Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevde Benli

Sevde Benli
@sevdebenlii
öğrenci
24 okur puanı
Mart 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Bir insan için zaaftan mahrumiyet de büyük bir zaaf değil midir? Hatta zaafların en büyüğü
Reklam
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git. Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler. Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü Bir sevilmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz Sanki hiç olmamıştı
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar Zaten bizi her gün sabahtan akşama kurşuna diziyorlar Bütün kara parçalarında Afrika dahil

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Şüpheli bir hareket, hareketsizlikten daha iyidir, çünkü hareket etmeyen, hiç farkında olmadan ir terazinin kefesine konulabilir ve günahlarıyla birlikte tartılabilir.
Sayfa 181Kitabı okudu
Söylediğim her cümleden sonra insana sanki hakkındaki son hüküm verilmiş gibi bakıyorsun.
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
gerekli olanı kendime söylemeyi bana bıraktıkları için şükran borçluyum.
Sayfa 213Kitabı okudu
bir konuyu doğru anlamakla yanlış anlamak birbirini tümden yok etmez.
Sayfa 204Kitabı okudu
Yazı değişmez ve görüşler çoğu zaman bu konudaki çatesizliğin ifadesidir.
Sayfa 205Kitabı okudu
Zannediyorsun ki, hepimiz birer makineyiz ve evvelden kurulduğumuz gibi işleriz. Bir yerde bir bozukluk oldu mu, derhal orayı söküp atmak lazım!. En kuvvetli insanın bile bazen ne kadar zayıf anları, istediğinin tam aksini yapmaya mecbur olduğu dakikaları bulunduğunu nasıl inkar edebiliriz? Böyle hadiseler hiç kimseyi olduğundan daha fena, yahut daha iyi yapmaz!
Sayfa 120Kitabı okudu
Böyle konuşmadan yürümenin de uzun sözler kadar birbirlerine ruhlarını açmaya yardımı olduğu muhakkaktı.
Reklam
Dünyadaki yalancı peygamberleri yetiştirmek ve beslemek için en iyi gübre, işte bu bilmeden inanmak için çırpınan kalabalıktır.
Sayfa 200Kitabı okudu
Muhakkak ki ruhumun benim gözümden kaçacak kadar uzak köşelerinde bir şeytan saklı... Beni oyuncak gibi kullanıyor.
Sayfa 144Kitabı okudu
Yere düşmedi, göğe de çıkmadı. Sadece sert bir rüzgâr esti, elimdeki elbise parçasını savurdu. Sanki tüm ciğerlerim Leyla ile doldu. Hücrelerime kadar hissediyordum Leyla'yı. Damarlarından kan değil Leyla'nın saçları uzanıyordu sanki kalbime doğru. Terlemeye başladım. Ateşler içinde yanıyordum. Ağlamaya başladım. Gözlerimden kumlar aktı. Mideme sert bir darbe yemiştim sanki. Kusmaya başladım. Ağzımdan kumlar boşaldı. Ellerime baktım. Parmak uçlarımdan başlayarak bileklerime kadar kum olup eridi ellerim. Önce ayakkabım kumla doldu, ardından dizlerime kadar kum içinde kaldım. Bacaklarım, kollarım, yüzüm, saçlarımın uçlarına kadar kum olup eridim. Kendi çölünde kaybolan bir Mecnun değil kendisi çöl olan bir Mecnun oldum. Şimdi Leyla bir rüzgâr esintisi. Bense çölde bir kum tanesiyim. Belki şu koca çölde bir meltem eser diye bekliyorum. Eser de Leyla bir kez olsun bana dokunur diye bekliyorum.
Sayfa 270Kitabı okudu
İnsan oturduğu odanın duvarlarından biri yok oluvermiş gibi bir noksanlık, bir çıplaklık duyuyor, bir gün evveline kadar kolumuz, bacağımız gibi pek çok tabii surette mevcut olan bir şeyin birdenbire hiç olmasına inanmak istemiyordu.
İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun? Sizin gibi beş hissinden başka duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar. Asıl sebep ve illetlere varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır. Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir.
47 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.