" Hiç mi diyor bu ses? Ama her seferinde uyanınca bu rüyanın yalnızca acı bir şaka olduğunu görürüm. Gene yapayalnız, kimsesiz bulurum kendimi. Yaşantım kapkara, ıssız, umutsuz ; ruhum, kalbim aç susuz; ama yemek, içmek yasak edilmiş! Şu anda göğsüme sokulan tatlı, yumuşak düş! Ötekiler gibi sen de uçup gideceksin nasıl olsa. Yalnız, gitmeden önce öp beni bir kez. Sarıl bana, Jane. "