Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Son arzusu, sessiz sedasız gitmekti. Ne kimseyi rahatsız etmek ne de iğrendirmek istiyordu..”
Sayfa 7 - Can Yayınları
Eğer bir şey çok fazla konuşuluyor, manşetlerden inmiyor, ana haber bültenlerinden düşmüyor, insanlara o dayatılıyorsa ; ortada yanlış bir iş var demektir... Çünkü doğrular, tıpkı iyilik gibi, sessiz sedasız ve derinden ilerler...
Reklam
Aylar her zaman nasıl girerse ekim de öyle girmişti - aylar son derece alçak gönüllü ve gürültüsüz patırtısız başlarlar, dışa vuran ne bir işaret ne de doğumla ilgili bir belirti görürsünüz. Yeterince dikkatli değilseniz sessiz sedasız araya süzülüverirler. Gerçek zaman bölünme diye bir şey bilmez aslında. Yeni bir ayın başlangıcında ne gök gürültüleri ne de borazan sesleri duyulur, yeni bir yüzyılın başlangıcında da top atan ve çan çalan biz insanlar oluruz.
Sayfa 281
Sessiz Sedasız “Hayatı paylaşamadık, bir kavgayı bölüşemedik ama yarı yarıya ortak olduk bu sessizliğe, sevgilim yuttuğum son lokma sensin, boğazımdan geçme, dur biraz.” Bedia Ceylan Güzelce
Son arzusu, sessiz sedasız göçüp gitmekti.
Son arzusu sessiz sedasız göçüp gitmekti. Ne kimseyi rahatsız etmek ne de iğrendirmek istiyordu.
Reklam
Sessiz sedasız tevekkül içinde giden de vardı, ağlayıp çırpınan da. Ama hemen hepsi son bir umut getirildikleri kapıya bakmıştı. Ölüm ihtiyara da gence de zordu.
-Ateş yanan yerde hemen ot biter mi be oğlum?" -Biter biter, sen diren en azından. Bizde yeni toprak atar su verirler yanan zeminin üzerine. Kirpiklerinin darağaçlarına çekilip asılı kalan iki damla yaş sessiz sedasız yanaklarına çiy parçası gibi yuvarlanıp son- ra iz bırakıyordu şakaklarında. Hassas, dokunaklı ve hazin bir sözü tekrarlıyordu, Emre'nin gözlerinin içine bakarak: "Demek üzerine toprak atarız..."
Yalnızca sessiz sedasız, sorun çıkarmadan ölsün istiyordum. Ne zaman çıkmıştım insanlıktan? O son birayı içtiğim dakikalar kadar yakın mıydı yoksa sorumluluk almaktan kaçtığım yıllar kadar uzak mı?
Sayfa 29
Ölmek üzere olan bir insan son anlarında eski günlerine dönmeye çabalar. Tıpkı sonu gelen bir uygarlığın da sessiz sedasız sonunu beklememesi gibi. Bir uygarlığın yok olması bir insanın ölmesi gibi değildir. Uygarlık yok olduğunun farkına varamaz.
Reklam
Sessiz sedasız tevekkül içinde giden de vardı, ağlayıp çırpınan da. Ama hemen hepsi son bir umut getirildikleri kapıya bakmıştı. Ölüm ihtiyara da gence de zordu.
Ağlarım...
Annemin cenazesinden beri ağlamamıştım. Çocukluğumda, kader bana acımadan yüklenince gururum da artmıştı. Uzun savaş süresince saf­larımızda nice sevgili arkadaşlar ölmüştü, fakat bana ağlamak günah işle­mek gibi geliyordu. Çünkü onlar Almanya için ölmüşlerdi! Son korkunç çarpışmada gaz bombasına tutulduğum ve gözlerim çıkar gibi olduğu zaman, bir an kör kalacağımı düşünerek ümitsizliğe kapılmıştım. İşte o vakit vicdanımın sesi de beni yıldırım gibi çarpmıştı. "Sen­den yüz misli fena durumda olanların yanında inlemeye utanmıyor mu­sun, sefil zavallı!" Ve sessiz sedasız kaderime boyun eğmiştim. Fakat şimdi vatanın felaketi karşısında şahsi acıların hepsi siliniyordu. Böylece, bütün fedakarlıklar, bütün mahrumiyetler boşa gitmişti...
Sayfa 143 - PDF - ANONİM YAYINCILIK TAM METİNKitabı okudu
Otuzdokuzuma bastım bugün, demir gibiyim, bir tek o eski zaafım hariç, ve büyük bir gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, entellektüel hayatımın da... [duralar] ...zirve noktasındayım- ya da oralarda bir yerde. Bu dehşetengiz olayı, son yıllarda olduğu gibi, sessiz sedasız kutladım Şarapevinde. Tek Allahın kulu yok.
346 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.