Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kabe
Allah'ım! Kul kendi evini korur Sen de (Harem'indeki)evleri koru , Onların haçları ,güçleri yarın senin gücüne galip gelmesin.
Sayfa 96
İbn Hişam'ın Siret'i 1860'da Wüstenfeld, İbn Sa'd'ın Tabakat'ı 1904'de Sachau, Taberi'nin Tarih'i 1900'de Geoje, İbnü'n- Nedim'in Fihrist'i 1872'de Gustave Fluel, Yakut el-Hamevl'nin Mu 'cemu 'l-Buldan'ı 1873 'de Wüstenfeld, İbnü'l-Esir'in el-Kamil'i Tornberg, Makdisi'nin Kitabu 'l-Bed' ve't-Tdrih'i Claman tarafından neşredilmiştir.
Reklam
Siyer-Hadis İlişkisi
Siyer ve hadis, aslında iki farklı ilim dalı değildir. Siyer, hadislerin sebep sonuç ilişkisi içerisinde bir kurguyla nakledilmiş halidir. Bazı yerlerde hadisin sebeb-i vürûdunu bazı yerlerde ise serdedilen sözün sonucunu açıklar. Bununla birlikte siyer veya siret, sünnetten daha kapsamlıdır. Hadisler Hz.Peygamberimizin hayatından çıkarılmış fotoğraf kareleri ise siyer bu fotoğrafların öncesi ve sonrasını, çekildiği ortamı ve şartları bize gösterir. Bir video nasıl fotoğraf karelerinden oluşuyorsa siyer de hadislerin yan yana getirilip bir görüntü içerisinde sunulmasından meydana gelir. Siyerin hadisten ayrı müstakil bir varlığından söz edilemez.
İslamda kadın köleliği ve fahişelik hakkında kaynaklar
Çok ciltli çalışmalar arasında genellikle dağınık durumda bulunan önemli bilgi kaynağı vardır ve bunlar arasında Taberi'ninkiler, İbn Asakir'inkiler ve Hişam'ın Siret'i bulunmaktadır.
Sayfa 152Kitabı okudu
Irkçılık ne büyük bir bela!
Ebû Hureyre'nin (r.) şöyle anlattığı nakledildi: Allah Rasûlü (s.) Yahudilerin mabedleri Havraya gitti, ve "En bilgilinizi karşıma çıkarın!" dedi. Karşısına Abdullah b. Surya çıktı. Rasulullah (s.) onunla başbaşa kaldı. Ona "Allah (c.) rızası için; onun size ihsan ettiği nimetleri ve kudreti helvası; sizi bulutla gölgelemesi; bütün bunların hakkı için doğru söyle: Benim Allah'ın (c.) peygamberi olduğumu biliyor musunuz?" dedi. O: "Evet vallahi! Benim bildiklerimi bu insanlar da biliyor. Senin sıfatların ve niteliklerin Tevrat'ta açık biçimde yer almaktadır. Ancak onlar seni çekemediler!" dedi. Rasulullah (s.) "Peki seni bundan ne alıkoyuyor?" diye sordu. O "Milletime aykırı hareket etmek istemiyorum. Umarım sana tabi olurlar ve müslüman olurlar da ben de müslüman olurum" dedi.(Siret-i İbn Hişam, 2/564)
Nitekim müşrikler, Mîrâc hâdisesi üzerine derhal bir yalanlama furyası başlatmışlardı. Maksatları, mü’minlerin kalbine şüphe ve vesvese tohumları ekerek onları îmândan çevirmekti. Bu sebeple pek çok sahâbîye gittikleri gibi Hazret-i Ebûbekir’e da gittiler ve ona müstehzî bir tavırla: “–Duydun mu, seninki semâlara çıktığından bahsediyormuş. Peki ya buna ne diyeceksin?” dediler. Hazret-i Ebûbekir ise büyük bir îman vecdi içinde, müşriklerin kulaklarına daha önce hiç duymadıkları ve bedbahtlıklarını bir kat daha katmerleştiren şu dâsitânî sadâkat cümlelerini nakşetti: “–O ne söylüyorsa doğrudur!.. Çünkü O, aslâ yalan söylemez! Ben O’nun her getirdiğine peşînen inanırım!” (İbn-i Hişâm, es-Sîret, II, 31) Şirkin temsilcileri, iğvâ ve vesvese teşebbüslerinin akîm (başarısız) kalmasıyla, kendilerine kahrederek bir kez daha elleri boş döndüler.
Sayfa 152 - Altınoluk, 2002Kitabı okudu
Reklam
Allah Resûlü, Medine"de bulundukları sürece Yahudilere din ve vicdan hürriyeti tanımış, kamu hukukunu ilgilendirmediği sürece hukukî davalarının çözümünü kendilerine bırakmıştır. Kendisine getirilen Yahudilerle ilgili davalarda ise uygulayacağı cezaya karar verirken Tevrat hükümlerine başvurmuş,(61) dolayısıyla Kurayzaoğulları örneğinde
Tarihler milâdî altıncı asrın başlarını gösterdiğinde Arap yarımadasının çeşitli bölgelerinde meskûn olan Yahudiler, kendi kutsal kitaplarında gönderileceği bildirilen (1) bir peygamberin geleceği müjdesini veriyorlardı. Bu beklenti, Yahudilerde putperest Araplara karşı egemen olacakları düşüncesini yerleştirmişti. Peygamber, Arapların içinden
Sayfa 263Kitabı okudu
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.