Ben ona yazdım,o başkasıyla okudu. Genellikle hep böyle olur zaten. Biz ona ağlarız,o başkasıyla gülerken. Bizim onun için yaptığımız ne varsa,hiç bir önemi yoktur. Biz severiz başkaları alır...
Sayfa 135
Ya değerli gençlerimiz ne yapıyor? Nevskiy Bulvarı'nda araba ile gezerken, dans ederken uykuda değiller mi? Günleri boş bir coşkunluk içinde geçiyor. Ama gene de bu gençler kendileri gibi giyinmeyen, mevki sahibi olmayan kimselere yukarıdan bakarlar. Zavallılar kendilerini halktan üstün sanıyorlar: "Bizim çalıştığımız yerlerde ancak biz çalışırız; biz tiyatronun ön sırasına otururuz, Prens N...'nin balolarına yalnız biz gideriz..." derler. Böyle derler ama bir araya geldiler mi sarhoş olurlar, vahşiler gibi kavga ederler. Bunlar mı gerçek, uyanık insanlar? Yalnız gençler mi böyle? Bir de yaşlılara bakalım. Buluşurlar, birbirlerini yemeğe davet ederler, ama aralarında ne konukseverlik vardır, ne nezaket vardır, ne de karşılıklı sevgi. Toplantılarına daireye gider gibi soğuk soğuk, neşesiz giderler. Bütün maksatları aşçılarının ustalığını, salonlarını göstermek, alay etmek, birbirlerinin ayağını kaydırmaktır. Geçen gün yemekte orada bulunmayanların aleyhinde söylenenleri dinlerken utancımdan yerin dibine geçtim: Falanca budalaymış, filanca aşağılıkmış, bilmem kim hırsızmış, bilmem kim gülünçmüş. Bu düpedüz insanları arkasından vurmak. Bütün bunlar söylenirken birbirlerine sanki bakışlarıyla, "Hele sen de bir dışarı çık, senin hakkında da neler söyleyeceğiz, görürsün!.. " diyorlar. Mademki böyle, niçin buluşuyorlar? Bir temiz gülüş yok, candan bir sevgi yok. İsim için, şöhret için birbirlerine gidiyorlar. Böbürlene böbürlene, "Falanca bana geldi; filancayı gördüm..." diyorlar. Ne biçim hayat bu? İstemem, eksik olsun. Benim oradan alacağım bir şey yok.
Sayfa 214Kitabı okudu
Reklam
GAZİ DESTANI Gücüm yetse keşke yazsam bir destan Okunsa istekle nihayete dek Başımızda her gün o Başkumandan Methini söylerim kıyamete dek Onunçün açılır sümbül menekşe Cihanda adını söyler her köşe
Sen böyle güzelken günâhlarını, Korkarım Tanrı da sorası değil.
"Irak yoldan geleni, terli terli öperler."
Birgül Abla gülerken anneme dedi ki: "Aliye Abla, böyle de olmuyor. Hüseyin'in başına Çorum'da kim bilir neler gelecek. Biz de burada-" "Kızım, " dedi annem, "sen de bizdensin artık, öğren: Açla açığın cilvesi çok olur! Bos ver sen. Hayat böyle."
Sayfa 150Kitabı okudu
Sen böyle güzelken bana söz düşmez. Bakma, şiirler yazdığıma
Reklam
872 öğeden 651 ile 660 arasındakiler gösteriliyor.