Anne, baba!
Sen diyorsun ki namaz kılmak Allah'la konuşmaktır. Düşün şimdi, bir kimse muhatabıyla konuşuyor ancak kendisi ne konuştuğunu anlamıyor. Bu nasıl bir şey? Yaptığı tek şey, anlamını bilmediği bu cümleleri bütün titizliği ile ve hatta gülünç bir biçimde harfleri ve mahreçleri aslına uygun ve doğru bir şekilde telaffuz etmeye çalışmak. Okurken "sad" harfini "sin" diye telaffuz edecek olursa hatalı okumuş olur. Ancak ne konuştuğunu anlamazsa ve muhatabına ne dediğini bilmezse bu durumda yanlış yapmış olmaz; Yeter ki telaffuzu doğru olsun. Ben beşer tarihi boyunca sizi, ondan bundan iltimasla, ihlâs ve ısrarla bir şeyler isteyip de ne istediğinizi bilmediğinizi gördüm.
Sayfa 85 - Fecr YayınlarıKitabı okudu
Sen diyorsun ki, "Namaz kılmak Allah'la söyleşmektir." Birinin karşısındakiyle konuşup söylediği sözlerin ne anlama geldiğini bilmediğini bir düşün!
Sayfa 28Kitabı okudu
Sen diyorsun ki, “Namaz kılmak Allah’la söyleşmektir.” Birinin karşısındakiyle konuşup söylediği sözlerin ne anlama geldiğini bilmediğini bir düşün! Bütün dikkat ve çabasını harflerin mahreçlerine ve kalkalasına filan yoğunlaştırsa! Eğer konuştuğunda Sad harfini kazara Sin olarak telaffuz etse, konuşması yanlış olur; ama eğer muhatabına söylediğinin anlamını bilmez ve algılamazsa bir şey olmaz! İnsaf doğrusu! Ben sizin bütün tarihiniz boyunca, ısrarla ve ihlasla birinden bir şey/şeyler istediğinizi, fakat istediğiniz şeyin ne olduğunu bilmediğinizi görüyorum.
Fecr Yayınları
Sen diyorsun ki namaz kılmak Allah'la konuşmaktır. Düşün şimdi bir kimse muhatabıyla konuşuyor ancak kendisi ne konuştuğunu anlamıyor... bu nasıl bir şey...
Okurken "saad" harfini "sin" diye telaffuz edecek olursan hatalı okumuş olursun ancak ne konuştuğunu anlamazsan ve muhatabına ne dediğini bilmezsen bu durumda yanlış yapmış olmuyorsun değil mi?
Sayfa 40Kitabı okudu
"Sen diyorsun ki, namaz kılmak Allah'la konuşmaktır. Düşün şimdi, bir kimse muhatabıyla konuşuyor ancak kendisi ne konuştuğunu anlamıyor."
"Okurken 'sad' harfini 'sin' diye telaffuz edecek olursa hatalı okumuş olur. Ancak ne konuştuğunu anlamazsa ve muhatabına ne dediğini bilmezse bu durumda yanlış yapmış olmaz; yeter ki telaffuzu doğru olsun."
Sayfa 84
Senin namazın sürekli tekrarlanan bir tür sportif hareketlere benziyor.Hiçbir ahlaki etkisi ameli düzeltme ve sağlıklı bir neticesi olmayan bir şey.Sabah öğlen akşam hep aynı şeyleri yapıyorsun ancak ne yaptığın hareketlerin ne okuduğun şeylerin anlamını biliyorsun. Nede namazın esas felsefesinden, hikmet ve hedeflerinden haberin var.Sen diyorsun ki namaz kılmak Allah’la konuşmaktır.
Düşün şimdi:
bir kimse muhatabı ile konuşuyor ancak kendisi bile konuştuğunu anlamıyor.
Sen diyorsun ki namaz kılmak Allah'la konuşmaktır. Düşün şimdi, bir kimse muhatabıyla konuşuyor ancak kendisi ne konuştuğunu anlamıyor. Bu nasıl bir şey? Yaptığı tek şey, anlamını bilmediği bu cümleleri bütün titizliğiyle ve hatta gülünç bir biçimde harfleri ve mahreçleri aslına uygun ve doğru bir şekilde telaffuz etmeye çalışmak. Okurken “sad” harfini “sin” diye telaffuz edecek olursa hatalı okumuş olur. Ancak ne konuştuğunu anlamazsa ve muhatabına ne dediğini bilmezse bu durumda yanlış yapmış olmaz; yeter ki telaffuzu doğru olsun. Ben beşer tarihi boyunca sizi, ondan bundan iltimasla, ihlâs ve ısrarla bir şeyler isteyip de ne istediğinizi bilmediğinizi gördüm. Eğer bir kimse günde beş defa gelse ve her defasında çok titiz ve hassas bir şekilde bin bir türlü iltimasla aczini, ısrarını ve ihlâsını ortaya döküp yalvara yalvara sizden bir şey istese; ancak kendisi ezbere olarak ve mükemmel bir şekilde telaffuz ettiği şeylerin anlamını ve sizden ne istediğini bilmese ne yaparsınız acaba? Ona ne verirsiniz? Ayrıca bu işi artık bir adet olarak ve sizden korktuğu için yaptığını bilseniz ne yaparsınız? Ne yapmanız gerekir? Hayal kırıklığına uğramaz mısınız?
Sayfa 40Kitabı okudu