Nikah sahidin olmam sevgilim.
"Umarım. Epey sessiz sedasız evleneceğiz herhalde.Rahip gelir, bir de Bayan Mason, annem ve sen gelirsiniz tamam." Doktor elini Ferdinand'ın omzuna koydu. "Ah, seçilecek en son kişiyim ben," dedi Mason. "Rahibin ihmal ettiği bir şey olursa hayatta söylemem." Büyük sevinçlerden sonra en geçici duygunun büyük sıkıntılar olduğu söylenir sık sık. Ferdinand'ın o kadar şakacı davranabilmesinin sebebi buydu herhalde.
Dilsiz Keman (Picaso Lucci)
Göz kapaklarından inmeden önce, kaşlarının oynak hali yürütüyordu bir adamı kirpiklerine konarken. Siyaha gerçek rengini anlatan gözleri vuruyordu geceden alan duygunun son perdesi. Bir oda doluyordu bir anda iki buse bir kol gıcırtısı bir keman küsmüş kadını anlatıyordu sessiz sedasız bir omuzun yoksulluğunda geçmişini arıyordu. Keman konuşmuyordu belkide sonsuz bir gizeme bürünmüş acılarını gizliyordu bir kaç toz ve yeniden içine kapanış sonrası, adamın gözleri kondu o odanın keman olmuş gizem dolu geçmişine. Kadın kollarını sıvadı keman gel der gibi hayatın akordu kaçmışken kemanın sesi neylesin küçük bir boyun büküşün adama verdiği, hiç konuşmayan kemanın son iki telinde adamın göz izleri vardı... (14.03.2016 Dilsiz Keman) ⏳
Reklam
‘’Seyyah-ı alem nedim-i beni-adem Evliya Çelebi, XVII yüzyılda, üç kıtada, yedi iklimde,on sekiz padişahlıkta, yaklaşık yirmi beş milyon kilometrekarelik bir coğrafyada dolaşarak yazdığı Seyahatname’yi dünya kültürüne miras bırakıp son yolculuğuna çıktı. Sessiz sedasız… Bir de dileğimiz var… Gördüğü rüyada şefaat dileyecekken seyahat isteyen ve dünyayı dolaşan Evliya Çelebi’nin ebedi hayata giden bu son yolcuğunda çok sevdiği Peygamberimiz Hz.Muhammed’in şefaatine nail olması… Evliya kuluna şefaat ya Resullallah.''
Denize Bakıyordum
“Önümdeki iki kaya arasında bir yengeç vardı. Her gelen dalga yengeci bulunduğu yerden az daha aşağılara sürüklüyor, fakat dalga kırılıp parçalandıktan hemen sonra, o, ihtiyatlı bir ilk adımla eski yerini almakta gecikmiyordu. O yengeci dalgaların büsbütün kayaların altına doğru sürükleyip sürükleyemeyeceği bütün dikkatimi oyalayan bir merak oldu bana. Ta karşıdan gelen bir dalgayı tutuyor, kayaya gelinceye kadar dalganın alçalıp yükselişini, hız alışını izliyordum. Bazen kayalara yaklaşan dalga, tam kayaların dibinde alçalınca, yeniden hız alıp doğrulacak açıklık kalmıyordu arada. Böyle olunca, dalganın suları kayaların dibinde hızla dağılıyor, geri dönüyor, arkadan gelen dalganın sularına katılıyordu. Çoğu kayaların az ilerisinde yeniden doğrulan dalga bütün hızıyla kayaların üstüne, benim küçük yengecime, dört yanından saldırıyordu. Dalganın serpintileri ayaklarımın dibine düşüyor, rüzgara karışan küçük damlacıkları yüzüme, üstüme başıma vuruyordu. Gözlerimi benim korkusuz yengecimden ayıramıyordum. Daha kayaların tepesinden dalganın son suları dökülürken onun eski yerini aldığını görmek, beni coşturuyor, onu içimden sessiz sedasız uzun uzun alkışlıyordum.”
Sayfa 94 - Cumhuriyet KitaplarıKitabı okudu
Efendiler, bundan sonra Ferit Paşa Kabinesi ancak üç gün dayanabilmiştir. Kendisi ile görüşemediğim dostum Rahmetli Kerim Paşa’nın bazı kimselere söylediğine göre, bu görüşmemizi olduğu gibi Padişah’a göstermeyi başarmış ve bunun üzerine direnme gücü kırılmış. Kerim Paşa’nın Kara Vasıf Bey’e yazmış olduğu 8 Kasım 1919 tarihli mektubunda da buna işaret edilmiştir. Rahmetlinin bu mektubunda şu satırlar vardır: “Eski Sadrazam, en son yapılan görüşme, bunun yol açtığı sürekli etki ve ciddî tartışmalar sonunda, çekilmek gerektiğine inanarak ve bütün direnme gücü kaybolarak istifasını sundu... İşte sessiz sedasız, vatan için çalışan ve tek başına bendenizin tertemiz gayreti ile başarılan büyük olay budur.... Dikkate almak gerekir ki, bu yazıları ben yazmıştım. Eski Sadrazam ile Padişahımız Efendimiz Hazretleri, bütün bu görüşmelerin sonuçlarını öğrendikten sonra, dayandıkları sağlam temeller karşısında kararlarını vermişlerdir... Yapılan teşebbüsün ve yazılan yazıların ne dereceye kadar önemli noktaları içine aldığı ve nasıl bir dürüst vicdan ve keskin görüşle, yaşanan gerçeklerin kâğıda geçirildiği, elbette Tanrı katında ve milletin tarihî değerlendirmesinde asaletle bezenmiş bir değer olarak kalacaktır...”
Gerçekten de bu dünyadan sessiz sedasız kaybolmak istiyorsan, bu dünyayı yaşamaya değer bir yermiş gibi kabul etmen ve inadına yaşamak için güçlü bir tutkuya sahip olman gerekir. Fakat benim içimde zerre tutku yok...
Reklam
728 öğeden 831 ile 728 arasındakiler gösteriliyor.