•
Yeter ki Türkleri aşağıla. Sana her gâvurdan destek gelir. Ama işin acı yanı ne biliyor musun evlat? Gâvurdan geldiği gibi içimizdeki gâvur âşıklarından da geliyor bu aşağılık iftiralar. Neyse, onları anarak çok da onları konuşmak istemiyorum ama bunların bir kere bile şehitlerimiz için gözyaşı döktüklerini göremezsin ama karşı taraf için nice mumlar diktiklerini görürsün.
•
Yurt ve şeref uğrunda sen seril de toprağa
Varsın hiçbir dudakta anılmasın er adın!
Kan sızarak göğsünden huzuruna varınca
Iztırabı dinecek belki o gün Kür Şadı’ın.
Gam mı ceylan gözlüler bizler yar olmasa?
Yeter ki kılıçlarla süngüler yar olmalı.
Rahat yatakta ölmek sanki değil mi tasa?
Savaş be er meydanı bize mezar olmalı.
"Komutanım..."
"Sus Hakan, seni burada bırakamazdım. Kalkıp gelmem gerektiğini hissettim, senden sonra telefonu kapatır kapatmaz yola çıktık."
"Komutanım, kendimi çok garip hissediyorum." "Ben de Hakan. Karşımızda aynı silahlara sahip bizden üç kat kalabalık bir düşman var."
"Birazdan karşı karşıya geleceğiz komutanım. Sadece süngülerimiz ve bedenlerimiz." "Yüzyıllar öncesindeki gibi." "Evet komutanım."
"Artık konuşma. Vazifelerini yerine getir ve helalleşelim. Nedense içim çok rahat." "Benim de komutanım." "Buradaki şehitlerin ruhu bizi yalnız bırakmaz." "Sanki... Sanki burada gibiler."
Sen mışıl mışıl uyurken beşiğinde hayatın
Uyanırken taptaze sabahlara
İki genç dağlarda çarpışır
Ve paylarına bir mayın düşer kalleşçe
Bir şehit çocuğu babasına kavuşur solgun bir resimde
Diğeri bir yaban gülüne diker son bakışını
İkisinin anası ağlar öfkeli ama sessiz
Artık acılar yorgandır onların yüreklerine
Ve sadece
İki satır bir haber çıkar gazetelerde
Haberin olmaz
Şehitlerimizin ruhu rahat olsun... dediler. Yüzbaşı'nın gözleri doldu: "Onlar, şehitlerimiz, bu topraklarda yattıkça, bu topraklar bizimdir." "Bizimdir."
Hakkı Beyin az önce terk ettiği kayanın olduğu alan cehenneme dönmüştü. Kulaklarına inanmak istemiyordu ama yanan Türk askerlerinin acı dolu çığlıkları kulaklarına geliyordu.
Zavallı yavrucuklar, bakımsız ve çökmüş mezarlıklarından başlarını kaldırıp da arkalarında bıraktıkları bu âdi ve gülünç âlemi bir görmüş olsalardı, kim bilir, bunun için can verdiklerine ne kadar nedamet ederlerdi.
"Ölümlerin en güzeli ise yurt ve şeref uğruna ölümdür. İçimizi sızlatan şehitlerimiz aynı zamanda övüncümüz ve sevincimizdir. "
(Hüseyin Nihal Atsız) /Milli Bilinç 05.03.2015
20 Temmuz 1974' de başlayan ve 20 Ağustos 1974' de sona eren harekatlar sırasında 498 Türk askeri , 70 TMT mücahidi ve 270 sivil Kıbrıs Türk'ü şehit oldu, toplam şehit sayısı 856' yı buldu.