Bu şiirin ilk mısralarını yazdığı günden bugüne on iki yıl geçmişti, müthiş ve her saniyesi dopdolu, dağdağalı bir on iki yıl. Yazdıklarını gözden geçirdi; öylesine doluydu ki, bu gece, bu şiir bitmeliydi. Sabaha kadar yazdı, mısralarda boş bıraktığı yerleri doldurdu, bozdu, karaladı, ekledi, yeniden yazdı, bütün yazdıklarını defalarca temize çekti, yırttı, dişlerini sıktı, terledi, üzüldü, ağladı...Bitkin bir halde yatağına uzandığında, masasında, birkaç yıl önce ’İnkıraz’ adını vermeyi düşündüğü şiir, 'Açık Deniz' adıyla tamamlanmış olarak okunmayı bekliyord.
Lavinia’ya aşıktı Özdemir...Kral Latinus'un kızıydı Lavinia; Vergilus’a göre Roma yakınındaki on üç sunaklı tapınağıyla ünlü Latvinium kenti Lavinia’nın onuruna kurulmuştu. Özdemir sevdiği kız için uzun yıllar dillerde dolaşan ‘Lavinia’ şiirini yazdı.Yalnız Özdemir mi, koca ressam Edip Hakkı da Lavinia’ya aşıktı. 1950’li yılların İstanbulu, avareliği ve sevdaları tohumlayan yosun kokulu bir şehirdi. Özdemir o kentin Boğaz’dan esen rüzgârını da yazdı:Bilmiyorum ne vardı saçlarında..Rüzgar mı delice eserdi,Gözlerim mi öyle görürdü yoksa Saçlarının her hali hoşuma giderdi.Oysa o yıllarda Lavinia yere bakan birine tutulmuştu; fırtınalı bir ilişkinin köpüklenen dalgasını yaşarken, gönüllerde dolaşmanın çekiminden de vazgeçemiyordu; ilerde bunun hesabını acıyla vereceğinden habersiz.
Kısa ama Orhan Veli ile dolu dolu olan bir kitap. Kitabın başında yazdığı gibi, keşke daha çok yaşasaydı da bizi o güzel mısra ve satırlara doyursaydı. Orhan Veli'yi biraz daha yakından tanımak için yol gösterici bir kitap aynı zamanda. fakirlik üzerine söyledikleri, denize olan sevgisi, şairliği, avareliği, pişmanlıkları, sevgileri, sohbetleri, edebiyat üzerine düşünceleri.
hikayeler akıp gidiyor, sanki hikaye değil de şiir okuyormuş gibi hissetmemi sağladı. şiirleriyle paralellik gösterir hikayeleri.okurken bol bol "ben bunu daha önce okudum" hissine kapılmamın sebebi de bundandı sanırım,
Hoşgör KöftecisiOrhan Veli Kanık · Yapı Kredi Yayınları · 20133,095 okunma