May, tüm ekonomimiz insanların zayıflıkları, kötü alışkanlıkları ve güvensizlikleri üzerine kurulu. Moda. Hazır yemekler. Spor arabalar. Teknolojik aletler. Seks oyuncakları. Diyet merkezleri. Erkekler için saç ekme klinikleri. Sevgili bulma ilanları. Tarikatlar. Profesyonel spor kulüpleri; insanlar için kurulmuş büyük bir düzen. Kuaförler. Erkeklerin orta yaş krizi. Alışveriş cümbüşü. Tüm yaşam tarzımız kişisel şüphe ve tatminsizlik üzerine kurulu. İnsanlar gerçekten mutlu olsalar neler olur, bir düşünsene. Yaşamları onları gerçekten tatmin etse.
Çocuklarına nasihatlerini veya mallarını miras bırakmasa da olur, ama sözü edilmeyen hazineyi, insanlık ve babalık örneği hazinesini onlara bırakacağı en iyi mirastır. Tüm varlığımla çocuklarıma bu mirası bırakmaya çabalıyorum.
-Will Rogers jr.-
Daha Bile Eskisi (Belki Daha Bile Aleni) William Shakespeare, Globe Tiyatrosu 'ndaki alkış kıyametin ve defalarca sahneye çağrılmanın sarhoşluğuyla, her zaman yaptığı gibi atına binip Oxford' a sürdü, arkadaşı John Davenant' ın sahibi olduğu Crown Tavem'da durdu. Davenant, hala zevk sarhoşu olan Will'i görür görmez, "Yine bir gece, yine bir
Jane o kadar yüksek bir fısıltıyla fısıldadı ki kapıya yönelmiş dört öğrenci dönüp baktı : "Zavallı bekaretimizi ahlaksızlardan ve hırsızlardan koru! Hiç mi yoktur bakirlerin erkekleri söndüreceği askeri bir yasa?" "Sönüp gidin, sizi aptallar," dedi Davenant, "ama bu çocukların önünde yapmayın. Bilirsiniz, toplum düzenini
Tek tek öleceğiz. Zamanın değişmesi ölümü değiştirmedi. Bana dünya saadetini vadedenler, beni ebedi ateşe atıyorlar: Cehennem!.. sadece bunun yaratılışındaki hikmet'in düşünmek bile insanı ders oluyor!.. Ve sen , sevgili annem , beni ateşe atıyorsun...
___________________________________________
We will die one by one. The change of times did not change death. Those who promise me the happiness of the world, they throw me into the eternal fire: Hell! .. Even just thinking about the wisdom in its creation is a lesson! .. And you, my dear mother, throw me into the fire ...
Ona sarıldım. Will Traynor, parlak şehir çocuğu, dalgıç, sporcu, gezgin, sevgili. Onu yakınımda tuttum ve hiçbir şey söylemedim. Aslında sessizce sevildiğini söylüyordum. Ah hem de ne kadar çok sevilmişti!