Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnceleme - Eleştiri
Balığın yakalandığı kişiyle sorunu, onun hiçbir insanlık sınavından geçmemiş olmasıdır. Yenilgiye yazıklanmasının nedeni de budur. Yenilginin yüceliği yoktur çünkü. Dolayısıyla “yararlı (bir) yenilgi” de değildir. Pisipisine ölmüştür Sinağrit Baba. Kahredici bir ölümdür bu. Oysa ölmeyi, yaşamına son vermeyi hesaplarken, daha iyi bir ölüm, anlamı olacak bir son düşlemişti. Yarar açısından ne mercanlara yol gösterebilmiştir, ne de soylu bir ölümle noktalamıştır yaşamını.
Sayfa 18 - Sinağrit Baba, Sait FaikKitabı okudu
Sinağrit Baba
Sinağrit Baba kayasının kenarında durmuş, lacivert âlem içinde hafifçe yakamozlanan oltalarla, cıvalı zokalardan aydınlanan saray meydanını seyrediyordu. Oltalar gitgide çoğalıyordu. Sinağrit ve mercanlar şehrinin göbeğindr şimdi tatlı tatlı sallanan on beş tane fener vardı. Öteki kovuklardan mercan balıkları çıkıyor, fenerlerden birine hücum ediyor, budalaca yakalanıyorlardı. Gözleri büyümüş bir halde yukarıya çıkarlarken dönüp tekrar aşağıya geliyor, yukarıki dünyayı görmeye bir türlü karar veremiyorlardı. Sinağrit Baba'ya büyüyen gözleriyle, "Bizi kurtar şu lanetlemeden," der gibi bakıyorlardı. Sinağrit Baba düşünüyordu. Gidip o yakamoz yapan ipe bir diş vurdu muydu, tamamdı. Ama hiçbirini kurtarmıyor, hareketsiz duruyordu. Sinağrit Baba onşarı kurtarmanın bu kadar kolay olduğunu biliyordu ama bildiği bir şey daha vardı, o da ister su, ister kara, ister hava, ister boşluk, ister hayvan, ister nebat aleminde olsun bir kişinin aklıyla hiçbir şeyin halledilemeyeceğini bilmesiydi. Ancak bütün balıklar oltaya tutulan hemcinslerini kurtarmanın tek çaresinin koşup o yakamoz yapan ipi koparmak olduğunu akıl ettikleri zaman bu hareketin bir neticesi ve faydası olabilirdi. Yoksa gidip Sinağrit Baba oltayı kesmiş, biraz somra Sinağrit Baba tutulduğu zaman kim kesecek? Kim akıl verecek yakamozu dişlemeyi?... #saitfaik
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Ama belki de ölünceye kadar cömert, cesur, mağrur yaşayacak olan bu adamın şu ana kadar bir defa bile bir imtihana sokulmadığını anlamıştı. Sinağrit baba böylesine hiç rastlamamıştı . Ölmeden evvel adama bir daha baktı. Namuslu, cesur, cömert ölecek olan bu adamın hakikatte korkakların en korkağı, namussuzların en namussuzu olduğunu alnından okuyordu. Bu adam o kadar talihliydi ki daha, ikiyüzlülüğünü kendi kendisine bile duyacak fırsat düşmemişti .
Sayfa 78 - sinagrit baba öyküsündenKitabı okudu
Sinağrit Baba
Sinağrit Baba onları kurtarmanın bu kadar kolay olduğunu biliyordu ama bildiği bir şey daha vardı, o da ister su, ister kara, ister hava, ister boşluk, ister hayvan, ister nebat âleminde olsun bir kişinin aklıyla hiçbir şeyin halledilebilemeyeceğini bilmesiydi. Ancak bütün balıklar oltaya tutulan hemcinslerini kurtarmanın tek çaresini koşup o yakamoz yapan ipi koparmak olduğunu akıl ettikleri zaman bu hareketin bir neticesi ve faydası olabilirdi.
Sayfa 129 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sinağrit Baba
İnsanoğlunda o başka bir şey, gurura pek benzeyen şey, yerinde, vaktinde bir gurur, o da değil, insanoğlunun insanlığından, ta saçının dibinden, oltasını tutuşundan beliren, isteyerek olmayan, ama pek istemeyerek de gelmeyen bir gurur isterdi.
Sayfa 128 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri16
100 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.