Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
- Kişiye Göre Spoiler İçerebilir -
İncecik görünümlü Mürebbiye'yi dört kısa hikaye ile oluşturan Stefan Zweig, yine her zaman olduğu gibi anlatımının güzelliğiyle bizleri büyülüyor.
İlk eser Mürebbiye; Orta çağ döneminde bir kadının yasak ilişki yaşaması sonrası altüst olan hayatı ve ebeveynlerinin iki küçük kızlarını korumak uğruna sergiledikleri kaba davranışa şahitlik eden
Sir Walter, karısı öldükten sonra 3 kızı ile kalan köklü ve zengin bir adamdır. Kızları elizabeth annesinin ölümünden sonra evin yönetimini üstlenmiş ve babasından en fazla ilgiyi görem kızdır. Mary babasının beklediğinden farklı olarak daha az soylu ama zengin biriyle evlenmiştir. En az ilgi gören ve ötelenen Anne ise babasının nefret ettiği kurum olan askeriyeden birine aşık olur. Babası sonradan görme olarak değerlendirdiği adamlardan birine kızını verdiğinde alçalacağını düşünür. Karısının ölümünden sonra kızlara annelik yapan dostu bayan russell da bu durumu aşırı talihsiz bulur. Ekonomik krizle boğuştukları sırada sir walter evini kiralamak ister buldukları kiracı ise bir amiraldir. Tesadüfe bakın ki seneler önce Anne'in reddettiği denizci artık bir yüzbaşıdır ve evi kiralar.
Okurken baya sıkıldım açıkçası isimleri başlarda karıştırarak anlatmış. Pek kendimi karakterlere yakın hissedemedm. Yazım tarzı ve isimler çok gereksizbir karmaşaya sahipti. Konuya bir türlü giremedi süreklieşitli karakterlerin gelip gitmesinden ibaret. Geçmişe dönüşler ayrılmadan verildiğinden Anne ne ara birini buldu terk etti karmaşası da oluyor. Karakter odaklı değil ama dönem odaklı olarak ayrılabilir. Belki 10 sene sonra tekrar denerim okumayı.
UÇURUM İNSANLARI//JACK LONDON
Yazar'ın kriteri kendi sözcükleriyle:" Daha uzun bir yaşam için, fiziksel ve ruhsal sağlık için yapılanlar iyidir ;kısa bir yaşam için yapılanlar,zarar verilmiş, küçültülmüş ve çarpıklaştırılmış bir yaşam kötüdür "(Arka kapaktan)
Merhaba arkadaşlar bugün sizlere çok beğenerek okuduğum bu kitaptan bahsetmek istiyorum.
Kitap yazarın 1902 yılında Londra'nın Doğu Yakası'ndaki gözlemlerini anlattığı Uçurum İnsanları, İngiltere'nin 20.yüzyıl başındaki açlığını, sefaletini anlatır.
Kitapta bahsedilenler her ne kadar geçmişte yaşanmış olsa da günümüze maalesef ki ışık tutmaktadır.Kitabı okurken benzerlikler o kadar bariz bir şekilde kendini belli ediyor ki bunca seneler geçmesine rağmen hiçbir şekilde düzelmenin olmaması bizleri zorunlu bir düşünmeye sevk ediyor.
Açlık ,intiharlar, sefalet ve kendini içkiye veren insanlar ne kadar da tanıdık geliyor değil mi ? Kadınların ikinci ,üçüncü sınıf insan muamelesi görmesi, çocukların sokaklarda dilenmesi,sırf para kazanamadığı için intihar eden işçiler...Hepsi ama hepsi bizlere geçmişten bir ayna, geleceğe bir yansıma olarak görünüyor kitapta.
İçinde birçok ders niteliği taşıyan bölümler bulunan kitap aynı zamanda yazar hakkında da ipuçları barındırmaktadır.
Hepinizin kesinlikle okuması gereken kitaplar arasında bulunan kitap yazardan okuduğum ilk kitaptır.Sizlerde ilk kez Jack London okuyacaksınız kesinlikle önerilir :))
Karşımızda uçma tutkusu olan bir yazar var ve bu yazarın böyle bir kitap yazmamış olması seneler seneler sonra bile düşündürücü olurdu. Antonie de Saint-Exupery... Askeriyede aldığı uçuş eğitimleri sayasinde tutkusunu gerçekleştiriyor ve uçağının Marsilya açıklarına düşmesi sonucunda ölüm onu yakalıyor. Bu uçuşlarda kazandığı maceralar ve hayal
Yazarı ilk defa Devil's Knights adlı bu 4 kitaplık Mafya serisi ile okudum :)) Ciddi çok pislik şeyler olan türde Mafya idi bu zira bunların bile farklı seviyede yazılanları var . Bu bana biraz Amo Jones tarzını anımsattı gerçi beğensemde bir Amo değil neyse :D Buraya yazayım uyarı olarak kitapta son derece açık seks sahneleri var sevmeyenlerin
Bilim ve Teknik dergimizde -düzenli olarak- koca bir seneyi geride bıraktık. Yeni yılın ilk sayısı ocak ayının son haftası ve son günlerine denk geldiği için de beklentim şöyle genel, 1 yıl boyunca en çok dikkat çeken konular özelinde oluşturulmuş bir derginin karşımıza çıkacağıydı. Bu konuda yanılmadım ve hep beraber ilerleyelim istiyorum.
