINIZ!!!
Arthur Schopenhauer, 1851’de yayınladığı “Parerga ve Paralipomena: Kısa Felsefi Denemeler” adlı eserinin 396. bölümünün bir kısmında, kirpilerin soğukta kaldığı anlarda karşılaştıkları ikilemi anlatıyor: “Soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. Az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar.
Kirpinin Zarafeti
Kirpinin ZarafetiMuriel Barbery · Kırmızı Kedi Yayınları · 20207,5bin okunma
Zenobia ile Decius arasında ki bir sahnede, Decius şöyle der: "Tanrım, demek seviyorsun beni? Binlerce zaferi feda edeceğim bunun için. Döneceğim..."
Reklam
bir insanın olabileceği ya da başarabileceği en iyi ve en büyük şeyin kaynağı insanın kendisidir. bu ne kadar böyle ise bir insan hazlarının kaynaklarını ne kadar kendisinde buluyorsa o kadar daha fazla mutlu olacaktır. dolayısıyla büyük bir hakikatle aristoteles "mutlu olmak kendi kendine yeter olmak demektir." der. çünkü mutluluğun diğer bütün kaynakları doğaları bakımından güvenilmez, kuşkulu, sal­lantılı, kısa ömürlü ve şansın elinde oyuncaktırlar; ve hatta en uygun koşullar altında bile kolaylıkla tükenebilirler; o kadar ki bu kaçınılmazdır, çünkü her zaman insanın erişim alanı içinde değillerdir. ve yaşlılıkta mutluluğun sözü edi­len bu kaynakları kaçınılmaz olarak kurur:—aşk bizi o za­man terk eder ve nükte, seyahat arzusu, atlardan hoşlanma, toplumsal münasebetlere eğilim, dostlar ve akrabalar da ölümle, elimizden alınır. o vakit bir insan her zamankinden daha fazla, kendisinde sahip olduğu şeye bağımlı hale gelir; çünkü ona en uzun bağlı kalacak, onu terk etmeye­cek olan budur ve hayatın herhangi bir döneminde mutluğun tek hakiki ve uzun ömürlü kaynağıdır.
Sayfa 41
Arzu
Burada meselenin ortaya konan karakteri gereği, nihayet ulaşılan haz ve zevkin ardından her âşık çarpıcı bir hayal kırıklığı yaşayacaktır ve öylesine özlemle arzu edilmiş olan şeyin, başka her cinsel tatminde olduğundan öteye bir iş yapmadığını, dolayısıyla da kendisini öyle fazla bir yere götürmemiş olduğunu görüp şaşıracaktır. Çünkü o arzunun, onun öteki bütün arzuları ile olan ilişkisi, türün birey ile olan ilişkisi gibi, yani bir sonsuzun sonlu ile olan ilişkisi gibidir. Buna karşılık tatmin ise sadece türün işine yarar; bu nedenle de türün iradesinden gücünü alan ve kendisinin olmayan bir amaca fedakârca hizmet eden bireyin bilincine girmez. Demek ki bu yüzden her âşık, büyük işin nihayet üstesinden geldikten sonra aldatılmış olduğu duygusuna kapılır: Çünkü bireyin, türün aldatılmış tutsağı olmasına yol açan vehim, sanı artık kaybolup gitmiştir. Bu bağlamda Platon çok yerinde bir ifadeyle: Voluptas omnium maxime vaniloqua (Varlığa duyulan haz/zevk gibi boş boş övün) der.
“Çok uzun bir yaşamı arzulamak, yine de bir yürekliliktir. Çünkü bir İspanyol atasözü der ki: “Çok yaşayan, çok da kötü şey yaşar.”
Sayfa 221
Platon der ki, Hiçbir şey şehvet kadar yanıltıcı değildir.
Reklam
1.000 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.