Dünya hayatında yaşanıp da üzüntü bırakan herşey cennete girerken silindiği için (çünkü cennete üzüntülü girmek yasak) geriye hatırlayacak pek bir şey kalmıyor. Biri demiş ki, mesela Hayati Bekir'e, dünyada tatlı olan bir şey hatırlıyor musun? "Yok abi yok," diyor, dünyada tatlı ne var, bir şey yok. Düşün düşün... En son birisinin aklına geliyor: Uyku vardı ya uyku! Hah, diyor, bak o tatlıydı! Tamam, gerçekten yahu, o tatlıydı... Şimdi gelin düşünelim: Seksen yıllık dünya hayatında uykudan başka cennette hatırlayabileceğin bir lezzet yoksa bu ne demektir? Uyku, ölüme benzediği için tatlıdır. Ruh bedenden biraz ayrılıyor ya, o bakımdan... Tamamen ayrılınca gör sen lezzeti... Lezzet, ruhun bedenden tamamen ayrılmasında.
"Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber, Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber?"
Lezzet orada. Ayrılıp kendi mahiyetine dönmesinde...