Irkçılık ne büyük bir bela!
Ebû Hureyre'nin (r.) şöyle anlattığı nakledildi: Allah Rasûlü (s.) Yahudilerin mabedleri Havraya gitti, ve "En bilgilinizi karşıma çıkarın!" dedi. Karşısına Abdullah b. Surya çıktı. Rasulullah (s.) onunla başbaşa kaldı. Ona "Allah (c.) rızası için; onun size ihsan ettiği nimetleri ve kudreti helvası; sizi bulutla gölgelemesi; bütün bunların hakkı için doğru söyle: Benim Allah'ın (c.) peygamberi olduğumu biliyor musunuz?" dedi. O: "Evet vallahi! Benim bildiklerimi bu insanlar da biliyor. Senin sıfatların ve niteliklerin Tevrat'ta açık biçimde yer almaktadır. Ancak onlar seni çekemediler!" dedi. Rasulullah (s.) "Peki seni bundan ne alıkoyuyor?" diye sordu. O "Milletime aykırı hareket etmek istemiyorum. Umarım sana tabi olurlar ve müslüman olurlar da ben de müslüman olurum" dedi.(Siret-i İbn Hişam, 2/564)
İslamda kadın köleliği ve fahişelik hakkında kaynaklar
Çok ciltli çalışmalar arasında genellikle dağınık durumda bulunan önemli bilgi kaynağı vardır ve bunlar arasında Taberi'ninkiler, İbn Asakir'inkiler ve Hişam'ın Siret'i bulunmaktadır.
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
Hz. Peygamber"in Arabistan"ın güçlü kabilelerinden Âmir b. Sa"saa kabilesine mensup Meymûne bnt. Hâris ile evliliğinin de birtakım siyasal sonuçları olmuştu. Meymûne İslâm"dan önce Mes"ûd b. Amr es-Sekafî ile evli idi. Daha sonra ondan ayrılarak Ebû Ruhm b. Abdüluzzâ ile evlendi. Ancak bir süre sonra kocası vefat etti.
Dini uğruna göze aldığı sıkıntıların karşılığını peygamber eşi olmak suretiyle almış hanımlardan biri de Ümmü Seleme idi. Hz. Peygamber"le evlenmeden önce Ebû Seleme Abdullah b. Abdülesed ile evliydi. Her ikisi de Mekke"deki ilk Müslümanlardandı. Onlar da tıpkı Sevde bnt. Zem"a ve kocası gibi Habeşistan"a hicret etmişler,
Kutlu Nebî, gerçekliğe tercüman olduğu için Sakîf kabilesinin en büyük şairi Ümeyye b. Ebu"s-salt"ın yüzden fazla dizesini Arafat dönüşü Mina yolunda büyük bir hevesle dinlemiştir. Ümeyye"nin hemşehrisi olan Şerîd b. Süveyd isimli sahâbîye rastlayan Hz. Peygamber, onu kendi devesine bindirmiş ve yol boyu ondan Ümeyye"nin şiirlerini dinlemiştir. Çünkü Ümeyye"nin bu dizelerinde yerin ve göğün yaratılışı, melekler ve benzeri diğer Arap şairlerinin ele almadığı konular işlenmektedir. Bu dizeler Hz. Peygamber"in o kadar hoşuna gitmiştir ki, Şerîd"in sözlerini bitirmesinin ardından, “Ümeyye neredeyse şiirlerinin diliyle Müslüman olmuş.” demiştir. Halbuki Ümeyye, Ehl-i kitapla temas kurup, bir ara onların inançlarına kapılan, sonra bundan vazgeçip kendisine peygamberlik gelmesini uman bir adamdır. Kız kardeşinin hikâye ettiğine göre, evlerinin tavanı açılarak iki beyaz kuş tarafından uyurken göğsü açılan, ancak kuşların kalbine ilkâ ettiği gerçeği kabul etmeyerek reddeden ve “Allah benim iyiliğimi istedi, fakat ben onu kabul etmedim.” diyebilen bir şahsiyettir. Buna mukabil yazılarında ilk defa “Bismike Allâhümme/Senin adınla başlarım Allah"ım.” ifadesine yer veren de odur. Ümeyye, Bedir"de öldürülen müşriklere mersiye düzen bir inançsız, hatta azılı bir peygamber aleyhtarıdır. Bütün bunlara rağmen onun şiirlerini ibretle dinleyen Kutlu Nebî, bu tavrı ile sözün değerinin “hakikate tercüman olmasında” yattığını belirtmekte ve belki de, “Hakikat, mastarından bağımsızdır.” vecizesini telmih etmektedir. M5887 Müslim, Şiir, 1. HS3/297 İbn Hişâm, Sîret, III, 297.
- Muhammed, Mekke Site Devleti'nin emirliğini yürüten bir ailenin çocuğuydu. Babası Abdullah ölmüş, dedesi Abdulmuttalib onu himayesine almıştı. Abdulmuttalib, aynı zamanda Mekke'nin yönetiminden sorumluydu. Onun ölümünden sonra da Muhammed'in amcası Ebu Talip, hem bu yönetim görevini, hem de Muhammed'in velayetini üstlenmişti. Muhammed'in
Reklam
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.