Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kimse spermini bir fahişenin rahminde unuttuğunu kabullenmez. Günahlarımız doktor, doğarlar, büyürler, karşımıza dikilirler. Toplum bâkir olduğunu iddia eder. Kendi piçlerini çarmıha gerer. Umut Akbaş / Sepsis
Every phase of the situation was successively eviscerated: the prenatal repugnance of uterine brothers, the Caesarean section, posthumity with respect to the father and, that rarer form, with respect to the mother, the fratricidal case known as the Childs Murder and rendered memorable by the impassioned plea of Mr Advocate Bushe which secured the acquittal of the wrongfully accused, the rights of primogeniture and king's bounty touching twins and triplets, miscarriages and infanticides, simulated or dissimulated, the acardiac foetus in foetu and aprosopia due to a congestion, the agnathia of certain chinless Chinamen (cited by Mr Candidate Mulligan) in consequence of defective reunion of the maxillary knobs along the medial line so that (as he said) one ear could hear what the other spoke, the benefits of anesthesia or twilight sleep, the prolongation of labour pains in advanced gravidancy by reason of pressure on the vein, the premature relentment of the amniotic fluid (as exemplified in the actual case) with consequent peril of sepsis to the matrix, artificial insemination by means of syringes, involution of the womb consequent upon the menopause, the problem of the perpetration of the species in the case of females impregnated by delinquent rape, that distressing manner of delivery called by the Brandenburghers Sturzgeburt, the recorded instances of multiseminal, twikindled and monstrous births conceived during the catamenic period or of consanguineous parents—in a word all the cases of human nativity which Aristotle has classified in his masterpiece with chromolithographic illustrations.
Reklam
Her dilde söylenen şarkı olmak isterdim, her tene yakışan renkte bir kumaş. Tüm insanlara verilebilecek gruptan olmalıydı kanım. İlk incinen vicdan benimkiydi yemin ederim. Ben iyiydim doktor. Kötülerin kazandığı dünyada, yenmeyi öğrendim. Umut Akbaş / Sepsis
Kardeşimizin yazısına istinaden annemin benle ilgili anlattığı bir unutulma meselemi anlatayım. Aslında umursanmamak unutulmayı getirir. Birilerini unutmak istiyorsanız umursamayınca beyin zaten onu bir süre sonra siz isteseniz de hatırlamaz ki ben en yakın birkaç ay evvel tanıştığım X kişisinin adını bile zorlasam hatırlamıyorum. Belki konuyla alakasız olacak ama ben ilk doğduğum zamanlar daha birkaç aylıkken adamı deli edercesine ağlıyormuşum. O zaman benden evvel doğanda yok ben annemin ilk çocuğuyum. Sonra bir dönem olmuş uyanmamak üzere uyumuşum. Benim gevzek akrabalar benim için "çocuk uykusunu aldı" demişler. Kimse de demiyor "çocuk ölebilir" diye. Annem bir doktora götürmüş. Doktor da daha beter annemin içine kurt düşürmüş. Demiş ki "bebeğiniz de sepsis ve bronşit var. Ama filan hastane var oranın doktorları iyi". Annemde denilen hastaneye götürmüş orada ki doktorda bende sadece sepsis hastalığı olduğunu söyleyip iyileştirmiş. Ben kundaktan beri adamdan sayılmıyorum. Bazen canımı sıkan şeyler vs. oluyor yarın başka bir şey olunca evvel ki gün yaşadığımı hatırlıyorum. İnsanda böyledir. Sizi umursamayanı sizde umursamadığınız zaman beyin her türlü siler.
Meryem

Meryem

@Zarif_Kalbim
·
20 Mart 04:47
Bir şey seçebilseydim unutmayı seçerdim. Tüm her şeyi, tanıştığım herkesi...
Bir kerhanenin çıkış kapısında yazılıydı, biz günahlarınıza şahidiz, erkekliğinize değil. Tanrı yeryüzünü insanla tanıştırdı, biz insanlıkla tanıştıramadık. Umut Akbaş |SEPSİS
Ben kendim ile çocukluğum ile ilgili pek bir şey bilmem. Sadece kimseye karışmayan sessiz bir çocuk olduğumu hatırlarım ama anneme sorsam ansiklopedik seceremi çıkarır. İlk oğlu olduğum içinde basit bir şeyi heyecanlı, ilgi çekici anlatır. Mesela birkaç aylıkken sepsis diye bir hastalık atlatmışım. Annemin anlattığına göre ölüme parmak atmışım. Bu yüzden bizi bizden daha iyi anlatan, dünümüzü bugünümüzü Oscarlık Netflix filmi gibi anlatan annelerimizin Kadınlar Günü kutlu olsun.
Reklam
Annem az evvel anlatıyor. Ben bebekken bir ağlamam tutmuş neredeyse annem intihar edecek seviyeye gelmiş. Susmuyormuşum. Sonra bir gün uyanmamak üzere uyumuşum. Akrabalar "çocuk uykusunu almış" diyorlarmış. Sonra annem korkmuş doktora götürmüşler ben sepsis diye bir hastalığa yakalanmışım. Buda kan iltihaplanması ile ilgili bir şeymiş. Akrabaların hayrı olmadığını daha kundaktayken görmüşüm. memorial.com.tr/saglik-rehberi/...(Kanda%20Enfeksiyon)%20Nedir%3F,bir%20t%C4%B1bbi%20soruna%20neden%20olur.
Al basması
Halk arasında doğum sonrası çok korkulan "al basması" olayı, rahim içindeki plasentanın çıktığı duvardaki yaranın, hijyenik olmayan doğum şartları veya sonrasındaki bakım sırasında mikrop kapması ve mikrobun kana karışarak, tüm vücuda ve organlara yayılması sonucu meydana gelen yüksek ateş ve vücutta parçalar şeklinde oluşan kırmızı döküntülü halidir. Yüksek ateş, lohusa kadının sanrılar (hayaller) görmesine de sebep olur. Böylece eski zamanlarda sepsis (mikrobun kana karışarak organların işlevlerini durdurmasına neden olması durumu) sonucu, lohusa kadınlarda ölüm görülürdü. Eski yıllarda mikroplar bilinmezken, hastalıklara görünmeyen kötü güçlerin sebep olduğu düşünülür ve korunma çareleri aranırdı. İşte "al basma" olarak isimlendirilip, olmaması için de başa kırmızı kurdele takmak, lohusa kadını yalnız bırakmamak, kırk gün boyunca evden çıkmayıp istirahatini sağlamak, yeni annenin ve bebeğin korunması için alınan bir önlemdi.
Sayfa 139
Ben sanatçıyım;kendi ağzından hikâyenin özeti.
Evre Başak Clarke bir ressam, “Lütfen beni kimse hastalığımla tanımlamasın, ben sanatçı Evre’yim” diye yazmış çok haklı olarak. 38 yaşında. İki yıl önce evlenip İngiltere’ye yerleşmiş, bir yıl önce de oğlu Oscar dünyaya gelmiş. “Hayatım boyunca hep bir şeylerin savaşını verdim, rahat yüzü gördüğüm pek söylenemez. Yıllar sonra gerçek aşkımı buldum,
Covid-19'un SARS ve MERS ile bazı çarpıcı benzerlikleri bulunmaktadır.
Covid-19'un SARS ve MERS ile bazı çarpıcı benzerlikleri bulunmaktadır. İlk olarak, başlangıçta hemen hemen aynı semptomları gösterirler: ateş; kuru öksürük ve kas ağrıları. Bu hastalıkların her üçü de yaşlılarda ve bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde pnömoni ve sepsis (kan zehirlenmesi) yoluyla yüksek ölüm oranlarına neden olmaktadır.
Reklam
GIS hastalığı enflamasyona yanıt olarak gelişen bağ dokusu proliferasyonu sonucu oluşan adezyon ya da stenoz ile kısmi ya da tam obstrüksiyon (GI sistemde içeriğin aşağı doğru hareketinin engellenmesi) ile görülebilir. Obstrüksiyonun semptom ve belirtileri hafif bulantı, karın ağrısı ve anoreksiden projektil kusma ve tepkisel gerginliğe kadar olabilir. Ciddi olgularda obstrüksiyon perforasyon, enfarktüs, kanama, hipotansiyon, şok, sepsis ve ölüme yol açabilir. Semptomların şiddeti obstrüksiyon düzeyi, obstrüksiyonun etkilenen bölgede kan alımını engelleme derecesi ve hastanın başvurduğundaki doğal hastalık öyküsüne bağlıdır.
Sayfa 323
Şok
Şok kan kaybı, şiddetli travma veya yanık, miyokard infarktüsü, pulmoner embolizm ve sepsis gibi kimi potansiyel öldürücü olayın son genel yoludur. Nedenine bakılmaksızın şok, dokuların sistemik hipoperfüzyonu ile karakterizedir, azalmış kardiyak atım veya azalmış etkin dolaşan kan miktarı nedeniyle oluşur. Sonuçları, yetersiz doku perfüzyonu ve hücresel hipoksidir. Şok başlangıçta geri dönüşümlü iken, devamı halinde geri dönüşümsüz doku hasarı oluşturur ve sıklıkla ölüm ile sonuçlanır.
Enfeksiyonlu yaralar tedavi edilmezlerse patojenler dolaşım sistemine geçip çoğalabilir (buna sepsis adı verilir) ve temel organları enfekte edebilirler. Bazı patojenler yarada kalır ve orada şiddetli enfeksiyonlara neden olurlar. Kötü yaralanmış deri dokusunda, oksijensiz cepler bulunur ve bunlar gazlı kangrene neden olan Clostridium perfringens gibi anaerobik bakterilerin gelişmesine zemin hazırlarlar. İkinci Dünya Savaşı'ndan önce küçük sıyrıkların üzeri toprakla sıvanıyor ve tedavi edilmiyordu, bu da ampütasyona (bir organın kesilip alınması) ya da ölümlere yol açıyordu.
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.