Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölmek üzere olan bir insan son anlarında eski günlerine dönmeye çabalar. Tıpkı sonu gelen bir uygarlığın da sessiz sedasız sonunu beklememesi gibi. Bir uygarlığın yok olması bir insanın ölmesi gibi değildir. Uygarlık yok olduğunun farkına varamaz.
Sessiz sedasız tevekkül içinde giden de vardı, ağlayıp çırpınan da. Ama hemen hepsi son bir umut getirildikleri kapıya bakmıştı. Ölüm ihtiyara da gence de zordu.
Reklam
Ağlarım...
Annemin cenazesinden beri ağlamamıştım. Çocukluğumda, kader bana acımadan yüklenince gururum da artmıştı. Uzun savaş süresince saf­larımızda nice sevgili arkadaşlar ölmüştü, fakat bana ağlamak günah işle­mek gibi geliyordu. Çünkü onlar Almanya için ölmüşlerdi! Son korkunç çarpışmada gaz bombasına tutulduğum ve gözlerim çıkar gibi olduğu zaman, bir an kör kalacağımı düşünerek ümitsizliğe kapılmıştım. İşte o vakit vicdanımın sesi de beni yıldırım gibi çarpmıştı. "Sen­den yüz misli fena durumda olanların yanında inlemeye utanmıyor mu­sun, sefil zavallı!" Ve sessiz sedasız kaderime boyun eğmiştim. Fakat şimdi vatanın felaketi karşısında şahsi acıların hepsi siliniyordu. Böylece, bütün fedakarlıklar, bütün mahrumiyetler boşa gitmişti...
Sayfa 143 - PDF - ANONİM YAYINCILIK TAM METİNKitabı okudu
Otuzdokuzuma bastım bugün, demir gibiyim, bir tek o eski zaafım hariç, ve büyük bir gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, entellektüel hayatımın da... [duralar] ...zirve noktasındayım- ya da oralarda bir yerde. Bu dehşetengiz olayı, son yıllarda olduğu gibi, sessiz sedasız kutladım Şarapevinde. Tek Allahın kulu yok.
Kimi insan yirmili yaşlardan itibaren acı çekmeye başlar kimileri ise sadece hayatının son yıllarında sessiz ve sedasız, yağı biten lamba misali söner.
Son arzusu, sessiz sedasız göçüp gitmekti. Ne kimseyi rahatsız etmek ne de iğrendirmek istiyordu.
Reklam
+Seni mutlu eden bir şey söyle. -Yalnızlık. +Başka bir şey var mı? -Çok şey var aslında. Mesela duvarlar mutlu eder beni. Bazen uyumak mutlu eder, bazen uyanmak. Uyumak bu kadar tatlı ise ölmek tadından yenmez gibi duruyor. +Hiç üzerinde tahtalar ve toprak varken yattın mı? -Yatmadım. +Sence güzel midir ölüm? -Eğer ölen ben olacaksam güzel değildir diyemem ama sevdiğim biri ölecekse işte o güzel değil. Ben ölürüm ölmesine ama arkamda kalanlar üzülür diye korkuyorum. Kimseyi üzmeden ölmenin bir yolu var mı? Kimseyi üzmeden ölmek mi? Sessiz sedasız bir köşede ölmek gibi... Belki hiç sevenin olmasa, dünyanın en nefret edilen adamı olsan, herkese kötülük yapmış olsan ve ölsen. İşte yine de insanlar üzülürler. Sırf onlara ölümü hatırlattığın için üzülürler belki ama üzülürler. Seni son kez yıkayan insan üzülmez belki. O alışmıştır ölü yıkamaya ve sen sadece toprağın bir parçasısındır onun gözünde.
Hindistan'daki güdümcülüğün parçalanması da aynı şekilde sessiz sedasız şekilde gerçekleşti ve bir o kadar şaşırtıcı sonuçlar doğurdu. Temmuz 1991'de, hükümet ülkeyi iflasın eşiğine getiren büyük bir mali krizle karşı karşıya kalmıştı. Maliye Bakanı Manmohan Singh, işletmelerin hareket kabiliyetlerini sınırlayan kısıtlamaları esnetmeye karar verdi. Ülkede o zamana dek, her ekonomik etkinlik için önceden izin alınmasını şart koşan, son derece zorlayıcı yasalar bulunmaktaydı: dışalım izni, kambiyo izni, yatırım izni, üretim artışı izni vb. Ekonomi, önündeki engellerden kurtulmaya başladıkça, kalkınma atılımı başladı...
347 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.