Sevda!
Sersemletmiş tüm duyguları.
Sevmek dışında ilişmemiş hiçbirine.
Zaten sevmek varken, diğerlerin ne haddine!
Berrak bir suyun temizliğinde görünür, saf güzelliği sevmenin.
Suyun dibindeki tortu, işte o kötü duygular.
Karıştırmadıktan sonra başkası.
Sevda, iki cihanda var olacak.
Hoş!
Munis bir kalple sevdikten sonra... Başkasının karıştırmasına rağmen, tortular taşlaşmış gibi ağırlaşırlar.
Mümkünü yoktur muğlaklığın, temiz yürekler o suda var oldukça!
Şimdi açsam pencereyi beklesem
Sen gelsen
Olmaz ya hani geliversen
Hiç bir şey sormasan
Hiç bir şey söylemesen
Sussam,
Sussan,
Sussak.
Susuşların anlattığını dinlesek
Sırt sırta otursak
Katılasıya ağlasak
Sormasak birbirimize sebebini
Sarılsam,
Sarılsan,
Sarılsak.
Hani bir sevgilin vardı
Yedi sekiz sene önce,
Dün yolda rastladım
Sevindi beni görünce.
Sokakta ayaküstü
Konuştuk ordan burdan.
Evlenmiş, çocukları olmuş
Bir kız bir de oğlan,
Seni sordu.
Hiç değişmedi, dedim.
Bildiğin gibi...
Anlıyordu.
Mesutmuş, kocasını seviyormuş.
Kendilerininmiş evleri...
Bir suçlu gibi ezik,
Sana selam söyledi.
“Bir birine sarılı bir örüntü bu.. kimseye kötülüğü olmayıp gözleri önünde ölüme terk edebilecek ruhsuz bir yürek ve aşkına kinini mağlup etmiş kalpsiz sahte bir sevdâ..”