Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Parçalanmış Yıldızlar
Herkese Merhaba,
Yeni serimize güzek bir başlangiç yaptık. Beğendim ben bu sefer , ortalama kitaptı ama bence iyidi. Güzel bir hikayesi vardır, daha iyi yazılabilirdi hatta, eksikleri yerleri coğunluktaydı, bazı şeyler hemen geçiştirmişti. 7.5 puan verdim. Tam puanı aldı bence :D
Hikayeye gelirsek; Hem Everly hemde Hayes cocukluğundan
#güneşözümüalıyor
#mustafatan
Selam
Nasılsınız?
Neler yapıyorsunuz?
2023 felaketler senesi oldu 2024 biraz olsun yüzümüzü güldürür
#okudumbitti #frau #muratterlemez #kitapyorumu
Herkese Merhaba
Bugun size kalemiyle yeni tanıştığım ,iyi ki okuduğum dediğim, alıp okuduğunuzda sizi asla pişman ettirmeyecek ince ama etkileyici bir kitabın yorumuyla geldim.
Hiç duymadığım, bilmediğim yeni bilgiler edinmek ayrıca bir güzeldi.
Gerçek hayattan esinlenerek yazılmış, Orta Çağ
#okudumbitti #dilküşâ #muratterlemez #kitapyorumu
Herkese Merhaba
Bugün size 128 sayfalık kısa ama güzel bir kitabın yorumuyla geldim.
Daha önce yazarın #frau kitabını okumuştum ve çok beğenmiştim. Bu kitabı da büyük bir keyifle okudum.
Hikaye 1900 yıllarında İstanbul'un Dil Küşa sokağında geçmekte.
Aspar ve Talay çok yakın iki arkadaş.Talay ailesini bir yangında kaybetmiş.Her yaz gelince sandal ustası olan olan Aspar'ın babasının yanında çalışır.Aspar'ın ailesi Talay'ı kendi çocukları gibi çok sevmekte.
O yaz yaşadıkları sokağa Mirgün'den gelen bir Rum ailesi tanışır. Aspar,Rum ailesinin kızı Alesia'yı görür görmez çok etkilenir. Zamanla aralarındaki yakınlaşma aşka dönüşür.
Aspar'ın babası ve Alesia'nın babası kimseye bir şey demeden, sebebsiz yere ortadan kaybolurlar. Uzun bir süre kimse onlardan haber almaz. Aspar ve Talay babalarını aramaya karar verirler ama bu süreç onlar için hiçte kolay olmayacak.
Gizemli olaylar,açığa çıkan sırlar, şaşırtıcı ve hiç beklemediğim sürpriz bir son.
Sonuna çok üzüldüğümü, Alesia'ya çok kızdığımı söylemeden geçemeyeceğim
Babaların ortadan kaybolmalarinin sebebi ne?
Aspar ve Talay 'ın başlarına neler gelecek?
Aspar ve Alesis aşkının sonu ne olacak?
Bütün bu soruların cevabı kitapta.
"Zaman geçiyordu...Geç kalmıştım...Kendi hayatıma geç kalmıştım..."
@muraterlemez @lunayayinlari
#aşk #ayrılık #ihanet
Amin Maalouf 'un bu araştırma kitabı önemli bir eksikliği kapatmış kanaatimce. Neden mi? Çünkü Batı'nın İslam dünyası üzerine kurduğu yaklaşık 400 yıllık hegemonya süresince hemen her bilim dalı Batılının bakış acısıyla ele alındı alınıyor. Hakim olan kimse onun istediği oluyor, her şey hakim olana hizmet edecek şekilde yorumlanıp
En Parlak Gün Işığı
Herkese Merhaba,
Nasıl başlasam bilemedim. Çerezlik ve hiç bir şey beklemeden okunacak bir kitaptır. Beğendim mi? Beğenmedim mi? Tam emin değilim, puanda çok kararsız kaldım 6 mı? 7mı? Diye aslında puanım 6.5 kesin olarak...
Kitabımıza gelirsek; Geçmişte yaşadığı travmatik olay yüzünden Grace kendini erkeklerden soyutlamıştır. Bir gün kendine
Dora'yı 6 yıl önce onu sebebsiz terk eden eski sevglisi Ilgaz arar ve boşanıyorum der. Dora bu 6 yıl boyunca Ilgaz'ın onu terk etmesini kabullenmemiş hep onun varlığıyla yaşamıştır. Ilgaz'ın onu araması üzerine Dora en yakın arkadaşı olan Desen'i arar. Desen bu olay Bodrum'dan İstanbul'a gelir. İki yakın arkadaş gittikleri bir mekanda Çağrı ile karşılaşırlar. Çağrı ile Dora aynı işyerinde çalışmaktadır. Dora bir yayınevinde çevirmen Çağrı ise editördür. Çağrı Dora'ya ilgi duymaya başlar. Dora Ilgaz'dan sonra aşka kapılarını kapatmıştır. Dora Çağrı'nın ilgisine karşılık verecek mi. Bir tarafta yıllar sonra tekrar gelen Ilgaz ve Ilgaz onu neden terk etmişti.
Kolay okunan, konusu çok faklı bir kitap. Yazarın kalemine sağlık.
Keyifli okumalar.
Dünya'da en çok satışa sahip olan İki Şehrin Hikayesi romanı benim gözümü korkutan bir eserdi ki bu yüzden ertelediğim kadar erteledim. Çok şükür ki okumayı sonunda başardım. Öncelikle şunu söylemeliyim ki kitabın ilk 200-250 sayfası biraz durağan gelse de konusu ilgi çekici olduğundan dolayı çokta sıkıcı bir okuma olmadı benim için.
Kitabın konusu adında da geçen iki şehir olan Paris ve Londra şehirlerinde geçen olayları ve Fransız Devrimi'ni anlatıyor. Bu şehirlerin o zamanlar ne kadar zor bir süreç geçirdiği anlatılıyor. Yazar bu konuyu aşk, fedakarlık, psikoloji vb. diğer konularla çok güzel harmanlamış. Okurken beni derinden etkilemesinin sebebi ise bu olayların tarihte yaşanmış olması. Halkın acı bir şekilde öldürülen burjuvalar ile mutlu olup kahkahalar atması beni üzdü. Kısaca Yıllarca sebebsiz hapis yatan Dr. Manette, kızı Lucie ve Darney'in Fransız Devrimi ile beraber ele alınan hikayesi de diyebilirim. Haksızlıklar, halkın fakirlik ve ezilmişlik yaşaması ile ayaklanması, giyotinle yapılan ölümler, fedakarlıklar, acı ve kan... Kitap baştan sona sizi bir yolculuğa çıkartıyor. Benim çok severek okuduğum bir eser oldu. Herkese keyifli okumalar dilerim.
·
Puan vermedi
“Hiç kimseye çarpmadan yürümeye çalışmaktansa, kollarımı açıp herkesi devirmeyi seçtim.”
İki adam düşünün ortada hiç bir şey yok sebep yok ama yinede içlerinde her şeyi yok etmek isteyip sadece düzene değil insanlığa hatta kendilerine bile düşman olmayı başarmış iki doğuştan kusurlu ruhun birlikte acaba bir şey hisseder miyim sorusuna cevap olsun
·
Puan vermedi
Çürüme kitabı diyince akla ilk felsefe kitabını çağrıştırsada okuduğunuzda günümüzde var olan insanların sorunlarının ana nedenleri sebeb sonuç şeklinde ortaya çıkıyor.Hiç bir yaşanmışlık sebebsiz değil.Malesef bu kitapta da anlattığı gibi adaletsiz bir toplumda insanlar çürümeye canlı cenazeler şeklinde dolaşmaya mahkumdur....Her zaman bu sorunlar var ve var olacaktır.Keşke bu adaletsiz düzende herşey yerli yerince hak ettiğini bulsa.....Bu gidişle herkes acı içinde çürüyerek ölecekler.Yazarin kalemine sağlık herkese okumasını tavsiye ederim,bir de okuyarak bakın insanların yaşadıklarına bazen anlamak okumaktan geçiyor.
Kitab çok akıcı. Yazar kendisinin platonik sevgisinden bahs etmiş. Bu kitabı 2 kez okudum. Bence, kitabda çok derin mevzulara dokunulmuş. Bana kalırsa, bu hikayede hem Miraç, hem de Zümranın haksız olduğu konular vardı. Miraçin haksız olduğu nokta Zümra ona seni seviyorum ve ya ümitlenmesi için hiç bir şey soylememişdi. Miraç onu sebebsiz sevmişti. Bunun içinde bence, Zumraya çokta kizmamali idi. Zümranın haksız olduğu konu da Miraçi sanki yara bandı olarak kullanması idi. Her başı sıkıştığında ve ya kötü hissetdiginde onunla goruşmesi idi. Zaten Zümra çoçuk degildi. Elbette Miraçin ona olan duygularinin farkindaydi. Keşke üsulluca ona her şeyi anlatsaymış.Eğer gerçekten bu kitabda yazılan her şey gerçekse, Miraç çok güzel ve saf sevmiş gerçekten. Ama hayret! İnsanlar nedense hep ona değer veren, onu saf seven birini bırakıp değmeyecek kişilere aşik oluyo. İşte aşk sebeb tanimiyo. Yazarın tek sevmedigim özelliği kitabında kendini kusursuz seven biri olarak gosterip Zumraya kizmasi oldu. Önce de söyledigim gibi ilk seven, ilk aşik olan Miraçdı. Zümraysa ona defalarca bizden alınmaz demişdi. Bunun için biraz Miraçi haksız buldum. Ama benimle aynı fikirde olmayanlarda ola bilir, tabii ki.
Dünyanın En Zor işi Aylak Adam Olmak.
Kitabı taze bitirdim ve hemen inceleme yazmaya koyuldum kitabın bende bıraktığı etkiyle.Epigraf olarak Baki'den bir dize seçmiş Atılgan.Kitabı bitirdiğizde anlamını çok daha iyi anlıyorsunuz.Karakterin bir ismi yok.C denmiş.Belki de isminin baş harfi bile bu değil.Ama mühim değil.O aylak adam.Dünyanın en zor işi.Diğerleri sokaklarda bir
Yazın yarım bıraktığım bir kitaptı.Yaz mevsiminin vermiş olduğu buhranla okuma hevesimin olmadığını, kafamda olayları canlandıramadığımı düşünüp yarım bırakmıştım. Ama bugün kitaba devam ettiğimde anladım ki sorun bende değil yazarın olayları işleyişinin (bana göre) çok sıkıcı olmasıymış. Karakterimiz Josep K. bir sabah uyandığında katil olma suçu ile karşı karşıya kalıyor ve bu konu benim hayli ilgimi çekmişti, beklentimi yükseltmişti. Okumaya devam ettikçe olaylar asla kafamda kurduğum gibi ilerlemedi. İşleyiş cinayet üzerine değil de, daha çok K.'nın bu cinayette hiçbir suçu olmayışını kanıtlamaya çalışıyor olması üzerineydi.
SPPOOİİİİİ
Kitabın sonunda ise K. bilinmeyen 2 adam tarafından evinden alınıyor ve bir taş ocağında öldürülüyor. K. ise sanki sonunu biliyormuş gibi sorgulamadan bu adamların yaptığına karşı çıkmıyor. Benim anlamadığım nokta ise olaylar bir davadan nasıl Joseph K.' nın sebebsiz(?) yere öldürülmesi ile sonuçlanıyor. Hani K. suçsuz olduğunu ispat etmek için çabalıyor, avukatlarla konuşmaya çalışıyordu. Son kısımda şak birden 2 adam beliriyor ve K.'yı öldürüyorlar. Ya da benim bunlara anlam veremememin bütün sebebi Kafka ile bir türlü anlaşamıyor oluşumdur.
304 syf.
10/10 puan verdi
İyi akşamlar sevgili okurlar,
Bu yazdığım bir incelemeden ziyade içimi dökmek de denebilir. Kitap çok önceden yazılmış ama geçmişi de şimdiyi de hatta ve hatta sanırım en çok da geleceği ilgilendiren bir konusu var. Zaman... Hem zamanın kısalığından söz edip hem de gereksiz şeylere pek çok vakit harcayan biz insanlar olarak ne garip diyorum.
