Beyoğlu'nda dükkan ve mağazaların tabelaları Fransızca idi. Ancak bazılarının altında küçük harflerle, adeta bir lütuf kabilinden Türkçesi de bulunurdu. Demiryollarında, tramvaylarda çalışan memurların büyükleri ecnebi, küçükleri de Rum veya Ermeni idi (İstanbul-Edirne), (Edirne Dedeğaç), (Dedeağaç-Selanik) ve diğer Rumeli demiryollarında istasyon şefi , tren şefi ve kondüktör olarak tek bir Türk'e rastlanmazdı. Türk olmayan bu memurlar ise Türk yolculara her türlü eziyet ve hakareti esirge mezlerdi. Demiryollarında resmi dil Fransızca idi. Tren kalkacağı zaman kondüktörler komplo!! veya fertik!! diye bağırırlardı. İşte, kendi özyurdumuzda gördüğümüz bu aşağılık manzara yüreğimizi yakıyordu.
Selanik'te de resmi geçit düzenlenmiş; her milletten, her dinden, her cinsten insan “Yaşasın hürriyet,” diyerek, çiçekler ve övücü sloganlar atarak sokaklara dökülmüştü.