Mutsuza İyi Bak Maviş Anne
İki sigaram kaldı bu gece için maviş anne İki muhabbet kuşum. İki kendim varmış maviş anne Biri benmişim, biri mutsuz Ben ölürsem maviş anne, mutsuza kim bakacak? Dünyaya bile bir dünya anne lazım. Biri sen ol maviş anne, biri ben. Dünyanın bütün sabahlarına iki bilet al da birlikte gidelim maviş anne Bana da kendi serüvenimden
"Sen yarı taşralı bir bayansın Saliha Hanım" diyordu, "bu kent elbette yutacak seni. Geldiğin küçük kentin bildik havasını, güvenliğini bekleme. Bu koca kalabalığa eklenmiş yeni bir parçasın, eklemeliğin her yanından akıyor. Kalabalık içindeki gerçek yerini bir türlü saptayamıyorsun. Sen sabah treninden boşalanların bir parçası mısın, yoksa fakültede gördüklerinin bir parçası mı? Hatta ailenden biri misin?... Sen bir karmasın Saliha Hanım. Ne tam onlardan birisin ne de onlardan ayrı. Bu yüzden sallanıp durman, güvensizliğin."
Sayfa 26
Reklam
Ben bir körüm. Doğduğum günden beri. Ama emin ol onlardan daha çok şey görüyorum... Yeterince görmedikleri yetmiyormuş gibi, bazen de hoşlarına gitmeyen bir şey olduğunda gözlerini kaparlar. Hayatın onlara felaket gibi görünen sıradan gerçeklerinden kurtulmak keşke bu kadar kolay olsa... Oysa acıların sadece bir görüntüsü veya sesi değil, bir ısısı, bir titreşimi de olduğunu söylesem? Ve acının titreşiminin öfkenin veya korkununkinden farklı olduğuna inanır mısın? Ya mutlulukların serin kokusu, hüzünlerin de kendine özgü nemli bir nefesi olduğuna?..
Onlardan mısın sen de? Gözlerini kaçırarak konuşanlardan?  Hani o kırıldığını bile söylemeyenlerden? Memnun oldum. Ben de. Sana bir şey diyeyim mi ?  Bizi daha çok üzerler..
Bizi daha çok üzerler..
Onlardan mısın sen de? Gözlerini kaçırarak konuşanlardan? Hani o kırıldığını bile söylemeyenlerden? Memnun oldum. Ben de. Sana bir şey diyeyim mi ? Bizi daha çok üzerler..
Araf suresi
172. (Resûlüm!) Hani Rabbin, Âdemoğulları’ndan, onların (gelmiş gelecek) zürriyetlerini, sırtlarından (sulblerinden zerreler halinde)[41] al(ıp çıkar)mış ve onları, kendilerine şahit tutarak: “Ben sizin, Rabbiniz değil miyim?” (demişti.) Onlar da: “Evet (Rabbimizsin), şahit olduk.” demişlerdi. (Bu da dünyada kâfirliğe sapıp da) kıyamet gününde: “Biz bundan habersizdik.” dememeniz içindir. 173. Yahut: “(Ne yapalım) ancak daha evvel babalarımız (Allah’tan başkasına bağlılık göstererek O’na) ortak koşmuşlardı. Biz ise ancak onlardan sonra (gelen ve onlara uyan) bir nesil olduk. Batıl yoldan gidenlerin işledikleri (günahlar) yüzünden bizi de helak edecek misin?” dersiniz diyedir. 174. İşte onlar (doğru yola) dönsünler diye; âyetleri böyle, geniş geniş açıklıyoruz.
Reklam
492 öğeden 431 ile 440 arasındakiler gösteriliyor.