"Aramızdaki temel fark ne biliyor musun? Sen insanlara baktığında üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!"
"Peki sen ne görüyorsun bakalım?"
"İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
Dışarıda hafif çiseleyen bir yağmur vakit şafak vakti uçsuz bucaksız bir yol yanımda sen elim eline omzum göğsüne yaslı dudaklarımızda peş peşe dile getirdiğimiz Ahmed Arif cümleleri;
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can...
sonra birden bire etraf kararıyor önce ellerin ayrılıyor ellerimden sonra yüreğin yüreğimden... Feryat ediyor yüreğim ismini sayıklayıp duruyor zihnim... Ne yaparsam yapayım sesimi duyuramıyorum sana. Sanki gözlerin bana kör kulakların bana sağır olmuş gibi... Sonra uyanıyorum rüyayla başlayıp kabusla sona eren uykumdan. Aslında senin hiç gelmediğini gelmeyen birinin gitmesinin imkansız olduğunu idrak ediyorum...
Ayaklarım yerden yüksekte, bir taburenin üstünde tepeden seyrediyorum banyonun fayanslarını ıslak zeminde yansımamı görüyorum, boynuma geçirilmiş kalın halatı görüyorum kan çanağına dönmüş gözlerimi görüyorum ve sonra tabureden atlayıp gerçek benliğime ulaşıyorum bu sayede düşüncelerimden kurtuluyorum...
Bir süredir eskisi kadar kitap okuyamıyorum, müzik dinleyemiyorum, resim yapmak gelmiyor içimden. Taşıdığım yükler ruhuma ağır geliyor ve gittikçe altında eziliyorum. Ben yoruldum, kalbim yoruldu, aklım yoruldu, düşüncelerim yoruldu... Düşünmekten, sürekli düşünmekten, yoruldum. yaşama hevesim kalmadı umutlarım, hayallerim kalmadı. Geçmişte yaşamayı özledim sabahları erken uyanınca kahvaltı saatine kadar çizgi film izlediğim zamanları özledim..."Umut yok, gelecek yok, eskiye özlem çok..."
Kitap. Kitapların dünyası. Sihir ve keramet dolu bir dünya. Yaprakların arasından çıkıp gelen ve okuyucuyla sohbet eden bilginler,kahramanlar,korkaklar, yiğitler, serseriler, dilenciler, hükümdarlar, fahişeler, güzeller, fetbazlar, kötüler, deliler, katiller, fesatlar, öksüzler, soytarılar, alim ve aşıklar... Sayfaların arasından okuyucuya göz kırpan uzak diyarlar. Sayfalardan gülümseyen yabancı diller, gelenek-görenek ve kültürler... Farklı alfabeler;Kiril, Arapça, Latince... Kelime ve cümleler, dizeler. İsim ve lakaplar. Okumak;sağdan sola, soldan sağa. Okumak;renkli sayfaların arasında hiç yorulmadan sonsuz bir yolculuğa çıkmak.
Kitap. Rakipsiz sevgili. Dilsiz dost. Bilginin yoldaşı.
Açar kan kırmızı yedi verenler
Ve kar yağar bir yandan savrulur karacadağ
Savrulur zozan
Bak bıyığım buz tuttu üşüyorum da
Zemheri de uzadıkça uzadı
Seni baharmışsın gibi düşünüyorum
Seni diyarbekir gibi
Nelere nelere baskın gelmezki
Seni düşünmenin tadı...