Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Kitap gerçek Süperdi. Okumanızı Şiddetle öneriyorum . Kitap ilk Başlarda birazcık sıkıcı geliyor ama sonra elinden bırakamıyorsun. Son güne geldiğimde yaklaşık 290 sayfam vardı sonra kendime geldiğimde 90 sayfa kalmıştı bırakamadım ve bitirdim
Merve Akıncı
İlk kitabını okuyorum nasıl desem aslında bilindik konu ama sıkıcı geldi okudum ama niye böyle hissettim anlamadım . Hayır olay şu kızlar neden direk birşeyleri sormadan hemen yargılar anlayamıyorum Hayır beklentim çoktu hemde fazlası ile v birazcık hayal ettiğim şeyin çok aşağısında kaldı.
Oğlumuz oldukça efendi kızımız da öyle aynı evi paylaşma sonrası aşk anlamadım nasıl aşk oldu hemençık neyse sanırım istedigimi bulamadım o yüzden 10/5
bu kitabı beğendim ama bana malesef biraz sıkıcı
geldi bence böyle bir kitap isminde güzel bir hikaye olmalıydı ama yinede birazcık güzel komik ve eyelenceli
İnsanoğlu yine her zamanki gibi itlik peşinde koşup solaris gezegenini keşfetmeye,bilinçli okyanusla iletişim kurmaya çalışıyor.Fakat okyanus iletişim kurmayı reddedip,bilimadamlarına hayatlarındaki travma yaratan insanları yeniden yaratıyor. Bir nevi okyanus insanları inceliyor.Bilimadamlarının travmalarıyla olan ilişkileri hele ki kahramanımızın rheyayla olan ilişkisi hatta zaman geçtikçe travmasıyla bir gelecek düşlemesi çok güzeldi.Okyanus bir anlamda bilinçaltını temsil ederek her şeyden üstün olduğunu kanıtlamaya çalışan insana engel oluyor.Yer yer betimlemeleri çok sıkıcı ve hayal etmesi zor olsa da felsefi altyapısı güzel olan bir romandı.En yakın zamanda filmini de izleyeceğim.
"Kozmosa çıkıyoruz, her şeye hazırız: Yalnızlığa, zorluğa, tükenişe, ölüme hazırız. Alçak gönüllülükten söylemeye dilimiz varmıyor ama, kendimize hayran hayran baktığımız oluyor. Ama çok, çok yazık! Birazcık yakından baktığımızda bütün o şevkin aslında düzmece olduğunu görüyoruz. Aslında kozmosu ele geçirmek değil istediğimiz, yalnızca Yer’in sınırlarını kozmosun sınırlarına dek genişletmek"
386 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın daha önce Tersyüz kitabını okuyup çok beğenmiştim ama Bir Başka Mavi onu geçemedi.
Kitabın ilk başları benim için oldukça sıradan ve birazcık da sıkıcı geçti. Fakat ilerledikçe, olaylar daha farklı boyutlara ulaştığında beğenim iyice arttı ve elimden kitabı bırakamadım. Konusundan biraz bahsetmem gerekirse Blue Echohawk adlı baş karakterimiz kim olduğunu bilmiyor. Ne gerçek adını ne doğum gününü, ne ailesini... İki yaşındayken terkedilmiş ve bir yabancı tarafından büyütülmüş. Onu büyüten kişinin yani Jimmy'nin yanında kaldığı sürece okula gitmemiş. Jimmy öldükten sonra üvey halasının yanında kalmaya başlıyor ve okula gidiyor. 19 yaşında lise son sınıf öğrencisi. Okula yeni gelen genç tarih öğretmeni Wilson derslerine girmeye başlıyor ve olaylar bu şekilde akıp gidiyor. Kitapta Blue'nun kendini buluşu için verdiği mücadele ve bu mücadelede Wilson'un destekleri gerçekten çok güzeldi. Kitabın sonlarına doğru epey şaşırdım. Yazar bence gayet başarılı bir şekilde birleştirdi olayları. Bir de Blue'nun ağaç oymacılığı yeteneğinden bahsetmeden geçemeyeceğim. Hayran olunası bir yeteneği var. Kitap oldukça akıcı olduğundan kısa bir süre içerisinde bitiyor. Eğer okumak için kararsız kaldıysanız mutlaka okuyun derim.
Kitabın başlangıcı bana göre çok ilgi çekiciydi. Nesli tükenen insanlar ve Homo Sapiens'in doğuşu zaman zaman internetten daha fazla araştırma yapmama neden oldu .Ancak ilerleyen bölümlerede gelişen Sapiens ve ekonomik sistem , benim eğitim aldığım alan olduğu için birazcık sıkıcı buldum (belki de işime gelmedi :)) En son bölüm " Homo Sapiens'in Sonu " mantıklı ve neden olmasın dedirtti.
Tavsiye ederim ....
Suda yüzen evler falan gayet ilginç bir hayal gücü..ama özendirmiyor değil....birisi ilgi göstermiyor diğeri ihanet ediyor ilk başları birazcık sıkıcı olabilir sonradan güzelleşiyor ve acıklı bir sonla bitiyor.
İlk başta türk yazarın yabancı isimlerle kitap yazmasını ne kadar dert etsemde olayların İngiltere'de geçtiğini anlayınca yabancı isim olması rahatsız etmedi. İlk 20-30 sayfada karakterleri ve kurguyu kavrarken biraz sıkıyor. Aslında 5-6 olay dışında kitap sıkıcı geçiyor. Bu 5-6 olayda da heyecan dorukta değil. Olaylar sizi şaşırtıyor ama birazcık. Çoğu olaylar tahmin ediliyor. Çok sürükeyici bir kitap değildi. Zar zor okudum. Sırlar kitabın yarısına kadar çözülüyor. Ondan sonra yaşamlarının devamını normal gündelik hayat gibi anlatılıyor. Son 100-150 sayfa civarında aşırı dramlık bir olay oldu. Son yarısında bundan başka çok dikkat çekici olay yoktu. Kitabı bir çok kişinin ağzından okuyoruz. Olaylar Bradley, Kristy, Dave ve Leydi Abbington etrafınfa gelişiyor. Bir bölüm Bradley ile Kristy bir bölüm Leydi Abbington ile Dave 'nın hayatını okuyoruz. Tarihi aşk kurgusu anlatılıyor. Birazcık aşka boğuyor. Önerir miyim? Tarihi aşk ve olayları sakin ilerleyen kitap okuyanlara öneririm.
Annabelle ailesinin ölümü üzerine annesinin yakın arkadaşı Abigail ile Bostan'dan Hıddenfıeld'e taşınır. Hıddenfıeld'de taşındığı ilk zamanda anlar orada bir şeylerin normal olmadığını. İlerleyen zamanda okuduğu ve izlediği fantastik dünyanın gerçek olduğunu anlar. Kitapta tek sıkıcı olan yer Jay'ın önceki davranışları ile Annabelle ile tanıştıktan sonraki hareketleri. Annabelle'yi koruyacağım diye değişen haraketleri kitabı birazcık batırdı. Ve bazı olayları Alaca karanlık'a benzettim. Kızın taşınması Jay ile annabelle arasındaki olayları okurken Alaca karanlık'ı anımsattı. Okurken amerikan dizisi izliyormuş gibi bir havası var. Yazar her karakterin üzerinde tek tek durdugundan tüm olayları kafanızda canlandırabiliyorsunuz. Benzerlikleri saymazsak tek başına mükemmel bir eser. Tek seferde okunacak kitaplardan biri. Kurgusu sürükleyiciligi son derece mükemmel. Kesinlikle hemen okuyun ve bu katakterlerle bir an önce tanışın.
Kitabı ilk başlarda begenmemiştim. Hele ilk 50 sayfasını okumak beni öldürdü bitirdi. 50. sayfadan sonra eleanor ve park birazcık iletişim kurdular gibi. Tam kuramadılar ama neyse. Yazar ilk 50 sayfayı sıkıcı anlatmış. Hatta kitabı yarım bırakmayı bile düşündüm. Sıkıcı olmasının nedenide olayların daha yeni başladığından dolayı ama 50 sayfasından sonrası anlatımı hoşuma gitti. Eleanor ve park birbiriyle iletişimleri arttıkça bazen meraklı bazen komik bazen aksiyonlu yerler oldu. Eleanor çoğu zamanını Park'ın ailesinin yanında geçiriyor. Park'ın ailesi hakkında biraz bilgi edinebiliyorsunuz ama Eleanor'un ailesi biraz sır gibi kalıyor.Eleanor'un ailesi hakkındakiler hep eksik. Kitap 3. ağızdan anlatıkıyor o yüzden Eleanor ve Park'ın duygularında çok derine inemiyorsunuz. Kitabın anlatımı genel olarak iyidi 3. ağızdan anlatmasa daha mükemmel olurdu. Ve kapağına bahsetmeden geçemeyeceğim. Mükemmel bir kapak. Tam kitapla uyumlu. Birde kitabın son sayfası eksik öyle bir yerde kitap bitemez. Herhalde pegasus bilerek çevirmemiş. Son cümleyi okuduğumda devamı olmadığını görünce şaşkınlıktan dondum kaldım. Kitaptan bol bol müzik ve çizgi romanlar keşfettim Kafa dağıtmalık bir kitap. Okurken sıkıldığım yerler fazlaydı borde kurguyu çok farklı bulmadım o yüzden okumadan ölme diyeceğim bir kitap değil..
Yorumları çok ciddiye almamanın gerekliliğini bana bir kez daha hatırlatmış olan kitaptır bu.
Okumadan önce 1000K'daki inceleme ve puanları görüp tereddüte düştüğüm, yine de okuyup kendin karar ver diyerek başladığım ve iyi ki okumuşum dediğim kitaptır bu.
Okuduğum "Çok sıkıcı ve kötü bir kitap." , "Zaman kaybı" ,
