Erkek için cinsel isteğin fiziksel bir temeli vardır. Yani cinsel ilişki için
arzu sperm hücrelerinin yapısı dolayısı ile uyarılır. Erkek dolu iken, boşalması
için fiziksel bir baskı vardır. Bu şekilde, erkeğin cinsel ilişki için duyduğu
arzunun fiziksel bir kökeni vardır.
Dişi için ise, cinsel arzunun kökeni, onun fizyolojisi değil, duygularıdır. Fiziksel olarak oluşup, onu ilişkide bulunmaya iten hiçbir şey yoktur. Arzusunun temeli duygusaldır. Eğer kocası tarafından sevildiğini, hayran olunduğunu ve takdir edildiğini hissederse, o zaman onunla fiziksel olarak yakınlaşmak için bir arzu duyar. Fakat duygusal yakınlık olmadan, pek az fiziksel arzu duyabilir.
Erkek neredeyse düzenli bir şekilde cinsel boşalma için fiziksel bir baskı
duyduğundan, otomatik olarak birincil sevgi dilinin bu olduğunu varsayabilir. Fakat eğer başka zamanlarda ve cinsel olmayan şekillerde fiziksel temastan hoşlanmıyorsa, bu onun sevgi dili olmayabilir. Cinsel arzu, sevildiğini hissetmek için duyduğu duygusal gereksinimden oldukça farklıdır. Bu, cinsel ilişki onun için önemli değildir anlamına gelmez. Son derece önemlidir. Fakat tek başına cinsel ilişki, onun, sevildiğini hissetme gereksinimini karşılamayacaktır. Karısı da onun birincil sevgi dilini konuşmalıdır.
Aslında, karısı onun birincil sevgi dilini konuştuğu ve sevgi deposu dolu
olduğu ve o karısının birincil sevgi dilini konuştuğu, karısının da sevgi deposu dolu olduğu zaman, ilişkilerinin cinsel yönü kendi kendisini idare edecektir. Evlilikte çoğu cinsel sorunun fiziksel teknikle pek az, duygusal gereksinimlerin karşılanması ile ise pek çok ilgisi vardır.