Kutlu Nebî, gerçekliğe tercüman olduğu için Sakîf kabilesinin en büyük şairi Ümeyye b. Ebu"s-salt"ın yüzden fazla dizesini Arafat dönüşü Mina yolunda büyük bir hevesle dinlemiştir. Ümeyye"nin hemşehrisi olan Şerîd b. Süveyd isimli sahâbîye rastlayan Hz. Peygamber, onu kendi devesine bindirmiş ve yol boyu ondan Ümeyye"nin şiirlerini dinlemiştir. Çünkü Ümeyye"nin bu dizelerinde yerin ve göğün yaratılışı, melekler ve benzeri diğer Arap şairlerinin ele almadığı konular işlenmektedir. Bu dizeler Hz. Peygamber"in o kadar hoşuna gitmiştir ki, Şerîd"in sözlerini bitirmesinin ardından, “Ümeyye neredeyse şiirlerinin diliyle Müslüman olmuş.” demiştir. Halbuki Ümeyye, Ehl-i kitapla temas kurup, bir ara onların inançlarına kapılan, sonra bundan vazgeçip kendisine peygamberlik gelmesini uman bir adamdır. Kız kardeşinin hikâye ettiğine göre, evlerinin tavanı açılarak iki beyaz kuş tarafından uyurken göğsü açılan, ancak kuşların kalbine ilkâ ettiği gerçeği kabul etmeyerek reddeden ve “Allah benim iyiliğimi istedi, fakat ben onu kabul etmedim.” diyebilen bir şahsiyettir. Buna mukabil yazılarında ilk defa “Bismike Allâhümme/Senin adınla başlarım Allah"ım.” ifadesine yer veren de odur. Ümeyye, Bedir"de öldürülen müşriklere mersiye düzen bir inançsız, hatta azılı bir peygamber aleyhtarıdır. Bütün bunlara rağmen onun şiirlerini ibretle dinleyen Kutlu Nebî, bu tavrı ile sözün değerinin “hakikate tercüman olmasında” yattığını belirtmekte ve belki de, “Hakikat, mastarından bağımsızdır.” vecizesini telmih etmektedir.
M5887 Müslim, Şiir, 1.
HS3/297 İbn Hişâm, Sîret, III, 297.