Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

selimsu

267 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
kitap ilk on sayfasindan itibaren beni icine cekti ve bitirene kadar birakmadi. ne cok basit ne de cok agirdi gercekten tam olmasi gerektigi gibiydi cok begendim. uzun suredir boyle guzel bi kitap okumamistim bu kitap vesilesiyle lise zamaninda okudugum sabahattin ali kitaplarini tekrar okumayi dusunuyorum. ayrica bu kitap bana sunu ogretti; felsefeciden koca olmazmis. tesekkurler sabahattin ali
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021171bin okunma
Reklam
267 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali
8.3/10 · 171bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak, iste asıl zevk budur. İnsan, kalpleri birbirine bağlayan bu bağları o zaman anlar. Ben seni ne kadar sevdiğimi başka kadınları gördüğüm zaman anlıyorum.
Sayfa 4 - SüreyyaKitabı okudu
Onun boş zevklere müptela, maceralara meyilli tabiatı bunlarla anlaştığı için artık ikinci karakteri olmuş, şimdi kendisinde huzur ve şefkate, gölgeye, büyüklük ve şiire istekli bir karakter uyanmaya başlamıştı. En memnun olduğu anında bile ruhundaki eksiklik duygusu bir başka ihtiyaçla dağlanıyor, şimdi zannediyordu ki bu ihtiyaç ancak böyle sıcak bir sevgiyle, böyle dostane, kardeşçe bir vefayla tatmin edilecek...
Sayfa 25 - NecipKitabı okudu
Reklam
Uzun müddet hastalığa direndikten sonra şimdi Suat'ın önünde yeniden hücum eden bir kararsızlık, bir yorgunluk, bir oracıkta eriyip ölüvermek arzusu yükseliyordu. Onu o kadar istemiş, o kadar aramış, o kadar beklemişti, onunla o kadar meşgul olmuştu ki şimdi gelirse mesut olacağım zannetmişti; fakat işte o geldiği halde nasıl tedavisi imkânsız bir dertle harap ve bedbaht olduğunu tekrar hissetmekten dolayı ümitsizliğe boğulmuştu. Ateşli saatlerinin aydınlk perisi, ateşler içindeki karanlığının teselli ışığı olan Suat, orada, o bütün hastalığında silik gölge gibi gördüğü, sadece saçları, gözleriyle gördüğü vücuduyla Suat işte oradaydı; onu beklemiş, sonsuz beklemiş, o yanında yokken ölmekten korkarak beklemişti. Son defa bir daha görüp, "Ah güzelsin, yücesin, bana hayatı sen sevdirdin, meleksin" deyip ölmek için ne kadar istemişti.
Sayfa 121 - NecipKitabı okudu
Ve sefil, kendisi bunu bir saadet, hatta bazen bir aşk görüyordu, öyle mi? Sonra, yarın, evet yarın bunu bile bırakmak gerekecekti. Bunu bile bırakacak, bu gözlerin temiz ufkundan uzak, bu hayatın tatlı havasından uzak, yalnız, bedbaht, evet yalnız ve bedbaht yaşayacaktı. Sonra da buna saadet diyordu, öyle mi?
Sayfa 130 - NecipKitabı okudu
O kadar müstesna ve muhteşem gördüğü, öyle olması için her şeyi yaptığı bu ilişkinin de basit, her günkü aşklar gibi olduğunu kabul etmek mecburiyetiyle isyan ederek başını duvarlara çarpmak, emellerinin bu rezil tükenişinde hazır bulunmak istiyordu. Ah, hayatından ne kadar tiksiniyordu, onun hiçbir zerresinde sevilecek, büyük, muhterem bir şey görmüyordu. Köpek gibi başlamış, köpek gibi yaşamış ve köpekler gibi şimdi sürünmeye mahkum olmuştu...
Sayfa 219 - SuatKitabı okudu
Rilke'nin bir şiiri şöyle bitiyor: "Yalnız olan yalnız kalır uzun zaman, / uyanır, okur, uzun mektuplar yazar / ve yapraklar savrulurken caddelerde / tedirginlikle dolaşır durur." Her ne kadar nisan ayında olduğumuz için yapraklar savrulmuyorsa da şu halimin daha iyi bir tarifini kendim bulamazdım.
Sayfa 25 - AliceKitabı okudu
İncinmekten çok korkuyorum -acının kendisinden değil, acıyı kaldırırım, ama acı çekmenin, buna açık olmanın gururumu kırmasından korkuyorum. Çok fena tutuldum bu çocuğa, ne zaman bana ilgi gösterse heyecanlanıp şapşallaşıyorum. İşte yine her şeyin ortasında, dünyanın hali ortadayken, soyumuzun tükenmesi olasılığıyla karşı karşıyayken oturmuş seks ve arkadaşlık hakkında bir e-posta yazıyorum. Uğruna yaşayacak başka ne var?
Sayfa 136 - AliceKitabı okudu
Reklam
Eskiden bizim yaşımızdaki insanlar evlenir, çocuk sahibi olur ve ilişki yaşarlarmış; bugünse otuz yaşında ve hâlâ bekâr, hiç görmediği ev arkadaşlarıyla yaşayan insanlar olduk hepimiz. Klasik evlilik elbette işlevini yerine getirmiyor ve neredeyse her örneği şu ya da bu şekilde hüsranla sonuçlanıyordu ama her şeye rağmen bir teşebbüstü, yaşamın olasılıklarına karşı koyulmuş hazin ve steril bir ipotek değildi. Tek başımıza yaşar, cinsel münasebetten uzak durur, kişisel sınırlarımızı dikkatle denetleyerek korursak elbette birçok sorundan yakayı kurtarırız ama geride hayatı ama değer yaşamaya kılan neredeyse hiçbir bırakmamış oluruz. Eski birliktelik biçimleri yanlıştı -öyleydiler!- ve eski hataları tekrarlamak istemediğimiz de söylenebilir, istemiyorduk gerçekten de. Ama bizi hapseden duvarları yıktığımızda yerine ne koymayı planlıyorduk? O zorlama heteroseksüel tekeşliliği savunacak değilim ama en azından en bir şeyler yapmanın, hayata göğüs germenin bir yoluydu. Şimdi elimizde ne var? Ne koyabildik yerine? Hiçbir şey.
Sayfa 182 - AliceKitabı okudu
Peki odanın sessizliğinde ve ıssızlığında döşemelere eğilip diz çökerse, dua mı etmektedir? Ediyorsa ne için? Bencil arzulardan kurtulmak için mi- belki. Belki de yatağa dirseklerini dayamış, avuçlarını birleştirmişken yalnızca şunu düşünüyordur: Ne istiyorsun benden? Yalvarırım Tanrım, göster bana ne istediğini.
Sayfa 269 - SimonKitabı okudu
Manastıra kapanmayacağımı söylememe herhalde gerek yok, hatta Katolik bile değilim, bildiğim kadarıyla. Doğru ya da yanlış, her şeyin ardında bir şeyin var olduğunu hissediyorum sadece. Bir kişi bir başkasını öldürdüğünde ya da incittiğinde orada "bir şey" vardır - öyle değil mi? Boşluğun içerisinde uçuşan ve farklı biçimler alan atomlardan ibaret değil. Nasıl açıklasam bilmiyorum aslında. Fakat başkalarını kendi çıkarlarımız için bile olsa incitmemenin önemli olduğunu hissediyorum.
Sayfa 317 - AliceKitabı okudu
152 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
kitaba basladiktan sonra elimden birakamayacagimi fark etmem cok uzun zamanimi almadi... surukleyicilik ve akicilik acisindan harika bir kitapti ve okumasi cok kolay oldugundan bunun icin gunumuz turkcesine uyarlayan
Senem Timuroğlu
Senem Timuroğlu
'na da tesekkur ediyorum. romanin konusu bana cok yakin geldi cunku tipatip aynisini yasamamis olsam da kitaptaki cogu yerler icimi sizlatti cok iyi anladigim icin... ozellikle hem annenin hem kizin her seyi kendileri icin degil birbirleri icin yapmis olmasi ve refetin ogretmen olmayi ozellikle annesini rahat ettirmek icin istemesi, refetin guzel olmadigini bilmesi ancak zekasina guvenmesi, tatilde sahap ve cazibenin evlerine gittiginde refetin manzara ve dogadan fazlasiyla etkilenmesi ancak bunu her gun goremeyecegini bildigi icin kotu hissedip daha fazla etkilenmemek ve buna alismamak icin kendini zorlamasi... umarim her seyden sonra mutlu olmussundur refet ayrica
Fatma Aliye Hanım
Fatma Aliye Hanım
'nin turkcenin ilk kadin yazarlarindan olmasina ve feminist bilincin ilk orneklerini vermesine ragmen Halide Edip ve digerlerinin arkasinda kalmasina cok uzuldum umarim hak ettigi degeri gosterebiliriz ona bundan sonra
Refet
RefetFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 20184,447 okunma
186 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.