Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

serdar şahin

Eğitim Raporu adlı bölümden "Bazı yörelerimizde ailelerin kızlarını okula göndermediklerine esef ve hayretle şahit olmaktayız. Oysa modern Türkiye'de kızların da erkeklerle birlikte gündelik hayatta önemli roller aldığı herkesçe malumdur. Bu nedenle kızlarımızı hayata hazırlayıcı Bulaşık Meslek Lisesi, Çamaşır Yüksek Okulu, Uygulamalı Düğme Dikme Lisesi faaliyete geçmelidir."
Reklam
Ülkemizde eğitim sisteminin temel eğitimi yetersiz ve kısadır. Zorunlu temel eğitim 20 yıl olmalıdır. Böylece öğrenci 5 yılı Kuran kursu, 8 yılı da ilkokul olmak üzere 20 yıl kuzu gibi yetiştirilir. 20 yaşında zorunlu askerlik gelip çatacağından genç kuşağın 22 yaşına kadar soluk almaması temin edilmiş, kolu ve kanadı kırılmış olur.
3 Aralık 1980 Kira davalarının bile 6 ay sürdüğü ülkemizde 17 yaşındaki Erdal Eren 17 gün süren yıldırım yargılama sonucu idam edildi. 5 Aralık 1980 Erdal Eren'in avukatlarına savunma yapma izni verildi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
12 Eylül 1980 5.000'inci genç öldüğünde tombalaa diye haykırdı üniformalı adam. Artık memleketin idaresine el konulabilirdi. Kenan Evren ve beş arkadaşı memlekette huzur ve güvenin kalmadığını, kızılcıkların olduğunu, selelere dolduğunu öne sürerek yönetime el koydular. TMBB'nin yürütme, yasama, dövüşme ve ben senin ananı deme yetkileri elinden alındı. Ülkenin her yanında bir, iki, üç tıp ilan edildi. Sokağa çıkmak ve sokaktan eve girmek ikinci bir tıp emrine kadar yasaklandı. Hasan Mutlucan TRT'deki görevine başladı.
- .... uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ile suçlanıyordun değil mi? *Bu suçları kabul etmiyorum. Hani kanıtınız? -Şahitlerimiz var. Amerikan Mafya temsilcileri aleyhinize şahitlik ediyorlar. *Kim bunlar kim bunlar? Peki ama kim bunlar? -Şahitleri çağırın gelsinler. Mr. Marlon Brando, Mr. Al Pacino, Mr. Robert de Niro. *Aman Allahım. Hayatım bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimin önünden. Ama bunlar film artisti. -Evet dostum. Bu Amerikan yapımı bir filmdi. Sen de figüran olarak tarihteki yerini aldın. *Ama nasıl olur? -Olacaaak olacaaaak olacak o kadar, olacaaak olacaccakk o kadar.
Reklam
Azrailin Bayram Günlüğü adlı bölümünden; "28 Nisan Dönüş telaşı başladı. İyi kaza lafının üstüne olurmuş... Motoru arıza yapan yerli bir otomobili sollamak isterken rotu çıkan diğer bir yerli otomobil, karşı yönden gelen ve freni patlamış olan başka bir yerli otomobile çarpmamak için karşı yola geçince arabası su kaynattığı için yol kenarına park etmiş olan başka bir yerli otomobile çarpmış. Kazadan sonra birlikte viyadükten aşağı uçan iki yerli otomobil on dakika önce direksiyon mili çıktığı için viyadükten aşağı uçan bir diğer yerli otomobilin üstüne düşmüşler. Üfff. İşe bak... 1978'in 1 Mayıs'ından beri böyle yorulmamoştım. Haa sahi iki gün sonra da 1 Mayıs... Bu sefer neler olacak bakalım? Yahu şu Türkiye'ye demokrasi gelse de 1 Mayıs günleri fazla mesai yapmaktan kurtulsak..."
-Zaten hiç tanımadığım adamları mesai arkadaşın deyip yanıma oturtuyor. Mesela geçen gün havaalanında beni karşılayanlar arasında boynuzlu bir bey vardı. Kimdi o? *Sağdan üçüncü mü? -Evet *Hi hi hi... O insan değildi efendim, inekti. -Bunu mütaala etmek lazımdır Zahir. İneğin havaalanında ne işi vardır? *Sizi karşılamak zorunda olan bakanlar havaalanına gelmeyince biz de kimi bulduysak protokol sırasına koyduk. -Hay Allah ben de ineğe bakıp bakıp bu bakanı bir yerlerden çıkaracağım ama adı neydi acaba diye düşünüp durdum. Tanımadığım belli olmasın diye ineği iki yanağından öptüğümü de hemen ifade etmek istiyorum. *O da sizi çok sevmiş efendim. Kastamonu yol ayrımın kadar arabanızın peşinden koştu.
- Haklısınız efendim. Aslında Anayasa Mahkemesi'nden iki üye daha istifa ederse çoğunluk bize geçiyor. *İyi ya istifa etsinler hemen. -Etmiyorlar. *Canım olur mu öyle şey. Almanya'dan karım geliyor. ÇAbuk makamınızı boşlatın diyemedin mi? Şunlara bak yahu. Adalet babalarnın çiftliği mi onların... -Ne münasebet efendim. Bizim çiftliğimiz.
6-Üniversiteler bundan böyle laboratuvar malzemesi almayacaklardır. Öğrenciler kendi olanaklarını kullanarak deneyler yapabilirler. Kimya öğrencileri bozuk konserveden zehirlenen akrabaları üzerinde, elektrik fakültesi öğrencileri de 1. Şubeden yeni çıkmış yakınları üzerinde deney yapabilirler.
Demokratik bir ülke olan Irak'ta bakanlar Saddam tarafından göreve getirilir gene Saddam tarafından suikastle görevden alınırlardı.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Sanatla çok iç içe yaşayan Tatlıses şarkıcılığının yanında oyuncluk yapmakta, film çervirmekte, expressionist resimler yapmakta, heykel ve seramikle uğraşmakta, bale gösterilerinde ise kız dengesini kaybeder de kucağına düşer umudu ile en ön sırada oturmaktadır. Muhtelif il, ilçe ve beldelerde çocuk sahibi olan Tatlıses kazandığı paraları hayır işlerine yatırmasıyla ünlüdür. Son olarak dövdüğü kadınlara acil hizmet vermesi için 750 yataklı Tatlıses Hastanesi'ni hizmete sunmuştur.
Sayfa 107Kitabı okudu
Sırasıyla İstanbul Özel Işık İlkokulu, Robert Koleji, Özel Levent Lisesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi inşaatlarında çalışan Tatlıses okuyamadığı için milyarder olmuş ve iyi de etmiştir.
Sayfa 106Kitabı okudu
Krallar yalnız savaşı düşünürler, bense bu sanatları ne anlarım ne de anlamak isterim. Yalnız barışa yararlı sanatlar kralların pek umrunda değildir. İş yeni ülkeler kazanmaya geldi mi, bütün yollar iyidir onlar için: Din, iman, akıl dinlemezlerİ ne günaha girmekten çekinirler, ne kan dökmekten. Buna karşılık kazandıkları memleketlerin halkını iyi yönetmekle pek uğraşmazlar.
"Burada, içeride yani, iki türlü insanla karşılaştım: hiçbir zaman toplum içine dönme şansı olmayanlar var, bir de tümden iyileşmiş, ama yaşamın sorumluluklarıyla didişmek istemedikleri için deli numarası yapanlar..."
Sayfa 126 - Can YayınlarıKitabı okudu
Genç kadının hastaneye gelmesi, orada kalan pek çok hastayı, bu arada Mari'yi de etkilemişti. Başlangıçta ondan uzak durmaya çalışmıştı, kızın içinde yaşam isteği uyandırmaya çekinmişti, kurtuluşu olmadığına göre, ölme isteği sürse daha iyiydi.
Sayfa 110 - Can YayınlarıKitabı okudu
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.